TÜİK'in 2017 yılı "Yaşam Memnuniyeti" araştırmasına göre, mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2016 yılında yüzde 61,3 iken 2017 yılında yüzde 58 oldu. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise yüzde 10,4'ten yüzde 11,1'e yükseldi.

Mutluluk oranlarında yaşanan düşüşe ilişkin İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Muş Alparslan Üniversitesinde görevli Psikolog Fatma Akça, mutluluğu etkileyen önemli faktörlerden birinin dini inanç olduğunu ve ahirete olan inancın mutluluğu sağlayan önemli bir faktör olduğunu söyledi.

Mutluluğun tanımını yaparak sözlerine başlayan Psikolog Akça, "Mutluluk istenilen, özlem duyulan durumlara ya da olaylara erişildiğinde duyulan bir duygudur. Biz psikologlarda mutluluğa kişisel bakıyoruz. Çünkü her insanın mutlu olduğu durum farklıdır. Her insanın amaçları, hedefleri farklı olduğu için mutluluk da kişilere göre değişiyor. Bizlerde mutluluğa tam bir tanım yapmıyoruz. Fakat mutluluğun olumlu ve olması gereken bir duygu olduğunu söyleyebiliriz." dedi.

Mutluluk oranlarının düşmesinde ekonomik sıkıntıların etkili olduğuna değinen Akça, "Ülkemiz bazında bakarsak mutluluk oranlarının düşmesinde ekonomik sebepler etkilidir. Fakat genel olarak mutluluğun düşmesinde insanların gelecek kaygısı hissetmeleri ve mutluluğu başkalarından beklemelidir. İnsanların kendisi mutluluk için uğraşmayıp dışarıdan bir etkinin mutluluk getirdiğine inanmaları ülkemiz için mutluluğun düşmesin de etkilidir. Mutluluk, insan için bir hedef olmamalıdır. Hedef olarak mutluluğu belirlersek ulaşmadığımızda sürekli kendimizi üzgün hissederiz. Bunun için yaşadığımız hayatın ve zamanın geri gelmeyeceğini bilerek her anın güzel yaşanması gerektiğini sahip olduğumuz şeylerle mutluluk duymayı bilmeliyiz." şeklinde konuştu.

"İşsizlik durumu mutluluğu etkileyen bir faktördür"

Yaşlı insanların ahiret inancına yönelik amaçları olduğu için daha mutlu hissettiklerini belirten Akça, ahirete olan inancın mutluluğu sağlayan önemli bir faktör olduğunu söyledi.

Akça, "Mutluluğun yaşı olmaz. Çünkü her yaşta farklı mutluluk sebeplerimiz vardır. Örneğin bir bebeğin karnının doyurulup altının temizlenmesi onun için bir mutluluk sebebidir. İleriki yaşlarda akademik başarılar ve ikili ilişkilerdeki başarı mutluluğu getiren şeyler olarak görülür. Bundan dolayı mutluluğun yaşı olmaz, yaşa göre mutluluk sebepleri olur. Verilere göre, yaşlılar gençlere göre daha mutlu hissediyor. Yaşlılar neden mutlular yerine gençler neden mutsuzdur. Bunun üstüne gitmemiz gerekir. Her yaşta istenilen hedefler değişiyor. İnsanlar yaşlandığında emekli olurlar ve belirli şeyleri aşmış olurlar. Kendi akrabaları ve çocuklarıyla kalmak isterler. Bunun dışında bir de din etkisi var. İnsanlar yaşlandıklarında geleceğe dair iyimser düşünürler.  Din unsurundan kaynaklı bir ümit vardır ve bu yaşlılarda daha ileridir. Çünkü ahiret inancına yönelik bir amaçları vardır. Gençlerde daha çok maddi-materyalist bir düşünce vardır. Arabam olsun, işim olsun ve istediğim kişiyle evleneyim gibi maddi kaygılar ön planda olur. Bu durum yaşlılarda daha az oluyor. Bunların dışında işsizlik durumu mutluluğu etkileyen bir faktördür. Üniversitelerimiz çoğaldığı. Neredeyse her şehirde bir üniversite var. Bununla beraber mezunlarımız artıyor. Fakat iş bulma olanakları gençlere göre çok az. Gençlerde bunun için çabalamak yerine nedenleri başkalarında arıyorlar. Bunlardan dolayı gençler mutsuz ve geleceği umutsuz bakabiliyorlar." ifadelerini kullandı.

Bilimsel çalışmaların dini inanca sahip insanların sorunlarla daha iyi baş ettiğini gösterdiğini ifade eden Akça, "Bilimsel çalışmalar dini inancı olan kişilerin karşılaştıkları durumlarla daha iyi baş ettiklerini gösteriyor. Örneğin hastalıklarla daha iyi baş ettiklerini görüyoruz. Bunun nedeni ise hayatlarının bir amacı olmasıdır. Müslümanlar yok olmayı düşünmezler. Çünkü İslam'da yok oluş yoktur. Ahiret inancı olduğu için kendilerini kontrol ederler. Kötü bir durumla karşılaştıklarında Kur'an ve Sünnet gibi yol rehberleri vardır. Bir sorunla karşılaştığınızda önünüzde maddeler varsa, nereye başvuracağınızı biliyorsanız zaten mutlu olursunuz." dedi.

"Yarın ne olacak endişesi ile yaşarsanız mutsuz olursunuz"

Geleceğe dair endişenin insanları mutsuz ettiğine dikkat çeken Akça, son olarak şöyle konuştu: "Bizler bu hayatı yaşıyoruz ve bunun için bazı ihtiyaçlarımız oluyor. İhtiyaçlar hiyerarşisi vardır. Normal fiziksel ihtiyaçlar karşıladıktan sonra diğer ihtiyaçlara geçeriz. Saygı, sevgi kendini gerçekleştirme ve manevi durumlar gibi. Eğer fiziksel ihtiyaçlarınız karşılanmazsa, kendinizi güvende hissetmezseniz, barınacak bir çatınızda yoksa ve sonraki gününde endişesini yaşıyorsanız mutlaka mutsuz olursunuz. Çünkü sürekli bir endişe, bir korku olur. Yarın ne olacak endişesi ile yaşarsanız mutsuz olursunuz. İşsizlik bu bağlamda mutluluğu etkiliyor. Fakat dinimiz buna da çok güzel bir çözüm getiriyor. Rızkı veren Allah'tır. Her doğan kişinin rızkını Allah veriyor. Dinin bu bağlamda da mutluluğa çok büyük bir etkisi vardır." (Ayetullah Tarhan-İLKHA)