M. ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER
15 Temmuz sürecinden sonra kamuya girişte zorunluluk haline getirilen Güvenlik Soruşturmasının çok uzun sürmesi veya olumsuz sonuçlanması atanmaya hak kazanan adayların mağduriyetlerine yol açıyor. Hiçbir suça bulaşmamış, mahkemece mahkumiyet kararı olmayanların Güvenlik Soruşturması sebep gösterilerek atamalarının yapılmaması da büyük tepkilere neden oluyor. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz yaşanan mağduriyetlere dikkat çekerek, “28 Şubatçı ve FETÖ`cü zihniyet tarafından oluşturulan bu devlet hafızasının güncelleştirilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
MAĞDURİYETLER HAD SAFHAYA ULAŞMIŞ DURUMDA
Yavuz, “15 Temmuz darbe girişiminden sonra kamuoyu ülkede yaşanan haksızlıklara, hukuksuzluklara yönelik adalet beklerken, maalesef tam tersi bir durum söz konusu oldu. 15 Temmuz`da memleketlerini işgal girişimine karşı koruyanlar, savunanlar açıkçası şimdi bir hayal kırıklığı yaşıyor. FETÖ`nün bir cemaat olduğu algısını ortaya çıkaran, bu süreçten nemalanmaya çalışan kimi odaklar herkesi bir potanın içerisine atarak siyasi nüfuz, kazanım elde etmek istiyorlar. İşin trajikomik yönü ise; FETÖ ile mücadele ismi altında FETÖ`nün oluşturduğu devlet hafızası esas alınıyor. Şu anda mağduriyetler had safhaya ulaşmış durumda.” diye konuştu.
FETÖ`CÜ ZİHNİYET TARAFINDAN OLUŞTURULAN DEVLET HAFIZASI GÜNCELLEŞTİRİLMELİ!
“Öncelikle FETÖ`nün bir cemaat olmadığı, bir casus şebekesi olduğunun bilinmesi gerekiyor.” şeklinde konuşan Yavuz, “Dolayısıyla insani ve İslami hassasiyet taşıyan bütün insanlara FETÖ`ye yapılan muamelenin yapılması toplumsal barışın altına dinamit koyuyor. Hükümetin bir an evvel 28 Şubatçı ve FETÖ`cü zihniyet tarafından oluşturulan bu devlet hafızasını güncelleştirmesi gerekiyor. Zira devlet gücünü arkasına alarak kendilerine rakip olarak gördüklerini tasfiye etmeye çalışan, bunun üzerinden keyfi ve hukuksuz uygulamalarda bulunanlara fırsat tanınmaması gerekiyor. Aksi takdirde vatandaş, kamuoyu bunun faturasını hükümete keser, hükümet de bunun altında kalır.” dedi.
HÜKÜMET, TAHAMMÜLÜ ZOR OLAN MAĞDURİYETLERE SON VERMELİDİR
Hükümetin bu mağduriyetlere bir an önce son vermesi gerektiğine dikkat çeken Yavuz son olarak şunları söyledi; “Bundan sonra hükümetin, ‘Bu işi devletin içinde birileri yapıyor` gibi kabahati FETÖ`ye ihale etmesi gibi bir şansı, durumu kalmamıştır. Böyle bir bahanenin ardına artık hükümetin saklanamayacağı için bir an evvel 28 Şubatçı ve FETÖ`cü zihniyet tarafından oluşturulan devlet hafızasını güncelleştirmeli ve tahammülü artık zor olan mağduriyetlere son vermelidir.”
GÜVENLİK SORUŞTURMASINDA MAĞDUR EDİLEN KESİMLERDEN BİR KESİT
ATAMASI YAPILDI AMA İŞTEN ÇIKARILDI
Bursa Büyükşehir Belediyesi`ne itfaiye eri olarak KPSS'den aldığı 90 puanla atanan E. Ş, İslami kişiliğinden ötürü belediye tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeyerek işe alınmadı. Duruma tepki gösteren ve karara itiraz eden Ş.`nin aldığı cevap ise kendisini şok etti. Kendisinin Kayseri'de faaliyet gösteren ve İslami çalışmalar yapan Umut-Der'e üye olmasına karşın güvenlik soruşturmasında Adana Umut-Der ile iltisaklı bulunduğu gerekçesiyle göreve atanmadığı söylendi. Ancak bahsi geçen her iki dernek de an itibariyle yasal olarak faaliyetlerini yürütmekte ve Adana Umut-Der üyelerine ise FETÖ'nün kumpasları sonucu hukuksuz bir dava açıldı. Belediye yetkililerine iki dernek arasında yasal herhangi bir bağ olmadığını anlatmaya çalışan Şavli bir türlü yanıt alamadı. Kararı görünce çok şaşırdığını dile getiren Şavli, “Ben bunu belediyede yetkili kişilerle görüştüm. İnsan Kaynakları Müdürü Hamza Mert'le görüştüm. Yapılan bu ihbarın asılsız, mesnetsiz ve yalan olduğunu söyledim. Ayrıca belediyenin İnsan Kaynakları Daire Başkanı Muammer Karaduman'la da görüştüm. Bu durum üzerine İnsan Kaynakları Daire Başkanı Muammer Karaduman bana çok ilginç ve akla zarar niteliğinde ‘Her iki dernek de aynı amaç için hizmet etmiyor mu?' şeklinde bir cevap verdi.” Dedi.
