Bugüne kadar akşam öğününün en az olması gerektiğini söyleyen yöntemlerin aksine metabolic balance (kişiye özel metabolizma programı), akşam saatlerinde yenilen besinlerin, kahvaltıda ya da öğle yemeğinde yenilenlere oranla daha rahat yakıldığının altını çiziyor. Kişiye özel olarak hazırlanan ve metabolizmaya en uygun doğal besinleri ve tüketilmesi gereken miktarları belirten metabolic balance programında sabah, öğle ve akşam yemeklerindeki miktarlar bu bilimsel gerçeğe uygun olarak hesaplanıyor.

"Mümkün olduğunca kuvvetli bir kahvaltı yapın, öğle yemeğini biraz daha hafif yiyin, akşamı ise çok hafif bir yemekle geçiştirin." düşüncesi, "Gün içinde sürekli hareket halinde olduğumuzdan fazla enerji harcadığımız, böylece yediklerimizi kolayca yaktığımız tezine dayanıyor." diyen uzmanlar, bu tezin doğru olup olmadığı konusunda şunları dile getiriyor:

"Aslında gerçek elbette böyle değil. Çünkü kilo sorunu bir enerji sorunu olmaktan çok, bir depolama sorunudur. Fazla kalorili besinler tüketmemizden çok, kandaki insülin seviyesini gereğinden fazla yükselten karbonhidratları fazla tükettiğimiz ve öğün aralarında bir şeyler atıştırarak insülin seviyesini sürekli yüksek tuttuğumuz için vücudumuz yağ depolar. Çünkü insülin yüksekliği yağ depolanmasına, insülin düşüklüğü ise depolanan yağın yakılmasına neden olur. Örneğin; bir poğaça yenildiğinde kandaki insülin seviyesi artacak ve daha uzun süre yüksek düzeyde kalacak, aynı kalori değerine sahip bir omlet yenildiğinde ise insülin hem daha az salgılanacak hem de daha kısa sürede normal seviyesine inecektir.”

Yağlar gece uykuda yakılır

Kandaki insülin seviyemizin en düşük olduğu zaman dilimi hangisidir? Elbette en uzun aç kalınan süre, yani gecedir. Akşam yemeği ile sabah kahvaltısı arasında geçen sürenin uzun olduğu, sindirim tamamlandıktan sonra uzun süreli bir açlığın yaşandığı çoğu uykuda geçen bu dönem, vücudun yağ yakması için çok elverişli bir zaman dilimidir. Kısaca şunu söyleyebiliriz: Uykuda yağ yakılır!

Peki, yağ yakımı için sadece insülin seviyesinin düşük olması yeterli midir? Elbette hayır. Yağın yakılabilmesi için aynı zamanda da oksijene ihtiyaç vardır. Vücudumuz, bir gram karbonhidratı yakmak için 0,7 litre, bir gram yağı yakmak içinse 2 litre oksijene ihtiyaç duyar. Yani ne kadar hareketliysek ve oksijen tüketimimiz ne kadar fazlaysa o oranda az yağ yakabiliriz. Uyku esnasında ise, oksijenin büyük kısmı yağ yakımında kullanılır. Diğer bir deyişle: Uyku sırasında, her saatte, kg başına 1kilokalori harcanır. Uyurken bu enerjiyi yağ yakarak elde ederiz. Egzersiz yaparken ise gereken enerji öncelikle karbonhidrat yakılarak sağlanır.

Kısacası, oksijenimizin bol, insülinimizin düşük olduğu uyku, en rahat yağ yakılan dönemdir. Bu açıdan, akşam yemeğinde yediklerimiz, içeriklerine bağlı olarak ve belli bir saatte yemek yemeyi kesmek kaydıyla kahvaltıda ya da öğle yemeğinde yediklerimize oranla daha rahat yakılır. Tabii ki akşam televizyon karşısında oturup yüksek karbonhidratlı, şekerli sağlıksız yiyecekleri tüketmeyi kastetmiyoruz. Saat 21.00`de sona eren sağlıklı bir akşam yemeğinden bahsediyoruz.

Şimdi başa dönelim ve günlük öğün miktarlarımızı nasıl düzenleyelim, diye yeniden sorgulayalım. Cevabımız çok net: Sabah hafif bir kahvaltı ile güne başlamalı, öğlen daha kuvvetli bir öğün ile güne devam etmeliyiz. Akşam yemeğinde ise öğle yemeğine oranla biraz daha fazla yememizde hiçbir sakınca yoktur.

Tamamen kişiye özel olarak hazırlanan ve herkesin metabolizmasına en uygun doğal besinleri ve tüketilmesi gereken miktarları hassasiyetle hesaplayan metabolic balance programında sabah, öğle ve akşam yemeklerindeki miktarlar bu bilimsel gerçeğe uygun olarak hesaplanıyor.

Metabolic balance sayesinde sağlıklı yaşama dair bir sır daha ortaya çıkmış durumda: Ağır spor yerine hareketli bir yaşam, az uyku yerine günde 7-8 saat düzenli uyku ve akşam yemeklerinde, diğer öğünlere oranla biraz daha fazla yemek."