M. ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER
Zulüm ve karanlıklar çağı olan 28 Şubat sürecinde uydurma delillerle mahkûm edilen mağdurlar, adalet bekliyor. Üzerinden geçen 21 yıla rağmen, birçok alanda düzenlemelere, mağduriyetlerin giderilmesi adına adımlar atılmışsa da bu dönemin en büyük mağduru yusufiler için henüz bir adım atılmadı. FETÖ yargısının mağduru olan birçok dosyada yeniden yargılanma yolu açılırken, 28 Şubat mahkûmlarının davaları ise hala ele alınmadı. Darbenin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen acısının hala hissedildiğini ifade eden HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “28 Şubat bir MGK kararı ile olup biten bir şey değildi, darbeye gelinen ve hazırlanan bir süreç vardı. Darbenin yıldönümünde Sayın Başbakan`ın bazı açıklamaları oldu. Dedi ki, ‘Bin yıl sürecek denilen darbeyi tarihin çöplüğüne attık, yaralarımızı sardık ve darbecilerden hesap sorduk.` 28 Şubat sadece hükümetin düşürülmesiyle sonuçlanan bir darbe miydi, başka sonuçları olmadı mı? Kimisinin makamını çaldılar, rahmetli Necmettin Erbakan Hoca örneğinde olduğu gibi. Kimisinin de başındaki örtüsünden dolayı okuma hakkını gasp ettiler. Kimisinin çalışma hakkını, ticaret yapma hürriyetini çaldılar. Ama bütün bunlardan daha önemli olan şeyler çalındı o süreçte. Kiminin gençliğini çaldılar, genç yaşlarda cezaevine atılıp 20 yıldır nişanlısını bekleyenler var. Evet, kimisinin evladını çaldılar, kiminin de baba olma hakkını, kiminin eşini çaldılar ve hayallerini çaldılar. Daha da acısı kimisinin anne babasının taziyesine katılma hakkını, mezarı başında bir Fatiha okuma hakkını çaldılar. Şimdi hükümet yetkililerinden bazıları diyor ki 28 Şubat`ın maliyeti 390 milyar dolar. Buradan soruyorum; bu saydıklarımı parayla satın alıp yerine koyabilir misiniz?” şeklinde konuştu.
“SADECE ZULMEDENLERE BİR KISIM CEZALAR VERİP, MAZLUMLARIN HAKKINI İADE ETMEDEN ADALETİ TESİS ETMİŞ OLMAZSINIZ”
Darbenin mağduru yusufilerin haklarının iade edilmeden adaletin sağlanamayacağını ifade eden Yapıcıoğlu, “Şunu hatırlatmakta tekrar fayda görüyoruz. Bugün muktedir olanlar, ‘28 Şubat darbesini gerçekleştirenlere en ağır cezayı vereceğiz` diyor. Sizler bu darbecilere en ağır cezaları bile verseniz, onların çaldığı hayatları, oluşturduğu mağduriyetleri ortadan kaldırmadan, iade-i itibar yapmadan, siz, haksız yere zulmen özgürlüğünden mahrum edilmiş insanların özgürlüklerini onlara iade etmeden, nasıl olur da 28 Şubat`ın yaralarını sarmış olmaktan söz edebilirsiniz? Sizin adalet tanımlamanız bu mu? Sizin kitabınızda adalet böyle mi tarif ediliyor? Sadece zulmedenlere bir kısım cezalar verip mazlumların hakkını iade etmeden adaleti tesis etmiş olmazsınız, olamazsınız ve olmayacaksınız da. Mağdurlar defaten yeniden yargılama talep etti, dikkat edin af değil adil bir yargılama dediler. Aslında buna bile gerek yok. Çünkü her şey ayan beyan ortaya çıkmış durumda. Bu mazlumlara ceza veren savcı ve hakimler genelkurmay salonlarında dönemin paşalarından brifing alarak cezalar verdiler. Aldıkları talimatlardan sonra mahkemeler bir engizisyon gibi çalıştı, hukuk bir silah gibi kullanıldı ve mazlumlar doğrandı. Haklar katledildi, adalet öldürüldü. Tıpkı FETÖ yargısının yaptığı gibi. Şimdi FETÖ`ye mensup yargıçlardan 4 bin yargı mensubu meslekten ihraç edildi. Bunlardan bir kısmı cezaevinde bir kısmı da firarda. Bu savcı ve hakimlerin zulmen cezaevine attığı mazlumlarla bitişik koğuşlarda. Bugün 28 Şubat darbesini gerçekleştiren dönemin kudretli paşaları mahkemeye çıkacak. Savcılık, bunlardan 60 kişiye müebbet hapis talep ediyor. Muhtemeldir ki bunların bir kısmı da ceza alacak. Onlar da 28 Şubat döneminde zulmettikleri mazlumlarla yan yana koğuşlara konulacak. Bu nasıl bir adalettir ki 28 Şubat darbesinin ve oluşturduğu mağduriyetlerin talimatını veren dönemin kudretli apoletlileri, bir yandan da FETÖ`nün süper savcı ve hakimleri cezaevlerinde olacak, öte taraftan da ikisinin de zulmüne uğramış mazlumlar orta koğuşta ömür tüketmeye devam edecek.” dedi.
“FARKINDA OLDUĞUNUZ HALDE, BİRİLERİNİN BU ZULMÜ ÇEKMESİNE SEYİRCİ KALIYORSANIZ SİZİN BU YAPTIĞINIZ DA ZULÜMDÜR”
Hükümet yetkililerine seslenen Yapıcıoğlu son olarak şunları söyledi; “O gün bu zulmü yapıp kendilerine bir zarar gelmeyeceğini düşünen zamanın kudretlileri, eğer bugün mahkemelerde hesap veriyorsa, bir dönem hükümete savaş açıp başbakanı bile tutuklayacak seviyede kendilerini gören FETÖ`nün emniyet amirleri, hakim ve savcıları hesap veriyorsa, yaptıkları zulmün bunda çok büyük bir etkisi vardır. Zulmettikleri mazlumların bedduaları onları çarpmıştır. Bugün de yapılan zulümlere seyirci kalındığını görüyoruz. Zulme rıza zulümdür. Farkında olduğunuz halde, birilerinin bu zulmü çekmesine seyirci kalıyorsanız sizin bu yaptığınız da zulümdür. Mazlumların bedduasından sakının. Çünkü biz inanıyoruz ki mazlumun bedduası ile mazlumun arasında her hangi bir perde yoktur. O kırık kalpleriyle, mazlumiyet içerisinde Rablerine yönelip bugüne kadar ümitlerini muhafaza ettikleri için belki de dua edenler beddua etmeye başlarsa durum hiç iyi olmayacaktır sizin için. Akıbet iyi olmayacaktır. İslam kardeşliğinin bize yüklemiş olduğu sorumluluktan dolayı onlara da sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Bu hesap sadece ahirete kalmasın istiyoruz. Bu hesabı, bugün kudretli olanların ahirete ertelememeleri onlar için çok daha iyi olacaktır.”