Geçtiğimiz günlerde partisinin grup toplantısında kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarıyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin (AB) talepleri doğrultusunda zinayla ilgili atılan adımların yanlış olduğunu söylemiş, "Zina ile ilgili yeniden düzenleme yapılması" gerektiğini belirterek, konunun yeniden ele alınacağının mesajını vermişti.
Konu ile ilgili olarak İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan İttihad-ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, zina suçunun önüne geçilmesi için hükümetin, Allah'ın bununla ilgili ortaya koyduğu müeyyidesini hesaba katarak kanunen ciddi adımlar atması gerektiğini söyledi.
Şimşek, evliliğin teşvik edilip, evlilik yaşının indirilmesi gerektiğini belirterek, bu şekilde zinanın önüne geçilebileceğini vurguladı.
"Caydırıcı müeyyideler olmadığı için zina suçu yaygınlaştı"
Toplumun bugün içinde bulunduğu en büyük musibetlerden bir tanesinin de her gün biraz daha yaygınlaşan zina musibetinin olduğuna işaret eden Şimşek, "Hakikaten bu musibet artık toplumumuzu kasıp kavuruyor. Zina hususu; aile bırakmadı, fertleri bırakmadı, toplumumuzu adeta her gün daha kötü bir şekle sokuyor. Öyle inanıyorum ki bu da hükümetin zina konusu ile ilgili olarak, Avrupa Birliği kapsamında ortaya koyduğu yanlış bir çözüm ve yanlış bir çerçevenin neticesi olsa gerek. Çünkü yeterince caydırıcı bir müeyyide olmadığı ve zinaya kanunla adeta izin verildiği, serbest bırakıldığı içindir ki bu kadar yaygın bir hal aldı. Caydırıcı bir müeyyidenin olmaması zinayı adeta teşvik ediyor. Bu da bütün bir toplumu büyük bir tehlike ile karşı karşıya getirmiştir." dedi.
"Zina ile ilgili suç müeyyideleri tekrar gözden geçirilmelidir"
Zina hususunun kanun kapsamında suç sayılmasının bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini aktaran Şimşek, "Zina ile ilgili suç müeyyidelerinin tekrar gözden geçirilerek ciddi ve caydırıcı bir müeyyidenin ortaya konulması lazım. Aksi takdirde bu kötülüğün önünün alınması mümkün değildir. Bu, tabi ki hükümete düşen bir vazifedir. Bununla beraber şu anda ortam da buna müsaittir. Televizyonlar, internet ve bunun gibi sosyal medya alanındaki imkânlar da aynı şekilde zinayı kolaylaştırıyor, zina suçunun çok daha rahat işlenmesine sebebiyet veriyor. Bunların da gözden geçirilmesi lazım. Toplumun sürekli maneviyatsızlaştırılması durumları da bu tür günahları, kötülükleri yaygınlaştırılıyor. Bunlara dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum." diye konuştu.
"İslami bir terbiyenin hâkim olması için uğraşılması gerekir"
Zinayla mücadele konusunda toplumun da üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Elbette ailelerin, anne-babaların aynı şekilde bütün Müslümanların bu hususta üzerine düşen görevi yapmaları lazım. İslami bir terbiyenin hâkim olması için uğraşılması gerekir. Fakat şu unutulmamalıdır ki, zina suçu İslam'a göre verilmiş bir hükümdür. Asıl kanun koyucu olan Allah, diğer bütün alanlarda olduğu gibi bu hususta da hükmü vardır, ortaya koymuş olduğu bir kanun vardır. Kur'an'a, sünnete göre bu suçun cezası İslam'da mevcuttur. Allah'u Teâlâ'nın toplumu, insanları, namusu, zürriyeti muhafaza etmek için zina ile ilgili aldığı tedbirler vardır. Kur'an ve sünnette zina suçunu işleyenlerin tabi tutulacağı cezai müeyyideler vardır. Eğer siz bunların hepsini dışlarsanız, hepsini bir kenara koyarsanız işte bugünkü durum ortaya çıkacaktır." ifadelerini kullandı.
