HÜDA PAR Genel Merkezi adına yayımlanan yazılı açıklamada, 4 gün önce başlayan ve devam eden Afrin Operasyonu, bir kez daha uzatılan OHAL uygulaması ve beklentileri karşılamadığı yönünde şikâyetlerin dile getirildiği Taşeron İşçilerine kadro meselesine dair değerlendirmelerde bulundu.

"Her şeyden önce sivil halkın zarar görmemeli"

20 Ocak 2018 günü fiili olarak başlayan ve adına "Zeytin Dalı" denilen operasyonunun tüm bölgeyi etkileyecek ciddi komplikasyonlar doğurma potansiyeline sahip olduğu belirtilen açıklamada, hassas bir sürecin yaşandığını ve bu nedenle olası bütün sonuçların iyi değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

"Her şeyden önce sivil halkın zarar görmemesi için azami gayret sarf edilmeli" denilen açıklamada "İdlib ve Afrin meseleleri, emperyalist batının bölgeyle ilgili emellerinin ve zalim bir rejimin kirli savaşının neticeleridir. Birini diğerine karşı pazarlık konusu veya alternatifi yapmak, sorunu çözmeyeceği gibi emperyalizmi orada kalıcı hale getirecektir. Bugün yaşananların, bölge ülkelerinin sorunu kendi aralarında çözmek yerine ABD ve Rusya gibi ülkeleri Suriye`ye davet etmelerinin ve uygulanan yanlış politikaların kaçınılmaz neticesi olduğunda şüphe yoktur." denildi.

"Ülkedeki tüm ABD askeri üslerinin kapatılması zorunluluk haline gelmiştir"

Amerika ve Rusya`nın kendileri dışında hiç kimseye dost olmadığının aşikâr olduğu belirtilen açıklamada devamla; "Devlet ve hükümet yetkililerinin ABD`yi müttefik olarak görmekten vazgeçmeleri gerekir. Buna bağlı olarak bağımsız bir ülkeye yakışmayan, başta İncirlik ve Malatya Erhaç olmak üzere, ülkedeki tüm ABD askeri üslerinin kapatılması zorunluluk haline gelmiştir. ABD`yi bir şekilde Suriye`ye davet edip yerleştiren ülkelerin, onun bütün bölge için büyük bir tehdit teşkil ettiğini görmüş olmalarını ümit ediyoruz." ifadeleri kullanıldı. 

PYD, halkın değerlerine uzak fikriyatı ve dayatmacı üslubu ile Kürtleri temsil etmekten çok uzaktır

PYD`nin Amerika ile sınırsız bir işbirliğine girmesinin, başta Kürtler olmak üzere bölgedeki tüm ülkeler ve milletler için ciddi bir tehdit oluşturduğuna vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Önceleri rejim, daha sonra ABD adına hâkimiyeti altına aldığı yerlerde ilk günden beri kendisi dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımayan, farklı düşünen Kürtleri de katleden, örgütlenmelerine izin vermeyen ve bölgeden tamamen süren PYD, halkın değerlerine uzak fikriyatı ve dayatmacı üslubu ile Kürtleri temsil etmekten çok uzaktır. Hal ve hakikat böyle iken özellikle son zamanlarda tüm Kürtleri PKK/PYD ile aynı gören anlayışını besleyecek beyan ve uygulamaların ağır sonuçlar doğuracağı unutulmamalıdır. Yine bilinmelidir ki orada kalıcı olan, ne Amerika, ne Rusya, ne İran ne Esad rejimi ne de halkın değerlerine ve inancına savaş açmış PYD/YPG`dir. Orada devamlı kalacak olan, oranın asıl sahipleri olan yerli halktır."

