MUHSİN ŞENOL- DOĞRUHABER
Suriye`de 7 yıldır devam eden savaşta hapsedilen, işkence ve kötü muamele gören kadınlara dikkat çekmek ve özgürlüklerini talep etmek için oluşturulan Uluslararası Vicdan Konvoyu, İstanbul Yenikapı Miting Alanı`ndan yola çıktı. Türkiye`deki kadınların öncülüğünde konvoya, 55 ülkeden farklı din, dil, ırk ve kültürlerden binlerce kadın katılıyor. Katılımcılar arasında STK temsilcileri, akademisyen, hukukçu, medya mensubu, gazeteci, yazar, doktor, sanatçı, sporcu, siyasetçi, ev hanımı ve çalışan kadınlar bulunuyor. Yurt dışından ise Pakistan Milletvekili Munaza Hasan, Ukraynalı Doktor ve Milletvekili Olga Bogomolets, İskoçyalı Yazar-Gazeteci ve Kadın Hakları Aktivisti Yvonne Rıdley, İngiltere Newcastle Belediye Meclis Üyesi Ann Schofield, Katar Emiri Ailesinden Asia Waheed Alrabayah, Malay Üniversitesi Hukuk Fakültesi`nden Prof. Dato Sri Dr. Zaleha Kamaruddin, Mandela`nın Gelini Rayne Rose Mandela-Perry, İngiltere`den Ödüllü Komedyen Yazar ve Aktör Sajeela Kershi ve Bosna`dan Srebrenitsa Anneleri gibi önemli isimler de dahil oluyor. Yenikapı Miting Alanı`nda saat 10.30`daki basın açıklamasının ardından yola çıkan konvoyun daha sonraki durakları ise sırasıyla Kocaeli, Sakarya, Ankara, Adana. Konvoy daha sonra 8 Mart Dünya Kadınlar Günü`nde Hatay Fuar Alanı`ndan saat 10.30`da dünyaya seslenecek. 60 otobüsle İstanbul`dan yola çıkan konvoya Anadolu`dan da katılanlar olacak. Toplamda 200`e yakın otobüsle Hatay`a ulaşacak olan konvoy, yapılan etkinliklerin ardından İstanbul`a geri dönecek. Yenikapı`da düzenlenen basın açıklamasında Vicdan Konvoyu adına konuşan Avukat Gülden Sönmez, "Bir dünya kadın buradayız! Ey Suriyeli kardeşlerimiz sizden asla vazgeçmeyeceğiz." dedi.
"SURİYE REJİMİ KADINLARA TECAVÜZÜ BİR SİLAH OLARAK KULLANIYOR"
"Zamanın insanları olarak, İnsanlık tarihinin çocuk katliamını canlı izleyen ve en çok çocuk katleden dönemine şahitlik ettik. Bir milyona yakın insan 15 bini çocuk katledildi." diyen Sönmez, şöyle konuştu:
"En şanslıları muhacirlerdi belki de yaşama tutunmak adına. Ama hepimize yetecek kadar geniş yeryüzünde bir metrekare veremedik muhacir olanlara. Sınırlar kapatıldı, bebekler denizlerde boğuldular. 400 binden fazla insan sorgu merkezlerinde, hapishanelerde tutuldu. Çocuk, kadın, yaşlı ve erkek ayırt etmeden. 13 bin 104 insan bu dönemde bu hapishanelerde hayatını kaybetti. Akıbetinden hiçbir şekilde haber alınamayan 76 bin insanı ‘kayıp` diye geçiyor haberler. 116`sı çocuk 4 bin 219`u kadın toplamında 13 bin 581 kadın tutuldu. 6 bin 736 kadın ise halen bu hapishanelerdeler. İşkence görüyorlar, tecavüze uğruyorlar. Suriye Rejimi kadınlara tecavüzü bir silah olarak kullandı, kullanıyor."
"ÇIĞLIKLAR DUVARLARI, SINIRLARI AŞTI KULAKLARI SAĞIR EDERCESİNE"
Sönmez, "Bütün bunlar olurken hukuk sistemlerinin savaş suçu, insanlığa karşı suç olarak tarif ettiği bu suçlar tüm uluslararası mekanizmaların ve devletlerin gözü önünde işlendi. Uluslararası hukuk suçların işlenmesini engelleyemedi, suçluları cezalandırmayı başaramadı ama bu suçların işlendiğini bir rejim askeri adli tıp subayının sızdırdığı 55 bin fotoğrafla tespit etmeyi başardı. Çok korkunç işkencelerle katledilen 6 bin 786 insanın işkenceye uğramış bedenleri dünyanın orta yerine düştü. Fotoğraflardaki çığlıklar duvarları, sınırları aştı kulakları sağır edercesine." şeklinde konuştu.
"İNSANLIĞIN VİCDANINA DOĞRU YOLA ÇIKIYORUZ"
Sönmez daha sonra şunları kaydetti: "Sizi duymamızı engellemek isteyenlerin tüm gürültüsüne rağmen sizi duyuyoruz. Acınızı hissediyoruz. Ve sevgili kardeşim senin için geliyoruz! Dünyanın dört bir yanından din, dil, ırk fark etmeden bir dünya kadın toplandık, insanlığın vicdanına doğru yola çıkıyoruz! Suriye hapishanelerinde beklenen vicdanın bu Konvoy`da olduğunu söylemek üzere yola çıkıyoruz. Üzgünüz! Dünya sessiz kaldıkça siz daha fazla eziliyorsunuz! Üzgünüz! Dünya sessiz kaldıkça zalimler cesaret buluyorlar! Çok beklediğinizi biliyoruz. Nerde insanlık dediğinizi duyuyoruz! Biz buradayız kardeşim! Seni terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Seni kurtarmak için yola çıkıyoruz. Seni kurtarmanın, seni yaşatmanın bütün insanlığı yaşatmak, ümidi yaşatmak, yaşamı yaşatmak olduğunu biliyoruz."