Mehmet Erkan Yavuz-Muhsin Şenol/DOĞRUHABER

28 Şubat mağdurları adalet bekliyor. Mağdurların yerel mahkemelere başvuru yaparak yeniden yargılanma talepleri sürekli reddedildi. AYM başvurularından ise, 'yetkili değilim' cevabı alındı. Bütün bunların üzerinden kamuoyunda infial uyandıran davalardan Ergenekon, Balyoz ve daha birçok davadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar beraat ettirildi, yüksek tazminatlar ödendi. 28 şubat postmodern darbesi ve Fetö`nün mağdur ettiği insanlar ise 25 yıldır tutuldukları cezaevlerinde adalet bekliyor. Kamuoyu, yaşanan bu hukuksuzlukların bir an önce giderilmesi için hükümeti somut atmaya çağırıyor.

Darbe mağdurları ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven,  Uluslararası Medya Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci,  Gazeteci Yazar Yakup Köse, Mehmet Toprak, Ekrem Kızıltaş, Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin,  mağduriyetlerin son bulması için yetkililerden yeniden yargılanma yolunun açılmasına vurgu yaptı.


 Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk

“MAĞDURLARLA İLGİLİ İVEDİ BİR KARAR VERİLMELİ”

Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, “28 Şubat`ın ekonomideki, siyasetteki ve sosyal hayattaki bazı mağduriyetleri son 15 yılda kısmen giderildi. Fakat bazı mağduriyetleri var ki hala devam ediyor. Bunların en başında da, o dönemde kurulan kumpaslarla, adaletsiz yargılamalarla cezaevlerine atılan inançlı insanlar. Bu insanlarla ilgili çok hızlı bir şekilde bir karar verilmesi gerekiyor. Yeniden yargılama olabilir. Veya o dönemin yargılama usulüne bakarak buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Bu konuda oluşturulan kamuoyunu destekliyorum ve önemsiyorum.” dedi.


Milat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Arseven

“28 ŞUBAT MAĞDURLARI DIŞINDA HER KESİME YENİDEN YARGILANMA HAKKI TANINDI”

Milat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Arseven, “28 Şubat mağduriyetlerinin sadece bir boyotu yok. Ama en acil olarak hapishanelerde olan mağdurların yeniden yargılanması talep ediliyor. Bu imkan şu ana kadar sağlanmadı. Bir kısmı FETÖ`cü hakim ve savcıların tasarrufuyla şuan cezaevlerinde bulunanlar var. Umuyoruz ki biran önce yeniden yargılanma hakkı sağlanır. 28 Şubat Mağdurları dışında neredeyse her kesim için bu hak tanındı. Bu bir beraat ve af da değildir. Gerçekten suçluysalar cezalarını çekerler ama ideolojik yargı tarafından hukuksuz bir şekilde ceza verilmişse de mahkûmiyetler ortadan kaldırılsın. İşten atılanların bazılarının mağduriyeti henüz giderilmedi. Okuldan atılan bazılarının kayıplarının telafi edilmesi gerekiyor. 28 Şubat`ın gerçekten bittiğini göstermek için mağdur edilen kesimlerin seslerinin duyulması ve mağduriyetlerinin giderilmesi lazım.” şeklinde konuştu.


Uluslararası Medya Derneği Başkanı Aslan Değirmenci

“MEDYANIN VE BRİFİNGLİ YARGININ KARARTTIĞI HAYATLARA ÖZGÜRLÜK HAKKI TANINMALIDIR”

Uluslararası Medya Derneği Başkanı Aslan Değirmenci,  “28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu tarafından verilen brifinglere 400 hakim ve savcının katıldığını biliyoruz. Bu hakim ve savcıların verdiği kararların sağlıklı olmadığı ortadadır. Brifingle beslenen, adaleti hiçe sayan, baskı altında imza atılan kararların gözden geçirilmesi için sorumluluk alınmasını talep ediyoruz. Brifingli yargı kararları gözden geçirilmeli, mağdurlara da iadeyi itibar sağlanmalıdır. 28 Şubat sanıldığı gibi sadece askeri bir darbe değil, aynı zamanda bir yargı ve medya darbesidir. Yargı ve medya darbesinden söz ediyorsak medyanın hedef gösterdiği, brifingli yargının ise kararttığı hayatlara özgürlük hakkı tanınmalıdır.” dedi.


