Gelişen teknolojiyle beraber altın çağını yaşayan fotoğrafçılık, günlük hayatta önemli bir yere sahip durumda. Çekilen iyi fotoğrafların gelecek nesillere aktarılmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Fotoğraf Derneği Başkanı Mehmet Kılıçoğlu, belli bir bilinçle çekilmeyen fotoğrafların görüntü kirliliği oluşturduğunu söyledi.

Kılıçoğlu, "Fotoğrafçılığın, insanoğlunun duygu ve düşüncelerini ifade edebilmek ve bir sonraki nesle aktarabilmek gibi bir amacı vardır. Bunun için de çizmek, kazımak ve boyamak yöntemlerini kullanmış. Sanayi devrimi sonrasında fotoğraf makinesi sayesinde bu yöntem, yerini ışık ile boyama anlamına gelen 'fotoğrafa' bırakmış. Kişinin gördüklerini ve kendi deneyimlerini, hayata bakış açısı ve yorumlama yeteneğiyle belirli teknikler kullanıp, görsel sanatlara dönüştürmesine fotoğrafçılık diyoruz. Günümüzde dijital çağın hızla ilerlemesi ve mobil aygıtların hayatımıza girmesiyle fotoğraf artık hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Moda, düğün, belgesel, porte, seyahat gibi birçok alanda geniş bir yelpazede fotoğraf üretilmektedir." dedi.

"Çok fotoğraf üretilmesi görüntü kirliliği oluşturuyor"

Daha nitelikli fotoğraflar üretilmesi için daha büyük bir bilinç gerektiğini dile getiren Kılıçoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Diyarbakır'da da dünyada olduğu gibi fotoğrafçılık paralel olarak ilerliyor. Mobil cihazların nitelikli olarak gelişmesi, sosyal medyanın hayatımızda yer edinmesi, üretilen fotoğrafların aniden paylaşılmasından dolayı fotoğraf altın çağını yaşıyor. Çok fotoğraf üretilmesi aynı zamanda görüntü kirliliği oluşturuyor. Bunun önündeki en büyük set fotoğrafçılık kurslarıdır. O bilinçle 5 yıldır fotoğrafçılık dersi vermekteyiz. Yenişehir Halk Eğitim Merkezinde tamamen ücretsiz olan kurslarımızın yanı sıra kendi derneğimizde temel eğitim almış fotoğrafçılara ayrı fotoğrafçılık dersleri veriyoruz. Bunlar tamamen ücretsizdir. Çok fotoğraf üretilmesi çok iyi fotoğraf anlamına gelmiyor. Daha nitelikli fotoğraflar üretilmesi için daha büyük bir bilinç gerekiyor. Fotoğraf makinesi olan ve belirli düzenle, aralıklarla fotoğraf çeken herkese fotoğrafçı diyoruz ama fotoğraf sanatçısı kime diyelim? Asıl ayrım burada başlıyor. Kişinin yaşamı boyunca üretmiş olduğu fotoğraflara bakarak bu konudaki kararı halk verecektir."

Fotoğraf çekerken mahkemelik olma durumlarının olduğuna dikkat çeken Kılıçoğlu, "Kişinin kendi rızasıyla poz vermesi ayrı, onu yayımlama hakkı ayrı. Biz de bu bilinçle bazen hatalara düşebiliyoruz. Bununla ilgili izinler almamız gerekiyor. Fotoğrafçılık kurslarının bu anlamda faydalı olduğuna inanıyorum. Sosyal medyanın hayatımıza girmesi çok hızlı oldu. Fotoğraf makinesinin, mobil cihazların özeliklerinin artması da buna paralel olarak hızla gelişti. 16 megapiksel fotoğraf çekebilen, internete bağlanıp bunu paylaşabilen mobil cihazlarımız var.  Belli bir bilinçle üretilmeyen fotoğraf, görüntü kirliliği yaratmaya başladı." ifadelerini kullandı.

"Gelecek nesillere kalacak olan iyi fotoğraflar üretilmesidir"

Diyarbakır'ın, tanıtıma ihtiyacı olmayan kentlerden olduğunu belirten Kılıçoğlu, "Dünyanın neresinden bakarsanız Diyarbakır bilinir, tanınır. Mükemmel özellikleri olan, kendine özgü mutfağı olan, iki peygambere ev sahipliği yapmış, doğal güzellikleri bulunan bir kenttir. Fotoğrafın görsel gücüyle bu bilinirliği, tanınırlığı artırmak gerekiyor. Bundan dolayı yaptığımız çalışmalar var. 14 sergi açtık, 12'si Diyarbakır temalıydı. Diyarbakır'ın bilinirliği ve tanınırlığı üretilen iyi fotoğraflara bağlıdır. Yeni dönemde 4 projemiz var. Konya'da, Eskişehir'de, Ordu'da ve İstanbul'da Diyarbakır temalı sergi açacağız. Gelecek nesillere kalacak olan iyi fotoğraflar üretilmesidir." şeklinde konuştu.

"Tek hedefimiz Diyarbakır'ı tanıtmaktır"

Diyarbakır Fotoğraf Derneği Başkan Yardımcısı Hasan Akçay, şunları söyledi: "Bir yıl önce derneğimizi kurarken tek hedefimiz ve gayemiz Diyarbakır'ı tanıtmaktı. Diyarbakır'ın bu kötü şöhretini, ününü bir nebze de olsa fotoğrafla çözmeyi istedik. Fotoğraf şu anda büyük bir katkı sağlıyor. Derneğimizin çalışmalarıyla bir faydamız olduğunu düşünüyoruz. Diyarbakır'ın elinde şu an turizm kaldı. Turizm için tanıtım lazım. Tanıtımın; sergiler, yarışmalar ve etkinlilerle yapılması gerekiyor. Biz bu işi fotoğrafçılık ile yapacağız, başka biri girişimcilik ile yapacak."

"Tarihi mekânların fotoğrafını çekmekten keyif alıyorum"

Çiftçilik yapan ve yaklaşık 7 yıldır amatör olarak fotoğraf çekimleri yapan Adnan Karahan, "Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Benim ilgim vardı, bir arkadaşım vesile oldu. Ben taşradan geldiğim, belli bir yaştan sonra başladığım için yadırgayan oldu ama sonra birbirimizi anlamaya çalıştık. Diyarbakır'ın tarihi mekânları her zaman ilgi çekmiştir. Onların fotoğrafını çekip yayımlanmaktan keyif alıyorum." dedi.

"Fotoğraf çekmek bir tutkudur"

Üniversite mezunu Sultan Başeğmez ise en büyük hayalinin fotoğrafçılık olduğunu bildirerek, "10 yıldır fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. Liseden başladı sevgim. Herkesin bir hayali vardı, benim de hayalim fotoğrafçılıktı. Telefonla başladım ve daha sonra hayalini kurduğum fotoğraf makinesini aldım. Ufak adımlarla başlayıp daha profesyonel bir şekilde ilerlemeyi düşünüyorum. İleriye dönük projelerim var. Baktığımızda görmediğimiz birçok güzellik var. Size normal gelen birçok nesne, hareket ve davranışı kadraja aldıktan sonra aradaki farkı anlayabiliyorsunuz. Hayaliniz varsa gerçekleştirin. Fotoğraf çekmek bir tutkudur." ifadelerini kullandı. (Emrah Deniz, Mehmet Çelik - İLKHA)