Bir dizi temaslarda bulunmak ve bazı ziyaretler gerçekleştirmek için Adıyaman'a gelen Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Siyaset Akademisi"toplantısında katılımcılara siyasette başarılı olmanın yolları ile kardeşlik konusunda nasıl davranmaları gerektiği hususunda bilgiler verdi.

Siyasette önemli olanın makamlara gelmek değil hizmet üretebilmek olduğunu belirten Bakan Fakıbaba, bir iş yapılacağı zaman "en iyisi nasıl yapılır" diye düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

Ekip çalışmasının önemine dikkat çeken Fakıbaba, "Tek başına bir bakan başarılı olamaz. Tek başına bir başhekim, belediye başkanı başarılı olamaz. Ekip ruhu olmalı. Güvendiğin ekip ile ve çok çalışarak, inanarak ortaya çıkar. Siz insanları seviyorsunuz. Sizin sevdiğinizi insanlar da sizde görmeli. Bu bölgenin insanı gerçekten böyledir. Bir verdiğinizde beş verir." dedi.

Fakıbaba, "Siyasette paran ve diğer dünyevi şeyler ön planda değildir; asıl olan samimiyettir. Eğer vatandaş severse zaten oy verir. Halka güven vermek, samimi olmak yapabileceğiniz şeyleri yapabilmek, yapmayacağınız şeyleri yapmamak. Adil olmak, halk ile devamlı iç içe olmak. Halkın problemlerini dinlemek... Halkın dediklerini devamlı yapamayabilirsiniz. Bu doğal bir olaydır. Mutlaka her şeyi halledeceksiniz, bu kolay bir olay değil. Ama şu var; siyasette bildiğim bir tek şey var: Samimi olacaksınız, yürekli olacaksınız. Birisine hayır diyorsanız öbürüne de hayır diyeceksiniz. Kesinlikle ayrım yapmayacaksınız." ifadelerini kullandı.

"Siyaseti ibadet olarak görün"

Siyasetin,  dünyanın en zevkli işlerinde birisi olduğunu söyleyen Fakıbaba, "Çünkü insanlar sizi seviyor. Size bir baba, bir ağabey gözü ile bakıyor. Size geliyor problemlerini söylüyor ve neticede dua alıyorsunuz. Siyaset neticede dua alınabilecek bir makamdır. Siyasetçi olmayı size tavsiye ederim ve bir ibadet olarak görün." diye belirtti.

"Ablalar, abiler vali tayin ediyordu"

15 Temmuz darbe girişimine değinen Fakıbaba,şöyle konuştu: "Her işte bir hayır vardır.  15 Temmuz hain darbesi bizi uyandırdı. Ablalar, abiler geliyordu valiyi tayin ediyorlardı. Belediye başkanını tayin ediyorlardı. Belediye başkanı adayı üzerinde duruyorlardı. Büyük mücadeleler verildi. Keşke şehidimiz olmasaydı. Keşke 15 Temmuz olmasaydı ama her işte bir hayır vardır. Bunu yapmamış olsalardı belki de 3 yıl sonara direk olarak her şeyi teslim almış olacaklardı."

"Afrin'i gerçek sahiplerine verip geri çekileceğiz"

Afrin operasyonuna değilen Fakıbaba, "Sizler oraya terörist gönderiyorsunuz ve benim insanlarımı öldürtüyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Kim olursa olsun, hangi ülke olursa olsun, kendisini ne zanneden olursa olsun, efendim on binlerce kilometre büyüklüğünde dünyanın en büyük ülkesi de olsa, biz bize karşı olan haksızlığı önleriz. Gerekirse hepimiz ölürüz. Bizim amacımız Suriye'yi Suriyelilere, Afrin'i Afrinlilere vermek. Biz orada Afrin'i, terör örgütlerinden kurtarıp gerçek sahiplerine yani Suriyeli kardeşlerimize verip geri çekileceğiz. Ama sınırlarımızı da güvence altına alacağız. Akdeniz'in kıyısından Irak'ın kıyısına kadar, bunun başka da yolu yok. Allah'ın izniyle biz bunu yapabilecek güçteyiz. Onun için biz birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz sürece bize Allah'tan başka hiç kimsenin gücü yetmez, biz öyle bir ülkeyiz. Öyle bir ülkenin torunlarıyız. Gelsin görsünler, gelecekleri varsa vallahi görecekleri de var." şeklinde konuştu. (Cemil Özdaş - İLKHA)