Gazeteci Yazar Sibel Eraslan

“BU İNSANLARIN HALA HAPİSTE OLMALARI HAKSIZLIKTIR”

Gazeteci Yazar Sibel Eraslan, “28 Mağduriyetlerinin devam eden ve dokunulmamış kısımları var. Medya ve Sivil Toplum Kuruluşlarının destekleri vardı. Bunun üzerine gidilmedi.  O dönemde cezaevine girmiş ve halen içerde olan insanlar var. Bunlar brifingli yargıçlar ve savcıların eliyle bu durumu yaşadılar. Bunlardan biri de 15 Temmuzda şehit olan Halil Kantarcıydı. Ahmet Şat`ın ailesini tanıyorum diğerleri gibi o da çocuk yaştan beri ceza evinde.  Tabi bu mağduriyetlerin giderilmesi gerekiyor. Asıl bu mağduriyetlerin üzerinde durulması gerekiyor. Çünkü bu yaşam hakkıdır. 28 Şubat öncesinde ve 28 Şubat sürecinde insanlar memur olmak için veya öğrenim hakkı için bir duruş sergilemediler, biz inancımızdan dolayı direniş sergiledik. Şuan içerde olan insanlarda inançlarından dolay suçlanıp cezaevlerine atıldılar. Bu insanların hala hapiste olmaları haksızlıktır. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.”


 28 Şubat mağduru ve Gazeteci Yazar Yakup Köse

 “28 ŞUBAT MAĞDURLARI İÇİN TOPLUMSAL BİR MUTABAKAT SAĞLANDI”

 28 Şubat mağduru ve Gazeteci Yazar Yakup Köse, “Bundan sonra 28 Şubat mağdurlarını duymayan kalmadı diyebiliriz. Yaklaşık 3-4 aydır içerideki arkadaşlarımızın haksız bir şekilde cezaevlerinde olduğunu anlattık. Bunu gerek toplum gerek siyasiler gerekse de bürokratlar bunu öğrenmiş durumda. Artık bu konu da müspet manada adım atılmasını bekliyoruz. Bunun artık ötelenecek bir durumu kalmadı. Derhal harekete geçilmeli ve sorun çözülmeli. Kimse bize bu sorundan bahsettiğimizde bizim ondan haberimiz yoktu diyemez. Onlara bunu söyleyecek bir fırsat bırakmadık. Bu konuda hassas olan gazeteler ve gazeteciler bu konuyu işleyerek toplumsal bir mutabakatı sağladı. “Son 28 Şubat Olsun” kampanyamızdaki maksat önümüzdeki şubat ayına kadar bu sorunların hepsinin çözülmesidir. Bunu talep ediyoruz. Biz unutmayacağız. Bunun vebalini ödeyemeyiz. Kardeşlerimizin sesine ses olacağız.” ifadelerini kullandı.


Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin

“BU VEBAL VE SORUMLULUK HÜKÜMETİN BOYNUNDADIR”

Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin ise, şöyle konuştu: “28 Şubat dönemindeki uygulamalar ve bu uygulamaların oluşturduğu sonuç ve mağduriyetler giderilmediği sürece 28 Şubat'ın bittiğini kabul edemeyiz. Bu vebal ve sorumluluk hükümetin boynundadır. Bunu kaldıracak olan da hükümettir. Hükümet bu mağduriyetlerin giderilmesi için derhal adım atmalıdır.”


Diriliş Postası yazarı Mehmet Toprak

“28 ŞUBAT MAHKUMLARINA VERİLEN CEZALAR İPTAL EDİLMELİ”

28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi gerektiğini dile getiren Diriliş Postası yazarı Mehmet Toprak, “28 Şubat Postmodern darbenin 21. yılında artık her türlü sözü bir kenara bırakmalı, 20 yılı aşkındır zindanlarda hasretle adaleti gözleyen FETÖ kumpası kurbanı 600 mahkumun mağduriyetini giderecek somut adımlar ivedilikle atılmalı. Her türlü sahtekarlık ve zorbalığa başvurularak kalemi kırılan 28 Şubat Mahkumlarına verilen cezalar iptal edilmeli, yeniden adil yargılanmanın yolu sonuna kadar açılmalı. Hesabı ahirette verilecek bu sorumluluktan kimse yüz çevirmemeli, gücü nispetinde herkes adaletin tecellisi için var gücüyle çalışmalı. Af değil, adalet isteyen mağdurlar için inşallah bu son 28 Şubat olur.” diye konuştu.


