Mehmet Sait Çelik-BATMAN
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Batman İl Teşkilatı 2`nci Olağan Kongresi`ne katılarak gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Çözüm süreci, Kürt meselesi, güvenlik soruşturmalarının doğurduğu sorunlar, OHAL`in yüzde 5`lik yetkisinin beraberinde getirdiği mağduriyetler, hayvancılığın önündeki engeller, aile kurumunun çöküntüye uğraması, gün geçtikçe artan uyuşturucu kullanımı gibi konulara değinen Yapıcıoğlu, faize dayalı Türkiye ekonomisinin de ciddi sorunlar doğurduğunu söyledi. Türkiye`nin bütçesinde 400 milyar doları aşkın dış borç ve bir o kadar da iç borcun toplamının, faize ödenen paranın 56 milyar olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, bunun yaklaşık 5 katının kredilere gidebileceğini, Türkiye`nin ise bunun altından kalkamayacağını vurguladı.
"TEMEL HAKLAR PAZARLIK KONUSU OLMAZ"
Memleketin zulümden kaynaklanan pek çok meselesinin olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, "Yaşanan sorunlardan bir tanesi Kürt meselesidir. Biliyorsunuz bundan birkaç sene önce hükümet yetkilileri 'biz bu meseleyi çözeceğiz' diye bir süreç başlattılar. Adına 'çözüm süreci' dedikleri bir süreç başlattılar. Biz buna 'çatışmasızlık süreci' dedik. Ne için çözüm süreci değil de çatışmasızlık süreci, dedik. Çünkü biz o süreçten çözüm çıkmayacağını biliyorduk. Çünkü o sürecin temeli yanlış atılmıştı. Uyardık ve dedik ki, siz elinde silah olanları bu milletin temsilcisi olarak karşınızda oturtuyorsunuz, hata ediyorsunuz. Dedik ki, siz milletin meşru olan bazı taleplerini de elinde silah olan kişilerle pazarlık konusu yapıyorsunuz, hata ediyorsunuz. Temel haklar pazarlık konusu olmaz. Dedik ki, siz bu hakların tanınmasını elinde silah olan kişilerin elindeki silahı bırakma şartına bağlıyorsunuz, hata ediyorsunuz. Dinletemedik." dedi.
"MESELEYİ ÇÖZMEK İSTİYORSANIZ ÖRGÜTLÜ YAPILAR SİZİN MUHATABINIZDIR"
Kürt meselesini çözmenin bugün tam vakti olduğuna dikkati çeken Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz o gün de söyledik. Bugün de tekrar ediyoruz. Bu meseleyi çözmek istiyorsanız bu milletin başta örgütlü yapıları olmak üzere tümü sizin muhatabınızdır. Eğer bir şey hak ise onu yasal, anayasal güvenceye alırsınız gerekli düzenlemeleri yaparsınız. Bugün çatışmalı süreç yeniden başlamış diye, bugün operasyonlar yapılıyor diye siz o adımları atmaktan imtina ediyorsanız şöyle bir görüntü çıkıyor. Birileri çıkıp propagandayı yapıyor ve yapacak. Siz silahın, çatışmanın hak arama yöntemi olmayacağını ve olamayacağını söylüyordunuz bakın 'Biz güçlü bir silahlı direniş göstermeyince hükümet adım atmıyor.` Eğer öyle deseler ne diyeceksiniz peki? Eğer gerçekten bu meseleyi çözmek için bir iradeniz bir niyetiniz varsa işte bugün tam vaktidir. ‘Biz birilerinin silahını doğrultmasından dolayı meseleyi çözüyor değiliz. Biz haksızlık olduğuna inandığımız bütün uygulamalara son veriyoruz. Milletin meşru taleplerini yerine getiriyoruz. Gasp edilen hakları iade ediyoruz` deseniz yanlış mı olur? Hayır, belki daha önce yapmış olduğunuz yanlışları da affettirmiş olacaksınız. Fakat maalesef şu anda bu irade görünmüyor."
"ŞU ANDA BİLE BU SÖYLEDİKLERİMİZ HENÜZ YA ANLAŞILMADI YA DA KABUL EDİLMEK İSTENMİYOR"
"PKK biter veya kendi kendisini feshetse bile bundan yıllar sonra başka bir şey ortaya çıkacaktır" diyen Yapıcıoğlu, "Bu dediğim tablo çözümsüzlükte ısrar veya sorunu halının altına süpürerek onu yok farz etmektir. Şu anda böyle yaparsanız olağanüstü şartlar olan OHAL şartlarında belki çok fazla dillendirilmeyen bazı meseleler bir müddet sonra uç verecektir. Adına ‘çözüm süreci` dediğiniz süreçte de tekrar ettik. Dedik ki eğer siz PKK'yi ve onun elindeki silahı sorunun bizatihi kendisi görürseniz yani bir sonuç olduğunu kabul etmezseniz, sebep olarak görürseniz; PKK biter veya kendi kendisini feshetse bile bundan yıllar sonra başka bir şey ortaya çıkacaktır. Belki sadece ismi değişecektir. Fakat görünen o ki şu anda bile bu söylediklerimiz henüz ya anlaşılmadı ya da kabul edilmek istenmiyor." dedi.
"EVLİLİK SAYISI DÜŞÜYOR AİLE KURUMU ÇATIRDIYOR"
TÜİK'in açıkladığı evlenme ve boşanma istatistiklerine dikkati çeken Yapıcıoğlu, "Yaklaşık olarak 8-9 yıldır düzenli olarak boşanma oranları yükseliyor, evlilik sayısı aşağı düşüyor. Aile kurumu çatırdıyor. Biz bu hususu her fırsatta dile getirdik. Dedik ki, ‘bir çözüm bulun, çare arayın. Aile çökerse toplumu ayakta tutamazsınız.` Toplumu ayakta tutan birinci şey eğer adaletse, ikinci şey aile kurumunun ayakta olmasıdır. Maalesef bugüne kadar tedbir alınamadı. Tedbir adına yapılan düzenlemeler aile kurumuna daha da zarar verdi." değerlendirmesinde bulundu.