Geçtiğimiz günlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba tarafından yapılan açıklamada, "Köyden şehire gitme. Hem maaşını al hem kendi işinin patronu ol" adlı projeyi değerlendiren Şanlıurfa Canlı Hayvan Pazarı Dernek Başkanı İzzet Çiftçi, projenin adaletli bir şekilde hayata geçirilmesi halinde hayvancılığa teşvik için güzel bir proje olduğunu ifade etti.  

Bu projenin köyde tapusu olmayana da verilmesi gerektiğini ifade eden Çiftçi, "Doğu bölgesinde ve Urfa'nın genelinde toparlaşma yüzünden şu anda tarlalar ipotek edilmiyor. Bu durumda en azından tapusu olmayana da verilmesinden yanayız. Daha adaletli olur. Zaten 500 dönüm tarlası olan bir kişiye hayvancılığın verilmesi de olmayacak bir şeydir. Kendi geçimini tarladan yapıyor. Öncelikle hayvancılığa önem vermesi gerekiyor. En azından şehirde ikamet eden, nüfus kütüğü köyde olan insanlara, nüfus kâğıdındaki adres bilgilerini ve evini köye taşı ben sana bu şeklide hayvancılık desteğini vereyim. Tabi projenin iç kısmını bilmiyoruz. Ne kadar hayvan verecek? Eğer her bir ilde 10-15 kişiye verirse bu projenin anlamı da kalmaz. En azından bu projenin genişletilmesi lazım. Bu proje de hayvancılığa teşvik için güzel bir projedir." dedi.

"Meralarımızın korunması açısından da devletin buna bir el atması lazım"

Projenin kısa sürede et fiyatlarına pek yansımayacağını söyleyen Çiftçi, "Kısa vadede et yansıması olmaz, bu proje uygulandığı vakit, 1-2 yıl geçmesi lazım. Yerinde politika ve teşvikler uygulanarak, kırsal kesime teşvik yönünden büyük çiftçilere destek vermesi gerekirken, küçük çiftçilere veriyor. Kısa sürede et fiyatlarına yansıyacağını düşünmüyoruz. Şu an canlı hayvanda yükselişler devam ediyor. Et fiyatları yükseliyor. Biz et ithalatına karşıyız. Et ithalatın çözüm olmadığını biliyoruz. Ciğer bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Besicilerimiz mağdur oluyor. Yem fiyatlarının düşürülmesi gerekiyor. Eğer buğdayı, mercimeği, eti, samanı ithal ediyorsanız, arpayı da ithal edilmesinden yanayız. Ama ithal edilirken kış aylarında ithal edilmesinden yanayız. Bizim tarım ve hayvancılıkla uğraşan arkadaşlarımızın hepsi ekin zamanında ithal edilmesine karşıdır. Ekin zamanında ithal ediliyor. Bu ithalatın kış aylarında yapılmasına yanayız. Kış aylarından 3 aylık kısa sürede arpanın ithalatı bence kısa vadeli çözümdür. Ve meralar açısından, meralarımızın korunması açısından da devletin buna bir el atması lazım. Şu anda meralar kaldırılmaktadır. Hayvancılığın bu dar zamanında bu zor zamanında teşvik yönünden bu meraların sit alanına dönüşmesini önemsiyoruz." ifadelerini kullandı.

"Üretimin olabilmesi için kırsal kesime destek vermesi lazım"

Hayata geçirilmesi beklenen projenin hayvancılık yapan illere verilmesi gerektiğini belirten Çiftçi, "Bu proje hayvancılıkta yeterli bir adım değildir. Çünkü devlet herkese bu projeyi veremez. Özellikle hayvancılık yapan illerimize vermesi lazım. Ankara ve İstanbul gibi yerlere vermesinden yana değiliz. Adana, mersin, Antalya bu şehirler zaten turizm olan bölgelerdir. Bu projeyi, güneydoğu bölgesine vermesini istiyoruz. Nasıl ki sanayi bölgesinden 1'nci, 2'nci, 3'ncü bölge ayrımı yapılıyorsa, hayvancılık açısından da yapılması gerekiyor. Üretimin olabilmesi için kırsal kesime destek vermesi lazım. Tarım ve hayvancılık, şu anda pamuk desteklemesi normal düzeyde ama şu an arpa, buğday desteklemeleri azdır. Birinci besinimiz buğdaydır. Buğday desteklemesi azdır. İkincisi arpa, arpanın destelemesi en azından yem fiyatlarının düşmesi açısından, arpaya yüzde yüz hibe desteği ve doğrudan destek olsun. Arpanın kilo başına en az yüzde yüz desteklenmesinden yanayız. Bu hayvancılık projesi dağıtılırken, Şanlıurfa'ya 100 kişiye çıkarsa, ilçelere dağıtıldığı zaman ilçe başına 10-15 kişi düşüyor. Bunu 50 kişiye yaysak, bu 50 kişiyle, en azından bu 50 insanımıza adaletli bir şeklide dağıtılması lazım." şeklinde konuştu. (Hüseyin Sayhar-İLKHA)