Gazeteci Ekrem Kızıltaş

“28 ŞUBAT YARGILAMALARI HUKUKİ AÇIDAN SAKAT”

Gazeteci Ekrem Kızıltaş, “Mağduriyete uğrayan kişilerin hukuki yolları sonuna kadar zorlaması gerekiyor. Biz genel olarak 28 Şubat döneminde yapılan yargılamaların hukuki açıdan sakat olduğunu söyleriz. Burada ne istediğimizi ve hangi sebeplerle istediğimizi sağlıklı bir şekilde gerekli yerlere iletebilirsek bundan diğer mağduriyetlerin oluşmaması için de teknik alt yapıyı hazırlarsak ben yöneticilerin buna sıcak bakacağını ve mekanizmanın daha rahat harekete geçirileceğini düşünüyorum.” dedi.


Av. Cüneyt Toraman

“BU İNSANLAR TANKLARIN ÖNÜNE ATLADI, BU MESELE ÇOK GECİKTİ, YETER ARTIK!”

 “28 Şubat mağdurları cezaevlerinde unutuldu.” Diyerek dikkat çeken açıklamalarda bulunan Av. Cüneyt Toraman ise şöyle konuştu: Gestapo (DMG) mahkemeleri demek lazım herhalde bu mahkemeler en son Türkiye devletinin meşru iktidarına davalar açtılar ve tamamen kaldırıldılar. Şu soruyu sormadan geçemeyeceğim, mademki bu mahkemeler adil yargılamadan yoksundular ve kaldırıldılar o halde bu mahkemelerin oluşturduğu mağduriyetleri çözmek gerekmiyor mu? Allah aşkına! Artık kelimler yetersiz kalıyor maalesef. Bir madde eklenip bu mahkemeler tarafından yargılanan insanların yeniden yargılanma istekleri olabilir ve yargılanabilirler. Böyle bir madde ekleselerdi bu durumlar kökten çözülürdü. Ergenekon, şike gibi davların hepsi bir şekilde faydalandı ama Müslümanlar hiçbir şekilde faydalanmadı. Bazen bir kedinin kurtuluşu için itfaiyeleri seferber ediyoruz, o da bir can diye, içerdekiler insan ve onların da aile ve sevdikleri vardır bu zulüm reva mıdır? Derhal bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Bu adamlara anayasal düzeni yıkmaktan ceza vermişler, ama bakıyoruz ki bu insanların hepsi 15 Temmuzda tankların önüne atladı. Bu mesele çok gecikti, yeter artık! Edi bese!”


Gazeteci yazar Esra Elönü

“YUSUFLAR ÖZGÜRLEŞMEDİKÇE, FETÖ KUYU KAZMAYA DEVAM EDECEK!”

Gazeteci yazar Esra Elönü: “28 Şubat darbesi mazlumları 600 masum ne yapıyor sorusu gündeme kaçıncı sıradan girer bilmiyorum ama o babaların evlatlarının ahı bizi birinci sıradan hüsran edecek! Müslümanların kuyularını kazan bir zatın 28 Şubat kalıntısı darbe hevesini yine Müslümanların sırtına basarak çiçeklendirmesine niye göz yumuluyor anlamıyorum! 600 Yusuf  için adalet insaf Yakup`un gözleri gibi kör oldu sanki.

Kimse kusura bakmasın, bir darbeyi atlatmışken kendi kardeşlerimizin hakkına darbeye göz yumarak ah sağanağına gark olmayalım! Çoğu müebbet ve idam cezası almış bu mazlumların özgürlük özlemini bir Fetöcü hakimin kararıyla dağlayacaksak ölelim! FETÖ'nün çürüyeceği yerde, suçsuz bir babanın evladının başını basacağı sinesi çürüyorsa ölelim!

Yusuflar özgürleşmedikçe, FETÖ kuyu kazmaya devam edecek! Mazlumların ahını almaya devam ettiğimiz sürece FETÖ kasabı bu toprakların damarlarında aheste aheste dolaşmaya devam edecek!”