Fatma DEMİR / DOĞRUHABER
Rahman ve Rahim olan Allah`ın adıyla…
“Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider)” (Hadid/20)
Kur`an-ı Kerim`de geçen bir çok ayette “Dünya hayatı sizi aldatmasın” (Fatır/5) gibi ikazlar yapılmaktadır.
Dünyevileşme insanları her şeye maddi açıdan bakmaya sürükler. Mala, mülke, makam ve mevkiye olan sevginin tutkuya dönüşmesine sebep olur. Allah Resulü dünyevileşme ile ilgili endişesini bu sözlerle dile getirmektedir:
“Korktuğum şeylerden birisi de benden sonra size dünya nimet ve ziynetlerinin açılması, sizin de onlara gönlünüzü kaptırmanızdır” (Buhari/Müslim)
Toplum olarak kadın-erkek hepimiz dünyevileşmenin hayatımızı kuşatması altındayız.
İmam Zeynel Abidin (a.s)`a "Halkın en değerlisi kimdir?" diye sorduklarında: "Dünyayı kendisi için bir değer bilmeyen kimsedir. " buyurdu..
Her insan İslam fıtratı üzerine doğar ama dünyevileştikçe dünyanın kiri pası tüm benliğini sarar ve bir ömür, izi kalır. Bu dünyevileşme tüm hayatına yön verir. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayıp dünyanın ihtişamına kapılır. Dünyada yalnızca menfaatini, makamını, mevkisini düşünmeye başlar.
İmam Ali de dünya hayatı ile ilgili şu sözleri söyler: ”Şüphesiz dünya sıkıntılar yuvası, fitneler yurdudur. Kim onu elde etmeye çalışırsa kaybeder. Kim onu istemezse karşısına çıkar, kim ona bakarsa kör eder.”
Dünya hayatının süsüne kapılıp ahireti unutanlardan olmamamız gerektiğini, Dünya hayatının geçici olduğunu malın mülkün bizler için yalnızca birer imtihan vesilesi olduğunu unutmamalıyız.
Allah kalbimizi dünyaya aldananlardan eylemesin!