ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla görüşmesinin ardından, Türkiye-ABD stratejik ortaklığı hakkında deklarasyon yayımlandı.
Türkiye ve ABD'nin müttefik ve stratejik ortak olarak güvenliklerine ve savunmalarına karşılıklı ve tartışmasız bağlılıkları teyit edilirken, tarafların 65 yıldır NATO müttefiki ve stratejik ortak olduğu vurgulanan açıklamada, "İki halk, ilişkilerini, paylaştıkları hedeflerin ve çıkarların ilerletilmesi, ayrıca dünya genelinde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve bireysel özgürlüklerin teşviki için hayati önemde görmektedir." denildi.
ABD'nin 5 Temmuz darbe girişimini kınadığı belirtilen açıklamada, Türkiye'nin demokratik yollarla seçilmiş hükümetiyle ve halkıyla tam bir dayanışma içerisinde olduğu, iki devletin, uzun süreli müttefikliği ışığında, ikili ilişkilerde öne çıkan meseleleri çözme konusundaki vaadini teyit ettiği, bu amaca yönelik olarak sonuç odaklı bir mekanizma oluşturulması konusunda anlaşmaya vardığı, bu mekanizmanın en geç mart ayı ortasına kadar hayata geçirileceği belirtildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Ortak gündemin küresel bir gündem olduğu; bunun, terörle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasına karşı koyma, Suriye ve Irak dahil Orta Doğu'ya kalıcı barış ve istikrar getirme, enerji güvenliğini sağlama ve radikalleşme, şiddete varan aşırıcılık ve İslam karşıtlığıyla mücadele gibi birçok kritik konuyu kapsadığı teyit edilir.
Türkiye Cumhuriyeti ve ABD uzun süreli müttefikler olarak, terörizmin her türü ve biçimiyle ortak mücadeleye olan kararlılıklarını teyit ederler. Türkiye ve ABD, DEAŞ, PKK, El Kaide ve diğer tüm terör örgütleri ve bunların uzantılarıyla mücadele konusundaki kararlılıklarını tekrarlarlar. İki taraf, İki ülke halkını doğrudan hedef alan terör tehditlerine karşı meşru müdafaa hakkını tanırlar.
Türkiye ve ABD, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin muhafazasına olan bağlılıklarını teyit ederler. Bu amaçla, Suriye içerisinde oldubittiler yaratılmasına ve demografik değişimlere yönelik tüm girişimlere kararlılıkla karşı dururlar. Suriye'nin dönüşümü ve istikrarlaştırılması konusunda eşgüdüm içerisinde olmaya kararlıdırlar.
Türkiye ve ABD, Suriye krizi için yalnızca siyasi bir çözümün söz konusu olabileceği ve bunun yaşayabilir bir siyasi dönüşüm gerektirdiği hususunu teslim ederek, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararında belirtilen yerleşik parametreler ve Cenevre Süreci çerçevesinde, bu sonucun elde edilmesi için iş birliklerini yoğunlaştırmayı kabul ederler." (İLKHA)