Partisinin il kongresine katılmak amacıyla Kahramanmaraş'a gelen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
Burada katılımcılara hitap eden Şahin, başta adalet olmak üzere toplumsal hayatta meydana gelen ahlaki çöküntüye dikkati çekti.
Şahin, "Parti olarak, kuruluşumuzdan bu yana dışarıyla temasa önem verdik, vermeye çalışıyoruz. Dışarıyla temaslarımız bizim için istişaredir. İstişareler de bizim için yol göstericidir. Bununla birlikte, yaşadığımız coğrafyada Müslümanların oldukça sık bir şekilde bir araya gelmesi gerekiyor. İslami şahsiyet ve kesimlerin birbirlerine oldukça yakın olması gerekiyor." dedi.
"Fikirler ve inançlar ölçülerini aştıkları zaman ölümcül olabiliyorlar"
Coğrafyalarının siyasi gelişmeler üzerinden şekillendiğini dile getiren Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "Siyaset toplumla yapılır. Coğrafyamız çok zorlu bir süreçten geçerken toplumun örgütlü kesimleri, oluşumlarıyla temas çok daha önem arz etmektedir. Toplumun örgütlü kesimleri derken biz öncelikli olarak İslami kesimleri alıyoruz. Düşüncede, üslup ve metotta her ne kadar farklılıklar olsa da davamız, hedefimiz, beslendiğimiz kaynaklar birdir. Biz bu farklılıkları zenginliklerimiz olarak biliyoruz. Fikirler ve inançlar ölçü içinde olduğu zaman hayatın zenginlikleridir. Fakat ölçülerini aştıkları zaman yıkıcı ve ölümcül olabiliyorlar."
"Farklılıklar üzerinden kaoslar, kargaşalar oluşturuluyor"
Türkiye'de farklılıklar üzerinden kaos ve kargaşa oluşturulduğunu vurgulayan Şahin, "İslam, bu farklılıklara geniş daireler vermiş, hayat hakkı tanımıştır. İslam dışı farklılıklara da hayat hakkı tanımıştır. Bu açıdan biz, hayatın merkezine İslam'ı alıyoruz. Çünkü biz İslam'ı referans alan bir partiyiz. Hayatın merkezine İslam'ı aldığımız için Müslüman kardeşlerimize gitmeyi önceliyoruz. Müslüman kesimlerle bir araya gelmeyi bu toplumun bir parçası, zenginliği, memleketin bir unsuru olarak görüyoruz. Biz bu memleketin Kemalist'ine de gitmişiz. Niye gidiyoruz? Çünkü onlar da bu toplumun bir parçası. Asgari müştereklerde buluşmamız gereken bir parçadır. Zaten ülkenin farklılıkları ayrıştırılmış, ayrıştırılan farklılıklar çatıştırılıyor. Farklılıklar üzerinden kaoslar, kargaşalar oluşturuluyor. Buna mahal vermemek için bizlerin asgari müşterekte buluşması, buradan ortak bir akıl ve ortak bir yaşam kültürü geliştirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Şahin, farklılıkların çatışma sebebi olarak görülmesinin kimseye fayda vermediğine dikkati çekerek, "İşte, Suriye bunun en canlı örneği. Suriye, farklılıkların ayrıştırılması üzerinden çatıştırıldığı ve yıkıma sürüklendiği bir ülke. Suriye'de sadece Müslümanlar can vermedi, yurtlarından olmadı. Demokrat da öldü solcu da Hristiyan da. Bunlar savaşın yıkıcı sonuçlarının verdiği aynı acıyı yaşıyor. Memleketlerindeyken birbirlerine selam vermeyenler, birbirlerini ayrı görenler, birbirlerini düşman olarak görenler vatanlarının dışındayken aynı toplumun bir unsuru olduğunu daha yeni idrak ediyorlar." şeklinde konuştu.
"Dâhili düşmanlıkları asgari düzeye indirebilirsek dışarıya karşı koyabilecek gücü elde ederiz"
Öncelikle dâhili sorunların halledilip, kenetlenmenin sağlanması gerektiğinin altını çizen Şahin, şunları söyledi:
"Dolayısıyla coğrafyamız böyle bir süreçten geçerken, yangın çemberi etrafımızı kuşatmış ve ülkemize de sıçrama tehlikesi varken tuttuğumuz keskin mevkilerde birbirimize ateş etmememiz lazım. Biz, dâhili düşmanlıkların yıkıcı olduğuna inanıyoruz. Dâhili düşmanlıkların mümkün mertebe asgari düzeye indirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Hem ülke içerisinde hem İslam âleminde dâhili düşmanlıkları asgari düzeye indirebilirsek dışarıya karşı koyabilecek gücü elde ederiz. Biz içeride kırılmış, bozulmuş, dağılmış tarafımızı ne kadar onarırsak içeride güçlenmiş olacağız. Dışarıya karşı bu güçle mücadele etme fırsatını bulacağız."
"Adaleti tesis edebilirsek bu memleket kardeşliği ve huzuru bulacak"
Türkiye'de en çok ihtiyaç duyulan şeyin adalet olduğunu belirten Şahin, "Biz, parti olarak özellikle memleketin, ümmetin ihtiyacı üzerine kurulduk. Biz kurulurken merkeze insanı yerleştirdik. Çünkü bu ülkede en çok ihtiyaç duyulan şeyin adalet olduğunu gördük. Adalet tesis edilirse farklılıklar sorun olmaktan çıkar. İdarede adalet sağlanırsa millet-i İbrahim tesis edilecektir. Eğer bunu tesis edebilirsek inşallah bu memleket kardeşliği, huzuru, güveni, birliği bulacak. Bu memleketin geleceği garanti altına alınmış olacak." dedi.
"Adalet adına atılan bazı adamlar var ancak 28 Şubat'ın mağduriyeti bir an önce giderilmelidir"
Adaletin tesis edilmesi noktasında toplumun her kesiminden insanın bu işi dert edinmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Şahin, "Bu da bizlere, sivil toplum kuruluşlarına, fert olarak bu memleketin vatandaşlarına düşüyor. Basın mensupları olarak medyaya düşüyor. Bizler bunun mücadelesini verebilirsek bir araya geleceğimize inanıyorum. Bir araya gelmekle de memleketin geleceğini inşa edeceğiz. Bunu gerçekleştirebilmek için de geçmişten bugüne kadar gelen mağduriyetleri gidermeyi öncelemek lazım. Mağduriyetleri başlık başlık tespit ederek, bu mağduriyetlerin giderilmesi üzerinden adaleti tesis etmeye başlarız. Bunların başında 28 Şubat mağdurları geliyor. 28 Şubat mağdurları bu memleketin en büyük adaletsizliklerinden biridir. 600 civarı insanın mağduriyetinden bahsediyoruz. Bunların eşleri, çocukları, anne ve babaları ile yakınlarıyla birlikte bu sayı yüz binleri buluyor. Bu memlekette adalet adına atılan bazı adamlar var ancak 28 Şubat'ın mağduriyeti bir an önce giderilmelidir. Bunun dışında sosyal, siyasal ve ekonomik alanda adaletin tesis edilebilmesi lazım." ifadelerini kullandı. (Cemil Özdaş - İLKHA)