“MADDİ MANEVİ BİR SÜRÜ SORUN YAŞADIM”
Bursa'ya hak ettiği yere çalışmaya geldiği halde her türlü sıkıntıyı yaşamak zorunda kalan Şavli, “Bursa'ya taşınmam bir yılı aştı. O bekleme süresinde işsiz kaldım, çalışamadım. Daha doğrusu atanacağım için herhangi bir işe girmedim. Zamanım hep beklemekle geçti. Ve maddi manevi bir sürü sorun yaşadım. Ayrıca psikolojik sorunlar da başladı. İnsan hep bir beklenti içerisinde oluyor ve beklenen olmayınca psikolojik bir sıkıntı oluyor.” diye konuştu. Konuyla ilgili bir sürü hukuksuzluk yaşandığını belirten Şavli, “Bu olayla ben şunu fark ettim ki bu sadece bir hukuksuzluk değil, burada üçten fazla hukuksuzluk var. Birincisi, isimsiz olduğu ileri sürülen bir ihbarla benim işe alınmamam. İkincisi, ben Adana Umut-Der üyesi değilim, ama yöneticisi olmakla suçlanıyorum. Tamamen yanlış. Velev ki üyeliğinde dahi olsam 4 yıldan fazladır Adana Umut-Der'in davası sürüyor ve halen sonuçlanmamış. Ve belediye dava sonuçlanmış gibi karar almış. Yani Adana Umut-Der'in 4 yıldır sonuçlanmayan davasını belediye bir ayda tamamlamış oluyor. Ben Anayasa Mahkemesi`ne ve İdari mahkemeye dava açtım. Şu an belediye ile davalıyım. Artık bu davaların sonuçlarını bekliyorum. İnşallah adalet yerini bulur.” ifadelerini kullandı.
YÜZLERCE HEKİM ATAMA BEKLİYOR
Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra devlet hastanesinde kadro gösterilerek atama bekleyen yüzlerce hekim, “güvenlik soruşturması”na takıldı. Soru önergeleri ve meslek örgütlerinin talebine rağmen atanmayan hekim sayısı açıklanmazken, hekimler mesleklerini neden yapamadıklarının yanıtını da öğrenemiyor. Güvenlik soruşturması sonucu açıklanmayan 332 doktor ise çalışmaya başlamak için hâlâ tebligat bekliyor. Gerekli şartları yerine getirdikleri için atama bekleyen sayılarının en az 300`lerde olduğu belirtilen doktorlar, Sağlık Bakanlığı`nın “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu`nun 48`inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendindeki atama şartlarını taşımadığınız anlaşıldığından, atamanız yapılamamıştır” yazısı ile karşılaştı. “Güvenlik soruşturmasına takılan” hekimlerin büyük çoğunluğu, mesleklerini neden yapamadıklarının yanıtını ise öğrenemedi. Bakanlık, milletvekillerinin verdiği soru önergeleri ve meslek örgütlerinin talebine rağmen güvenlik soruşturmasından geçemeyen doktor sayısını açıklamadı. Güvenlik soruşturması sonucu açıklanmayan 332 doktor ise çalışmaya başlamak için hâlâ tebligat bekliyor.
'GÜVENLİK SORUŞTURMASI' KRİZİ: 'BİNLERCE ESKİ HÜKÜMLÜ İŞİNİ KAYBEDEBİLİR'
Kamudaki taşeron işçilerin kadroya, belediyelerdeki taşeron işçilerin de belediye iktisadi teşekküllerine geçirilmesi sürecinde, çok sayıda işçi 'güvenlik soruşturmasını' geçemedi.