HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, 28 Şubat Darbesinin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, 28 Şubat süreci içerisinde sadece askerlerin değil, yargının, medyanın, iş adamlarının, siyasilerin de olduğuna dikkat çekti.

Türkiye gibi askeri vesayetin ve Kemalist-jakoben bir sistemin hâkim olduğu bir ülkede; her 10 yılda bir tekrarlanan darbe girişimlerinin halkın inancına, gelişimine karşı yapıldığını belirten Tanrıkulu, bunun emperyalist ülkelerle iş birliği içerisinde yapılmış olan darbeler olduğunu söyledi.

Hükümetin sadece 28 Şubat darbesini gerçekleştirenleri mahkeme önüne çıkartmakla değil, bunların mal varlıklarına da el konulması gerektiğini vurgulayan Tanrıkulu, 28 Şubat sürecinde sadece askerlerin değil yargının, medyanın, iş adamlarının ve siyasilerin olduğunu hatırlatarak, bu darbeye her türlü katkı ve desteği sunanların da yargı önüne çıkartılması çağrısında bulundu.

28 Şubat'ın ve FETÖ yargısının eliyle yapılan mağduriyetlerin yüzbinlerce insanı etkilediğini söyleyen Tanrıkulu, "İslami kesime, dindar insanlara yönelik, İslam karşıtlarının yapmış olduğu zulüm ve baskı ve bunun sonucunda oluşan mağduriyetlerin üzerinde 20 yıldan fazla bir süre geçti. Bugün 28 Şubat sürecinin yıl dönümü. Dolayısıyla 28 Şubat sürecinde mağdur edilen, işinden, okulundan atılan ve gerçekten büyük bir baskı altına alınan kesimler oldu. Bu kardeşlerimizin mağduriyetleri halen devam etmektedir. Gerek işten atılanlar ve gerekse hem 28 Şubat darbenin hem de FETÖ yargısı ile yapılan mağduriyetler olmuştur. Halen bile bu süreçten dolayı mağdur olan ve cezaevlerinde yatmakta olan veya bu ülkeyi terk etmiş durumda olan yüzlerce, binlerce kardeşimiz bulunmaktadır." dedi.

"28 Şubat mağdurları için yeniden yargılanmanın önü açılmalı"

28 Şubat'ın oluşturduğu mağduriyetlerinin giderilmesi adına hükümetin vermiş olduğu sözlerin yerine getirilmediğine dikkati çeken Tanrıkulu, "Bu süreç içerisinde hükümetin vermiş olduğu sözler maalesef yerine getirilmemiştir. Özellikle FETÖ yargısı ve 28 Şubat yargısının haksız ve hukuksuz bir şekilde vermiş olduğu kararlardan dolayı insanlar cezaevlerinde yatmaktadır. Bu insanların yeniden yargılanma talepleri de hep göz ardı edildi, hep reddedildi. Eğer bu ülkede normalleşme sağlamak isteniyorsa insanlara adaletin var olduğu gösterilecekse en azından bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesi, cezaevlerinde yatan bu kardeşlerimizin tekrar yeniden yargılanmasının önünün açılması gerekiyor. Bu, insanlığın ve vicdanın gereğidir. Eğer 28 Şubat Darbesini yapanlara karşı bir tepkimiz varsa bu yapılan zulüm ve haksızlıklara karşı duruyorsak o halde bunun pratikte gösterilmesi gerekiyor. Bugüne kadar hükümet maalesef söyledikleriyle pratikleri birbirini tutmadı. Bu konuda olumlu adım atmadı. Dolayısıyla insanların mağduriyetinin artık bir an önce giderilmesi gerektiğine inanıyoruz. 20-25 yıldır haksız bir şekilde cezaevlerinde bulunan bu insanların ve daha doğrusu bunları ve ailelerine yaşatılan bu zulümlere bir an önce son verilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

"Hükümet, 28 Şubat Darbesini yapanlara bir tokat olabilecek şekilde adımlar atmalı"

28 Şubat'ta yaşanan mağduriyetleri hatırlatan Tanrıkulu, hükümetin de bu mağduriyete duçar kaldığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Hatırlarsanız 28 Şubat sürecinde on binlerce kızımız üniversitelerden, okullardan atıldı. İkna odalarına alındı. Yine memur olanlar, namaz kılanlar, başörtülü olanlar işlerinden atıldılar ve hakeza kurulmuş olan kurgu ve bazı dosyalar ile dindar insanlar cezaevlerine atıldığı, kamuoyu önünde karalandığı, itibarsızlaştırıldığını hepimiz biliyoruz, hepimiz yaşadık. Dolayısıyla hükümet de bu 28 Şubat mağdurlarından bir kesimini temsil etmektedir. Böyle büyük bir mağduriyete ve zulme maruz kalmış bir hükümetin, artık bu 28 Şubat mağdurlarını tamamen rahatlatacak, bu mağduriyetleri tamamen ortadan kaldıracak ve gerçekten 28 Şubat Darbesini yapanlara belki bir tokat olabilecek şekilde adımlar atması gerekiyor. Kamuoyunun beklentisi bu yöndedir. Hükümet kamuoyunun beklentisini karşılamak zorundadır."

