Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi İlim-Der tarafından "Şubat Ayı Şehitler Ayı" kapsamında Bağcılar Halk Sarayı'nda şehitler gecesi etkinliği düzenlendi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda şehit ve şehadetle ilgili ilahi ve ezgiler seslendirildi. Programa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Mehmet Eşin tarihten günümüze kadar şehadetin toplumların kurtuluşuna vesile olduğunu söyledi.
"Şubat ayı gelince zihinlerde iki şey canlanır. Şehadet ve 28 Şubat zulmü" diyerek konuşmasına başlayan Eşin, "28 Şubat süreciyle Müslümanlara yönelik ahlaksızca, acımasızca bir savaş yürütüldü. İslam'a karşı yürütülen bu savaşça nice yiğitler canlarını ve mallarını verdi. Birçoğu da zindanlara girdi ve hâlâ oradalar." dedi.
Hareketin verdiği şehit sayısıyla ölçüleceğini söyleyen Eşin, "Şehit olmaksa nasip meselesidir. Bir Müslüman hayatının her alanında Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik etmesi lazım. Şahitlik farzdır, sorumluluktur ve bir gerekliliktir. Şehitler diridirler, onlar için üzülmemize, ağlamamıza gerek yok aksine sevinmemiz gerekir. Tarihten bu yana bir hareket, bir cemaat, bir devletin gücü vermiş olduğu şehitlerle ölçülür. Eğer bir hareket, bir cemaat azizlerini şehit vermişse, verdiği şehit sayısı oranında güçlüdür. İslam tarihinde hiçbir toplum ve cemaat şehit vererek zayıflamamıştır. Aksine güç kazanmıştır." ifadelerini kullandı.
Özgürlüğün şehadette olduğunu belirten Eşin, "Bir insan eğer ölümü, şehadeti göze almışsa onu korkutacak, davasından vazgeçirecek hiçbir şey yoktur. Bizler şehitleri tanıdıkça, hayatlarına vakıf oldukça, şehit verdikçe özgür olabiliriz. Hele günümüzde rehavetten, dünyanın cazibesinden, ölüm korkusundan ancak şehitlikle kurtulabiliriz. Yoksa onun haricinde içinde bulunduğumuz halin başka çıkar yolu yoktur." şeklinde konuştu.
Eşin "Ne zaman ki saflar birbirine karışır, hak ile batıl birbirine karışır, şehitlerin kanı safları net olarak ayırır ve küfrün karanlık yüzünü ortaya çıkarır. Biz bunu üç sene önce 6-8 Ekim olaylarında şehit Yasin Börü ve arkadaşlarını kanı küfrün karanlık ve çirkin yüzünü net bir şekilde ortaya çıkardığını gördük. Yoksa biz elimizdeki basın ve medya gücüyle bunu anlatmaya çalışsaydık bu kadar açık bir şekilde ifade edemezdik." diye konuştu. (Nizamettin Aşkin- İLKHA)