Türkiye'de 28 Şubat döneminde sırf camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için binlerce mütedeyyin kişi gözaltına alınıp türlü türlü işkencelere maruz kaldı ve aradan geçen yıllara rağmen halen cezaevinde kalmaya devam ediyorlar.
İslami hizmetlerinden dolayı 2004 yılında FETÖ'nün kurduğu kumpaslar sonucu aylarca gözaltında kalarak işkence gören ve FETÖ'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında da önce açığa alınan, ardından tutuklanan FETÖ'cü hakim ve savcı Süleyman İnce ve Ömer Adil Küçük tarafından 36 yıl müebbet hapis cezasına çarpıtılan Melek Sain, 14 yıldır haksız bir şekilde yakalandığı hastalıklara rağmen halen cezaevinde tutuluyor.
İslami hizmetleri sebebiyle FETÖ ve 28 Şubat brifing yargısının zulmüne maruz kalan Melek Sain'in ailesi İLKHA'ya konuştu.
Eşinin FETÖ'nün kumpaslarıyla 14 yıldır suçsuz ve haksız bir yere cezaevinde olduğunu belirten Sevin Sain, hükümet yetkilerinden yeniden yargılanmanın yolunun açılmasını ve adaletin tecellisini istedi.
1999 yılında camide Kur'an dersi verdiği için 9 gün işkence altında kaldıktan sonra Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2004 yılında 36 yıl cezaya çarpıtılarak Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevine konulan eşinin cezaevinde çeşitli hastalıklara yakalandığını belirten Sain, "Eşim şu anda Diyarbakır D tipi cezaevinde. Her ay Gaziantep'ten onu ziyaret etmeye gidiyoruz. Eşim 14 yıldır cezaevinde. Eşim Diyarbakır'da olduğu için biz çok sıkıntı yaşıyoruz. Gidip gelme de sıkıntı yaşıyoruz." dedi.
"Bize yapılan bu haksızlığın artık son bulmasını istiyoruz"
Eşinin 14 yıldır cezaevinde tutuklu olduğunu ve bu süre zarfında da çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirten Sain, eşinin yeniden yargılanması için Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığına defalarca dilekçe verdiklerini, ancak bir sonuç alamadıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Dilekçelerimizin hepsi reddedildi. Eşim için yeniden yargılama istedik, ret edildi. Bizim tek isteğimiz eşimin cezaevinden çıkmasıdır. Diğer davalardan tutuklu olanların hepsini serbest bırakıyorlar ama bize yapılan ise haksızlıktır. Bunca zamandır her ay Diyarbakır'a gidip geliyoruz. Eşimin de farklı sıkıntıları var. Eşim hem kalp hem de şeker hastası oldu. Artık eşimin serbest bırakılmasını istiyorum. Bize yapılan bu haksızlığın artık son bulmasını istiyoruz."
"Bizim ne sıkıntılar yaşadığımızı Allah biliyor"
Eşine 36 yıl müebbet hapis cezası veren FETÖ'cü hakim ve savcının da cezaevinde tutuklu olduğunu belirten Sain, "Bütün çabalarımız hiçbir sonuç vermedi ve bizi yüzüstü bıraktılar. Devletten istediğimiz bize yardımcı olmalarıdır. Eşim yıllardır haksız bir yere cezaevinde kalıyor. Şu ana kadar bizim ne sıkıntılar yaşadığımızı Allah biliyor. Ben de bu süreçte hem diyabet hem de kalp hastası oldum." ifadelerini kullandı.
"Çocuklarını büyütemedi ama inşallah torunlarını büyütür"
Eşi cezaevine girdiğinde en küçük çocuğunun henüz üç yaşında olduğunu, şu an çocuklarının büyüyüp evlendiğini ve üç tane de torun sahibi olduğunu söyleyen Sain, "Çocuklarını büyütemedi ama inşallah torunlarını büyütür. Allah'a hamd olsun, Rabbim güç, kuvvet ve sabır veriyor. Eşimin suçu sadece camide Kur'an-ı Kerim dersi vermekti. Eşim Müslüman kimliğinden dolayı tutuklandı. Eşim dürüstlüğüyle, ahlakıyla, işiyle ve çevresinde çok sevilen biriydi. İnşallah, Rabbim eşimin bu dürüstlüğüne karşı hem eşime hem de diğer ağabeylerimize hayırlı bir kapı açar. İnşallah bir an önce eşim evine gelir." temennisinde bulundu.
"28 Şubat biz Müslümanlar için halen devam ediyor"
"Biz ne kadar anlatsak da bu sıkıntıyı yaşayanlar bilir." diyen Sain, "Sıkıntılarımızı bizim gibi sıkıntıları yaşayan bacılarımız bilir. 28 Şubat'ın sıkıntıları gerçekten de biz Müslümanlar için halen devam ediyor. Şu anda zülüm altında yaşıyoruz. Balyoz ve Ergenekon davasından tutuklananların hepsini serbest bıraktılar. Müslümanlara yapılan bu zulmün bitmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
"Babam kendisine ceza verenlerle aynı cezaevinde kalıyor"
Melek Sain'in oğlu Yunus Sain ise babasına uzun yıllardır hasret kaldığını belirterek, bu 28 Şubat'ın, hem babası hem de diğer İslami dava mahkûmları için son bulmasını istedi.
Sain, "Babamın dosyasında elle tutulacak doğru dürüst bir suçlama yoktur. Babam, davasına bakan hâkim ve savcıyla şu anda aynı yerde kalıyor. Onlar da FETÖ'cüydü. Hem açığa alındılar hem de cezaevine girdiler. Babam kendisine ceza verenlerle aynı cezaevinde kalıyor. Biz Adalet bakanlığına dilekçe verdik. Dilekçeye verilen cevapta babam yeniden yargılama yolunun açık olduğu belirtilmişti. Madem yargılama yolu açık ise neden yargılama tekrardan başlamadı? Ergenekoncuları ve Balyozcuların hepsini serbest bıraktılar. 28 Şubat mağdurlarını neden bırakmadılar? Ben babasız büyüdüm. 3 yaşındayken babam cezaevine girdi ve şu an 18 yaşındayım, üniversite çağına gelmiş bir gencim. Bu zamana kadar evde babamızı hiç görmedik. Ama bu yaştan sonra artık babamızı evde görmek istiyoruz. Biz bu zamana kadar zaten hep Allah'ın adaletine inandık, güvendik. Allah'ın adaletine güvendiğimizden dolayı hiçbir zaman umudumuz ve ümidimizi yitirmedik. Artık biz bu haksızlığın bitmesini istiyoruz." diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)