Devlet Hava Meydanları İşletmesi Hatay Havalimanında ambulans şoförü olarak çalışan Emrah Balsak, sakal bıraktığı için hakkında toplam soruşturmalar açıldığını belirterek yetkililerden mağduriyetinin giderilmesini istedi.
2017 yılının Mart ayından beri sakal bıraktığı için kendisine soruşturma furyası başlatıldığını belirten Balsak, "Toplamda tarafıma 8 soruşturma açıldı. 8 soruşturmadan 2 tanesi sakaldan; bir tanesi de karıştığım maddi hasarlı kazadan dolayı tarafıma 3 ceza verildi. Araba kazasından dolayı ise çalıştığım iş yerinde ceza kimseye, ne önce ne de sonra verilmiş değil. Verilen cezaların iptali için üyesi olduğum MEMUR-SEN aracılığıyla dava açtım. Yalnız mahkeme sürecim devam ederken sicil notu düşük verilmiş olup 6 ay yüzde 8 maaştan kesme cezası verilip sürgüne gönderildim. Bunlar için de mahkemeye gideceğim ama süreç devam ederken mağduriyetim oluştu." dedi.
"Tüm hukuksuzlukların haksızlıkların ve keyfi muamelenin nedeni sakal bırakmamdır"
Kendisine yapılanların hukuksuz ve keyfi uygulamaların olduğuna dikkat çeken Balsak, bazı arkadaşlarının da sürgün korkusundan dolayı sakallarını kesme zorunda kaldıklarını söyledi.
Balsak, "Çalıştığım Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından yaşadığım süreç,sırf sakal bıraktığım için işten çıkarılmaya kadar getirildi. Sürgüne gideceğim Gaziantep Havalimanında sakalımı kesmezsem alacağım ceza işten çıkarılmadır. Tarafıma yapılan tüm hukuksuzlukların haksızlıkların ve keyfi muamelenin nedeni sakal bırakmamdır. Tamamıyla sicilimin bozulup işten atılmama yönelik zalimane bir tavırdır. Geri adım atmadığımdan bir sonraki cezam işten çıkarılma olacak." ifadelerini kullandı.
"DHMİ Genel Müdürlüğünün 28 Şubatçıların ayak izleri takip etmemesini, tarafıma yapılan bu baskı ve haksızlıkları sona erdirmesini bekliyorum"
Yaşadığı mağduriyetin giderilmesi için yetkililere çağrıda bulunan Balsak, şunları söyledi:
"Siyasilerden kamuda kılık kıyafet dayatmasını sona erdirmelerini, inanç ve fikir özgürlüğü kapsamında yasal statüye kavuşturulmasını talep ediyorum. Çalıştığım Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün, 28 Şubatçıların ayak izleri takip etmemesini, tarafıma yapılan bu baskı ve haksızlıkları sona erdirmesini bekliyorum. Üyesi olduğum MEMUR-SEN Konfederasyonun sesinin daha gür çıkması, sadece bir kaç iş kolunda değil tüm iş kollarında aldığı kararın arkasında durmasını sırf bu yüzden mobbinge uğrayan tehdit edilen üyelerine sahip çıkmasını umuyorum."
Gaziantep Havalimanında 6 ay çalıştıktan sonra yeniden sicil notu verileceğini söyleyen Balsak, düşük sicil notu verildiğinde işten çıkarılacağını sözlerine ekledi.
"Katıldığım sendikal etkinlik suç olarak değerlendirilemez"
Ulaştırma Çalışanları Memur Sendikası ve Memur Sendikaları Konfederasyonunun Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa ve mevzuattaki sendikal haklarına dayanarak ilan ettiği süresiz sivil itaatsizlik etkinliğine konfederasyonunun bir üyesi olarak iştirak etmekte ve destek vermek olduğunu belirten Balsak, iç hukuk ve uluslararası hukuksal düzenlemelerle tanınan haklara dayanarak, demokratik tepkisin göstermek amacıyla söz konusu etkinliğe katıldığını söyledi.
Balsak, "Kamu görevlilerinin, sendikaların aldığı karar doğrultusunda toplu eylem hakkı, insan hakları sözleşmeleri, Anayasa, yanı sıra mahkeme kararları ile de kesin biçimde tanınmaktadır. Katıldığım sendikal etkinlik suç olarak değerlendirilemez. Bilindiği üzere Anayasa'da önemli değişiklikler yapılarak kamu görevlilerine sendika hakkı açıkça tanınmış, daha sonra Anayasa'nın 90'ıncı maddesinde yapılan bir değişiklik ile son fıkraya 'Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınacaktır' hükmü eklenmiştir. Bu Anayasal hüküm uyarınca iç hukukumuzun bir parçası haline gelen ve bir çatışma olması halinde yasalardan önce uygulanacak olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin örgütlenme özgürlüğü ve sendikal haklara ilişkin hükümler içerdiği bilinmektedir. Netice itibariyle anayasa, uluslararası sözleşmeler, yargı içtihatları ve genelgelerle güvence altına alınan sendikal faaliyet kapsamında bir eyleme iştirak etmeme nedeniyle hakkımda idari soruşturma başlatılması ve disiplin cezası verilmesi mümkün değildir. Bunun yanında 657 sayılı Kanun'un ek 19'uncu maddesi ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin gerek anayasaya iç hukukun parçası haline gelmiş uluslararası sözleşmelere, demokratik teamüllere aykırı olması nedeniyle karşısında hakkımda açılan soruşturma hukuka aykırı ve mesnetsiz olup ceza tayini mümkün değildir." diye konuştu. (Emrah Deniz- İLKHA)