"OHAL uygulamalarının yönü devletten halka dönerek vatandaşa dokunmaya başlamıştır"

6`ıncı kez uzatılan OHAL uygulaması hakkında da değerlendirmede bulunulan açıklamada, "Bu uygulama ilk getirildiği gün yetkililer üstüne basa basa; `Bu uygulama hiç bir surette halka dokunmayacak ve yaşantılarını etkilemeyecektir. FETO ile mücadelede devletin elini güçlendirmek amacıyla sadece devlet işleyişi için getirilmektedir` dediler. Geçen süre içinde kanunla düzenlenmesi gereken pek çok mesele, KHK`larla düzenlendi. On binlerce insan, işinden uzaklaştırıldı. HÜDA PAR olarak bu süreçte ısrarla adalete bağlı kalınması gerektiğini söyledik.  Gelinen noktada OHAL uygulamalarının yönü devletten halka dönerek vatandaşa ciddi olarak dokunmaya başlamıştır." uyarısında bulunuldu.

"Hak ihlallerinin önüne geçmek amacıyla OHAL sona erdirilmeli"

"Mor Beyin isimli program kullanılarak iradeleri dışında By-Lock`a yönlendirilen 11 bini aşkın vatandaşın mağdur edildikleri gibi birçok benzer vakaların olabileceği muhtemeldir." denilen açıklamada,  "OHAL ile birlikte yeniden uygulanmaya başlanan güvenlik soruşturmaları ve benzer gerekçe ve usullerle yapılan mülakatlarda binlerce vatandaş FETÖ`nün oluşturduğu devlet hafızası esas alınarak mağdur edilmeye devam  edilmektedir. Suiistimaller ve hak ihlalleri, OHAL`in uzamasının doğal sonuçlarındandır. Tarih boyunca hep böyle olmuştur. FETÖ kadrolarının büyük oranda tasfiye edildiği, yakalandığı ya da ülke dışına kaçtığı bu şartlarda daha fazla haksızlığa mahal vermemek ve hak ihlallerinin önüne geçmek amacıyla OHAL sona erdirilmeli, yapılan yanlışlıklar düzeltilmeli, mağduriyetler giderilmelidir.

"Mevcut haliyle birçok işçinin mağduriyetine neden olacak"

Taşeron işçilerin kadroya geçirilmelerinin de değerlendirildiği HÜDA PAR açıklamasında, hükümet yetkilileri tarafından yapılan ilk açıklamalarda taşeron işçilerinin kadroya alınmasında hiç bir ön şartının olmayacağı hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:

"Taşeron işçilerin alımlarının tüm kurumları kapsayacağı ve tamamen sınavsız olacağı vaat edildi. Ancak birçok kurumda çalışan taşeron işçileri kapsam dışında bırakıldı, kapsamda kalan kurumlardan da her meslek sınıfının kadroya dâhil olmayacağı anlaşıldı. Akabinde müracaat edenlerin çalıştıkları kurumdan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından, varsa açtıkları davalardan ve icra takiplerinden feragat etmeleri şart olarak işçilerin önüne kondu. Daha sonra işçilerin yazılı sınava tabi tutulacağı, sınavdan sonra mülakatın yapılacağı ve herkesin güvenlik soruşturmasından geçirileceği anlaşıldı. Yıllardan beri FETÖ kadrolarının oluşturduğu devlet hafızasına göre yapılacak güvenlik soruşturmaları ile önemli bir kısmı da bu soruşturmalar nedeniyle kadro dışı kalacaklardır. Halen net bir prosedürün ortaya konulmamış olması, bu düzenlemenin seçim sathı mailine girilmiş olma gibi saiklerle çok aceleye getirildiğini ortaya koymaktadır. Mevcut haliyle birçok işçinin mağduriyetine neden olacağı görülerek bu düzenlemenin gözden geçirilmesi gerekir."

Taşeron işçilerin kadroya alımları hakkında da bir çağrıda bulunulan açıklamada, "HÜDAPAR olarak çağrımız; hiç bir kurum ve meslek sınıfını dışarıda bırakmayacak, bütün taşeron işçilerini kapsayacak bir düzenlemenin en kısa zamanda yapılması ve hiç bir işçinin mağdur edilmemesidir." çağrısında bulunuldu. (İLKHA)