"10 yılda bir tekrarlanan darbeler, emperyalist ülkelerle iş birliği içerisinde yapılmış darbelerdir"

Darbecilerin yaptıkları hep yanlarına kâr kaldığının altını çizen Tanrıkulu, "Bu ülkede darbecilerin yaptıkları hep yanlarına kâr kaldı. Hatırlarsanız 12 Eylül askeri cunta darbesini yapanlar da yargılandı. Bir kısmı ceza da aldı. Fakat yaşları ilerlediği için herhangi bir ceza verilmedi. Ama sonuç itibariyle Türkiye gibi bir ülkede askeri vesayetin hâkim olduğu, Kemalist-jakoben bir sistemin hâkim olduğu bir dönemde ve her 10 yılda bir tekrarlanan darbe girişimlerinin aslında halkın inancına karşı, halkın gelişimine karşı belki emperyalist ülkelerle iş birliği içerisinde yapılmış olan darbelerdi. Yine bununla birlikte 15 Temmuz'da Emperyalist işbirlikçi bir darbe girişimi oldu. Yani bunlar tamamen birbirleriyle bağlantılıdır." diye belirtti.

"Sadece askerleri mahkemeye çıkartmakla 28 Şubat yargılanıyor imajını hiç kimse kabul etmez"

Hükümetin sadece 28 Şubat Post-Modern darbesini gerçekleştirenleri mahkeme önüne çıkartmakla değil, bunların mal varlıklarına da el konulması gerektiğini söyleyen Tanrıkulu, 28 Şubat sürecinde sadece askerlerin değil yargının, medyanın, iş adamlarının ve siyasilerin olduğunu hatırlatarak, bu darbeye her türlü katkı ve desteği sunanların da yargı önüne çıkartılması çağrısında bulundu.

Tanrıkulu, "Biz ilkeli olarak şunu düşünüyoruz ve şunu da hep söyledik. Halkın iradesine rağmen zorla veya silah zoruyla farklı yöntemler kullanarak, seçilmiş insanların görevden uzaklaştırılması ve devlete el konulmasını doğru bulmuyoruz. Bugüne kadar yapılan darbelerin neticesine baktığımızda yüz binlerce insan mağdur edildi, işkenceden geçirildi ve hatta yaşı küçük olduğu için yaşı büyütülerek idam edilen insanlar oldu. Yani böyle zorba ve despot insanların yapmış olduğu darbe girişimleri ismi ne olursa olsun halk tarafından hep kınandı, lanetlendi. Biz de darbenin her türlüsüne karşıyız. Eğer yönetime talip olmak isteyenler varsa siyasi parti kurarlar. Siyasi ve meşru yollardan halkın içerisine girer, kendi fikirlerini söylerler ve halk da takdir ederse idareye gelirler. Bunun dışındaki yol ve yöntemler bu ülkeye kaybettirmiştir. 28 Şubat sürecinde bu halkın, bu ülkenin yüz milyarlarca dolar parası çalınmıştı, el konulmuştu. Yani hükümet 28 Şubat Post-Modern askeri darbeyi gerçekleştirenleri mahkeme önüne çıkartmakla değil, bunlara destek verenleri çıkartmalıdır. Çünkü 28 Şubat süreci içerisinde sadece askerlerin değil, yargının, medyanın, iş adamlarının, siyasilerin olduğunu da göz önüne alarak; bu darbeye her türlü katkıda bulunan ve desteği sunanlar da yargı önüne çıkartılmalıdır. Sadece askerleri çıkartmak ile 28 Şubat yargılanıyor imajını hiç kimse kabul etmez." dedi.

28 Şubat'ta sadece askerler değil; yargı, üniversiteler ve medyanın siyasallaştığını, medyanın askeri cuntanın sözcülüğünü yapar bir durumda olduğunu dile getiren Tanrıkulu, bugün nasıl ki FETÖ'nün mal varlıklarına el konulmuşsa 28 Şubat sürecini gerçekleştiren başta askerler olmak üzere, medya, iş adamları ve yargı ayağının da mal varlıklarına el konulması gerektiğini vurguladı. (Ramazan Casuk-İLKHA)