Şükrü Gündüz / İstanbul
 
ÖNDER Başkanı Dr. Hüseyin Korkut’un açıklamasında önce çıkan başlıklar;

- ilköğretimin ikinci kısmının öğrencinin ve velinin isteğine bağlı olarak farklı açık öğretim yöntemleriyle tamamlama imkânı verilmelidir.

- Karma eğitim zorunluluğu eğitim olmaktan çıkarılmalı.

- İsteğe bağlı olarak ailelerin çocuğuna özel okulda ya da evde eğitim verebilmesi olanağı tanınmalı.

- Dini vecibelerini yerine getirmek isteyen öğrencilere okul alanlarında ibadet alanları tahsis edilmelidir.


ÖNDER (İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği) Genel Başkanı Dr. Hüseyin Korkut son günlerde kamuoyunda tartışılan “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili bir yazılı açıklama yaparak “Anılan teklif, 28 Şubat sürecinde bilimsellikten uzak olarak hazırlanan ve tamamen dayatmacı bir şekilde uygulamaya konan kesintisiz sekiz yıllık zorunlu eğitimin nesillerimiz üzerindeki derin hasar ve tahribatını telafi etmeye dönük gecikmiş bir adımdır” dedi.

KUR’AN-I KERİM VE SİYER SEÇMELİ DERS OLSUN
Teklifin TBMM’de görüşülmesi sırasında Kur’an-ı Kerim’in ve Siyer-i Nebi’nin seçmeli ders olarak ilköğretim ve ortaöğretim müfredatına konmasını büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden ÖNDER Başkanı Korkut, “Mahrum bırakıldığı bu hakkın geç de olsa milletimize teslim edilmesi Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı normalleşme ivmesinin, millet-devlet kaynaşmasının da somut bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.

BU GÜNE KADAR ANAYASAL HAKLAR ÇİĞNENDİ
Bireyin inancının temel bilgisini öğrenmesinin Anayasal bir hak olmasına rağmen eğitim sitemimiz içerisinde bilinçli bir şekilde göz ardı edilmiş, öğrencilerin mensup oldukları dinin eğitimini almaları engellenmek suretiyle Anayasa aleni bir şekilde çiğnendiğine dikkat çeken Korkut, “Tersini düşünecek olursak bireyin inancının temel bilgisini öğrenme fırsat ve imkanının bazı yersiz kaygılarla engellenmesi, daraltılması veya ötelenmesi temel bir insan hak ve özgürlüğü ihlalidir. Dayatmacı uygulamalar yüzünden insanların din eğitim hakkı Anayasanın açık hükmü olmasına rağmen eğitim sitemimiz içerisinde bilinçli bir şekilde göz ardı edilmiş, öğrencilerin mensup oldukları dinin eğitimini almaları engellenmek suretiyle Anayasa aleni bir şekilde çiğnenmiştir” dedi.

DİN EĞİTİMİ TARTIŞMA KONUSU OLMAMALI

Türkiye’deki kesintili-kesintisiz eğitim tartışmalarında gündeme gelen din eğitimi olgusunun sağlıklı bir zeminde tartışılması ve ele alınması gerektiğini belirten Korkut, “Din eğitimi konusu demokratik bir şekilde toplumun talep ve beklentilerine uygun olarak düzenlenmeli, ideolojik tartışma konusu olmaktan çıkarılmalıdır. Bunun için din eğitimi velilerin kanuni izni veya öğrencilerin taleplerine göre seçimli bir şekilde eğitimin her kademesinde verilebilmelidir. Din eğitimi meselesi sadece İmam Hatip Liseleri veya Kuran-ı Kerim Kursları meselesi değildir; bu bir insani gelişim ihtiyacıdır ve toplumun ciddi bir talebidir” diye belirtti.

DİN EĞİTİMİ SAĞLIKLI BİR TOPLUMUN OLMAZSA OLMAZIDIR
“Din eğitiminin fıtri, sosyal ve evrensel bir fenomen olarak din olgusunun, inanç, ibadet ve ahlak boyutlarıyla bütüncül olarak ele alınması aslında sosyal barışa, toplumsal istikrara da büyük katkı sağlar” diyen Korkut “Sağlıklı bilgiye dayalı bir din eğitimi kişiliğin gelişiminde önemli bir yer sağlamakta ve kamusal hayata katılmada bireye destekçi olmaktadır. Bahusus İslam dininin tabilerine öğrettiği evrensel değerler ve insani idealler toplumsal hayatımızın ahenk ve uyum içerisinde sürdürülebilmesi için sosyolojik bakımdan elzem ve kaçınılmazdır” dedi.

KARMA EĞİTİME SON VERİLSİN, BAŞÖRTÜSÜ HER YERDE SERBEST OLSUN
ÖNDER Başkanı Korkut, eğitim sistemindeki mağduriyetlerin ortadan kalkması için bütün bunlarla birlikte ÖNDER demokratik ve pedagojik bir eğitim sistemi için aşağıdaki hususların milletin temsilcileri tarafından göz önüne alınması gerektiğini düşünmektedir:

İşte ÖNDER’in Teklifi

1- TBMM’deki kanun teklifinin esnek ve çeşitlendirmeci ruhuna uygun olarak ilköğretimin ikinci kısmının öğrencinin ve velinin isteğine bağlı olarak farklı açık öğretim yöntemleriyle tamamlama imkânı verilmelidir. Aksi takdirde zorunlu örgün uygulama öteden beri yaşanan bazı sıkıntıları yeniden ortaya çıkarma ve eğitimin demokratik niteliğini zedeleme riskini taşımaktadır.

2- Din ve inanca dayalı kılık ve kıyafet her bakımından bir hak olarak tanınmalı, eğitimin her aşamasında serbest bırakılmalıdır.

3- Dini vecibelerini yerine getirmek isteyen öğrencilere her türlü kolaylık gösterilmeli; okul alanlarında ibadet alanları tahsis edilmelidir.

4- İsteğe bağlı olarak ailelerin çocuğuna özel okulda ya da evde eğitim verebilmesi olanağı tanınmalı; inançlar doğrultusunda çocuklarına dini eğitim sağlayabileceği özel okulların açılmasına olanak tanınmalıdır.

5- Karma eğitim bir eğitim zorunluluğu olmaktan çıkarılmalı; isteğe bağlı olarak kız-erkek öğrencilere ayrı eğitim veren okullara gitme hakkı tanınmalıdır.