Halepçe katliamının yıldönümü münasebetiyle değerlendirmelerde bulunan Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) Van Temsilcisi Molla Ali Arslan, Halepçe'de büyük bir katliamın yaşandığını belirterek, "Ama bugün Suriye'de, Filistin'de, Libya'da, Afganistan'da, Myanmar'da, Arakan'da yeni Halepçeler yaşanıyor. Her gün yüzlerce insan katlediliyor. Ümmet arasında her gün bir Halepçe yaşanıyor." dedi.
"Ümmet arasında her gün yeni Halepçe Katliamları yaşanıyor"
Halepçe halkının tek suçunun Müslüman bir halk olması ve İslam'a göre davranması olduğunu belirten Arslan, "Zalimler, o halkın kökenini bildikleri Müslüman Kürd halkı ile yıllarca uğraştılar ama dinsizleştiremediler. Sonunda kendi uçaklarıyla, fiili olarak o halka bir katliam uyguladılar. Kimyasal silah veren Amerika ve onun yandaşları, olan yerel hizmetkârlarıyla beraber. Acaba despotlar bitti mi ve yahut başka bir tabirle artık insanlık bundan bir ders aldı mı? Halepçe'de öldürülen insanlar her ne kadar Kürt Müslümanlar ise de aslında orada insanlık katledildi, bir insanlık katliamı yapıldı. Bu katliam aynı zamanda İslam âlemine de bir gözdağıydı. 'İşte sizin kardeşlerinizi öldürüyoruz ama sizin elinizle, sizin içinizdeki hizmetkarlarımız, kölelerimizle.' der gibi. Ümmet bundan bir ders almadı ki bugün de Suriye'de, Filistin'de, Libya'da, Afganistan'da, Myanmar'da, Arakan'da her gün yüzlerce Müslüman katlediliyor. Bunları bir araya getirsen, Ümmet arasında her gün yeni Halepçe Katliamları yaşanıyor diyebiliriz. Ümmet bundan ders almış olsaydı, Amerika gibi bir zalimi kendi başlarına buyruk kabul etmezlerdi. "dedi.
"Ümmet için önemli olan Halepçe'den ders almaktır"
Halepçe katliamından Müslümanların ders alması gerektiğini ifade eden Arslan, Halepçe'yi Saddam'a kırdıran, Halepçe Katliamını Ümmete yaşatanların bugün de İslam Ümmetine hükmettiğine dikkat çekti.
Arslan, "Ümmet bundan ders alsaydı tarihine bakardı. Halepçe'de katledilen anneler, yaşlı insanlar, gençler... bunların cenazelerini -bizzat veya fotoğraflar üzerinden- görenler, hayat boyunca bu durumu unutmamalı değil miydi? Fakat insanoğlunda balık hafızası gibi bir hafıza vardır, erken unutuyor maalesef. Biz de onun için erken unutuyoruz düşmanımızı. Ama zalimler ise hiçbir zaman unutmazlar. Dikkat edersek Yahudiler Filistin'i işgal ettiklerinde Golda Meir isimli siyonist, tüm elebaşlarını topluyor ve diyor ki: 'Burası bitti bizim için tamamdır, bundan sonraki hedefimiz Yesrip'tir. Ben bugün Hayber'de ve Yesrib'de katledilen ecdadımın kan kokusunu alıyorum.' 1400 yıl sonra eğer bir Yahudi bunu söyleyebiliyorsa, bir Müslümanın Kur'an'a ve kendi tarihine bakarak hiçbir zaman bu katliamları unutmaması lazım. Ümmet için önemli olan Halepçe'den ders almaktır. Ama ümmet ders almadı halen de Suriye'de her gün yeni yeni Halepçeler yaşanıyor." dedi.
"Amerika'nın özrü hangi mazlumun kanından daha önemlidir"
İslam liderlerinin Amerika'yı dost edindiğine dikkat çeken Arslan, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Biz Müslümanlar öyle bir seviyeye gelmişiz ki Amerika yaptıklarından dolayı bir özür dilese bizim için iş tamamdır. Amerika'nın 'özrü' hangi mazlumun kanından daha önemlidir? Hangi çocuğun, hangi annenin, hangi evladın kanından daha önemlidir? Ve bu 'özür' hangi Müslümanın vicdanında yer bulur, inancında karşılık bulur ki, bir kâfir seni öldürecek onun 'özrü' Müslümanın kanının bedeli olacak? Hangi tarihte böyle bir şey var? Hangi tarihe bakarsanız bakın böyle bir şey görülmemiştir. Fakat biz öyle bir seviyeye gelmişiz ki, Müslümanları bırakıp zalimleri dost edinmişiz. Ama buna rağmen zalimler yine bizi öldürüyor, özür dileyen ise bizler oluyoruz. Amerika orada durmuş, biz birbirimize mermi sıkıyoruz, birbirimizi öldürüyoruz."
"Müslümanların kanını zalimlere peşkeş çeken yöneticilere yazıklar olsun"
"Elinde imkân olduğu halde, ben Müslümanım diyen, adaletten bahseden, İslamiyet'ten bahseden yöneticiler utansın." diyen Arslan, bu tavırda büyük bir suç unsuru olduğunu söyledi.
Arslan sözlerini şöyle bitirdi: "Elinde fırsat varken bu fırsatı kullanmayan, adaleti tesis etmeyen ve Müslümanlara yönelik yapılan zulme, katliamlara seyirci kalarak Müslümanların kanını zalimlere peşkeş çeken yöneticilere veyl (yazıklar) olsun diyoruz. Bunun hesabı Allah'ın nezdinde çok ağır olacaktır. Eğer bizlerde bu duruma rıza gösterir veya bu zulmün karşısında sessiz kalırsak aynı suçun hesabı bizden de istenecektir Allah muhafaza." (Yunus Tuğrul-İLKHA)