Genelkurmay Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Zeytin Dalı Harekatı'nın başarıyla sürdürüldüğü, harekatın planlama ve icrasında yalnızca militanlar ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçlerin hedef alındığı belirtildi.

Sivil ve masum kişilerin ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyetin gösterildiği hatırlatılan açıklamada, harekat sırasında tüm faaliyetlerin hem askeri hem ahlaki değerler anlamında diğer dünya ülkelerine örnek olacak bir anlayışla icra edildiği vurgulandı.

Açıklamada, harekat bölgesinde kalan sivillerin sağlık hizmetleri dahil temel insani ihtiyaçlarının özveriyle karşılandığı belirtildi. Bu kapsamda ele geçirilen bölgelerde güvenliğin sağlanmasının ardından öncelikle bölge halkının evlerine dönmelerine yardımcı olunduğu, eş zamanlı olarak Kızılay ve AFAD ile koordineli şekilde insani yardım faaliyetleri başlatıldığı ifade edildi.

Açıklamada, "Harekat kapsamında gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde 12 Mart 2018 tarihinden itibaren Afrin kent merkezi kuşatılmış, müteakip harekat için kritik öneme sahip bölgeler ele geçirilmiştir." denildi.

Afrin kuşatmasında güvenli koridor imkanı
Sahadaki AA muhabirlerinin bildirdiğine göre, TSK ve ÖSO, Afrin kent merkezini kuşatmaya alırken, güneyden kent merkezini terk etmek isteyen siviller için güvenli koridor imkanı sağladı.

Genelkurmay Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Zeytin Dalı Harekatı kapsamında gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde 12 Mart 2018 tarihinden itibaren Afrin kent merkezi kuşatıldı." ifadesi kullanılmıştı.

TSK ve ÖSO, dün 12 köyü kurtarmıştı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, dün akşamki açıklamasında 175'i köy, 37'si kritik nokta olmak üzere toplam 212 bölgenin kontrol altına alındığı, kurtarılan toplam alanın bin 102 kilometrekareye ulaştığını söylemişti.

YPG/PKK'nın yığınak ve savunma hatları, büyük ölçüde Afrin ilçe merkezinde bulunuyor. Beldelerdeki sivilleri canlı kalkan yapabilmek için nüfusu zorla ilçe merkezine yönlendiren YPG/PYD, merkezden Beşşar Esed rejimi ve askeri muhaliflerin kontrolündeki bölgelere gitmek isteyen Arap ve Kürt nüfusa ise engel oluyor. Sivillerin alıkonulması, Birleşmiş Milletlerden de tepki görüyor.