İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özdoğan, sigara içenlerin ve içtikten sonra bırakanların boğaz kanserine yakalanma riskinin 5 yıl için devam ettiğini belirterek, "Beş yıl takip etmek lazım. En ufak ses kısıklığında hemen doktora gelmek gerekir. Özellikle ses kısıklıkları, yutma güçlüğü olanlarda ve çok sigara içenlerde bunlara dikkat etmek lazım." dedi.
Özdoğan, yaptığı açıklamada, sigaranın boğaz kanserinde birinci derecede sorumlu olduğuna dikkati çekti.
Nargile konusunda da karşılaştırmalı çalışmalar yaptıklarını dile getiren Özdoğan, nargilenin özellikle dudak, damak ve dil kanserlerinde zararlarının sigaradan az olmadığını kaydetti.
Özdoğan, nargile içenlerin "ben kanserden korunuyorum" tezinin doğru olmadığını aktararak, "Çünkü nargile içmeye başladığınızda sonuçta nargilenin içindeki maddelerde kanserojen olduğu tespit edilmiştir. Gerek sigara gerek nargile. Çok ciddi şekilde sigara ve nargile nedeniyle insanlar kanser olmaktadır." diye konuştu.
"Sigaranın etkileri vücuttan tamamen geçmez"
Son zamanlarda özellikle çocuklarda görülen geniz eti ve bademcik problemlerinin nedeninin anne veya babaların içtiği sigaralar olduğunu ifade eden Özdoğan, şunları kaydetti: "KBB bölümünde gırtlakta, burunda, damakta, dudakta, dilde görülen kanserlerin hepsinde sigara içiciliği çok önemli. Sigara içenlerin ve bırakanların boğaz kanserine yakalanma riski 5 yıl için devam ediyor. Bugün bıraksanız, 'tamam, yarın olmam' diye bir şeyiniz yok. Beş yıl takip etmek lazım. En ufak ses kısıklığında hemen doktora gelmek gerekir. Özellikle ses kısıklıkları, yutma güçlüğü olanlarda ve çok sigara içenlerde bunlara dikkat etmek lazım. Çünkü ağızdan gelen kanama çok az görünen bir belirtidir. Genelde insanlar kanamadan hep korktukları için ses kısıklığına 'grip oldum' der. Aslında o kanserdir. İlk 5 yıl çok önemli. Beş yıl sonra yavaş yavaş sigaranın etkileri vücuttan geçiyor ama tamamen hiçbir zaman geçmez."
Kimyasal maddelerin vücutta etki yaptıklarına vurgu yapan Özdoğan, bu etki sonucunda vücutta hücrelerde değişim olduğunu, bu değişimin uzun yıllar sonra kanser olarak görüldüğünü sözlerine ekledi.