"Allah'ın zina hakkındaki tanımı hesaba katılarak bir müeyyide ortaya konulursa zina suçu önlenebilir"
Konuşmasının devamında Şimşek şunları söyledi: "Müslüman bir toplumda, fertleri Müslüman olan bir devlette yaşıyoruz ve bütün bunları hesaba katmanız lazım ki toplumumuzu böyle bir günahtan, fitneden koruyabilelim. Eğer siz Allah'u Teâlâ'nın zina ile ilgili kanunlarını, İslam'ın bu konuyla ilgili cezai müeyyidelerini bir kenara atarsanız, o zaman siz bugün olduğu gibi bununla baş edemezsiniz. O yüzden ne yapıp yapıp Allah-u Teâlâ'nın bu hususlarla ilgili ortaya koymuş olduğu sınırı, tanımı hesaba katmalısınız. Devlet olarak Allah'ın bu sınırı üzerinden bir çerçeve çizip, bir müeyyide ortaya koymalısınız ki zina suçunun önüne geçilebilsin. Aksi takdirde zina suçu ile baş edemezsiniz. Eğer siz zina suçunun önüne geçmek istiyorsanız buna sebep teşkil eden bütün bu hususları da gözden geçirmeniz lazım. Elbette hükümetin bu konularla ilgili atması gereken adımları olduğuna inanıyorum. Toplum olarak, âlimler, anne-babalar olarak herkesin bu hususla ilgili toplumu bilinçlendirmesi, vebalini, Allah huzurundaki cezasını topluma anlatması lazım gelir. Hep beraber çalışıp el ele verirsek, üzerimize düşen görevi yaparsak inşallah belki o zaman böyle bir tahribatın önüne geçebiliriz."
"Evlilik yaşının indirilmesi gerekir"
Zinanın önüne geçilebilmesi için bazı önerilerde de bulunan Şimşek, konuşmasını şöyle devam ettirdi:
"Her şeyden önce devletin evlilik yaşını indirmesi lazım. Niye bunu diyoruz? İlkokul çağındaki çocukların aşk yaşadığını görüyoruz. Televizyonların bu yaştaki çocuklarla, bu tür filmler çevirdiğini görüyoruz, duyuyoruz. Dolayısıyla, eğer bir insanın fıtratında bir şey varsa onu yok kabul edemezsiniz. Yok sayarsanız o zaman, haram yollara tevessül edilecek ve bunu bu şekilde ortaya koyacaklardır. Onun için evlilik yaşının düşürülmesi lazım ve bunun da kanunlarla garanti altına alınması lazım. Bugün maalesef kendi iradeleriyle 18 yaşından aşağı da olsa bir evlilik yaptıkları zaman polis hemen damadı, gelini gözaltına alıyor. Oysa ailelerin rızası, gençlerin kendi rızası ve iradesiyle temiz bir hayat yaşamak için düğün yapmışlar, böyle haberler izliyoruz. Bu suç kabul ediliyor. Öbür taraftan flört edenlere, zina ile hayatlarını idame ettirenlere kimse bir şey demiyor. Böyle olunca zina artacaktır tabi."
Evliliğin kolaylaştırılması gerektiğinin de altını çizen Şimşek, bunun için devletin ve toplumun üzerine düşen görevi yapması gerektiğini söyledi.
Şimşek, açıklamasının sonunda şunları aktardı: "Bugün bir genç evlenmek istediği zaman büyük bir parayı gözden çıkarması lazım. Anne babaların, ailelerin evliliği teşvik etmesi, evliliği kolaylaştırması, evliliğin önündeki engelleri ortadan kaldırması lazım. Bunu hem devlet hem de toplum kendi içerisinde yapması lazım. Bunlar yapılırsa inşallah insanların kötü yollara bulaşmasına ihtiyaç kalmayacaktır diye düşünüyorum. En azından bu illet bu kadar yaygın bir hal almayacaktır." (M.Fatih Akgül-İLKHA)