Suriye’de ayaklanma bir senedir devam ederken, Baas rejimi tarafından gerçekleşen saldırılar soykırım boyutuna ulaştı. Kadın, yaşlı, çocuk demeden 10 binin üzerinde insanın öldürüldüğü ülkede, gerçekleşen kıyım duraksamadan devam ediyor. Suriye’de geniş bir kitleyi temsil eden Müslüman Kardeşler grubunun lideri Muhammed Riyad Şukfa Akit’e önemli açıklamalarda bulundu. Şukfa, Suriye’deki saldırıların soykırım derecesine ulaştığını söyledi. Şukfa ile ayaklanmayı, şu anki durumu ve Suriye’nin bilinmeyen ve tahmin edilmeyen meçhul geleceğini konuştuk…

Öncelikle Suriye’de ayaklanma nasıl başladı?

Suriye’de 1963 yılında askeri bir darbe oldu. Suriye’nin Hama şehrinde, 1964 yılında mescitler bombalandı, saldırılar oldu. Bu yıllardan itibaren ülke, olağanüstü bir hal ile yönetildi. 1982 yılında Hama’da büyük bir katliam oldu. Tarih içinde Suriye’nin bazı şehirlerinde de soykırımlar oldu. Halk sindirilmişti ve zulüm içerisinde yaşıyordu. Halk sonunda arayış içerisindeydi ve reform bekliyordu. Arap ülkelerindeki ayaklanma başlayınca da, Suriye halkı da ayaklandı.

İlk kıvılcım nasıl oldu?

Suriye’nin Dera şehrinde 8 ve 10 yaşlarındaki çocuklar, okulun duvarına, “özgürlük ve adalet istiyoruz” yazıyorlar. İstihbaratçılar da, bu çocukları alıp, hapishaneye götürüyorlar ve akıl almaz işkenceler yapıyorlar. Aileler çocuklarını istediğinde ise, “bu çocukları alamazsınız, başka çocuklar yapın” şeklinde cevaplar veriliyor. Bu yüzden halk toplanıyor ve yürüyüşe başlıyor.

Baas rejimi ise yıllardır insanları korku ve baskı ile susturmaya alıştıkları için yürüyüş başlayınca Ordu, Dera’da yürüyüşe katılanlara silah ve bomba ile cevap vermeye başladı. Ayaklanma daha sonra Dera’nın etrafındaki diğer şehirlere de yayıldı ve büyüdü.

HALK, ARTIK DIŞARIDAN YARDIM BEKLEMEYE BAŞLADI

Ayaklanma ilk başladığında halkın istekleri reformdu, ama şu anda halkın istediği Beşşar Esad’ın idam edilmesi... Bu sürecin buraya gelmesinin sebebi nedir?

Halk ilk başta, çocuklara işkence yapan istihbaratın başındakilerin hesaba çekilmesini istiyordu. Bu isteğe cevap verilmedi. Çünkü bu kişiler Cumhurbaşkanının akrabaları idi. Süreç devam etti. Bu süreç içerisinde halk reform yapılmasını istedi. Baskı yine arttıkça rejim halka cevap vereceği yere baskısını arttırdı. Daha büyük zulümlere başladı. Halkın da bu süreçte isteği değişti. Reformdan ümit kesildi. Sonuç olarak ise olaylar soykırım derecesine gelince halk artık Esad ailesinden kurtulmak istiyor. Bu yüzden de artık dışarıdan yardım beklemeye başladılar.

NATO’YU İSTEMİYORUZ

Suriye halkı, dış ülke olarak, kimlerden yardım istiyor?

Öncelikle, NATO’yu istemiyoruz... Arap devletlerinin ve Türkiye’nin olaya müdahale etmesini istiyoruz. Şu ana kadar niye müdahale etmediklerini de üzülerek karşılıyoruz.

Halkın başka ne tür istekleri var?

İslâm aleminden isteğimiz, artık sözleri bırakıp, eyleme geçmemizdir. Çok konuştuk, çok kararlar alındı ama şu an Suriye’deki katliam devam ediyor. Bu soykırımı yapan halkın başına bela olmuş bir Beşşar Esad ailesi var. Bunlar bir taife, bir grup... Çünkü yönetimin bütün kadroları elinde... Bu azınlık, halka akıl almayacak zulümler yapıyor. Dolayısıyla İslâm alemi bir araya gelip, yapabiliyorsa müdahale etmeleridir... Eğer bu olamazsa Özgür Suriye Ordusu’nu desteklemelerini istiyoruz. Madden, manen ve silah yardımlarıyla desteklemelerini istiyoruz... Baas rejimine karşı koyabilecek teçhizatla desteklenmesini istiyoruz. Diplomatik olarak da Suriye elçiliklerinin kapatılmasını, elçilerin gönderilmesini ve kendi elçilerinin de Suriye’den çekilmelerini arzuluyoruz.

ESAD’IN SONU KADDAFİ GİBİ OLACAK

Suriye diktatörü Beşşar Esad’ın sonu Libya diktatörü Muammer Kaddafi gibi mi olur?

Halk, Beşşar Esad’ı, şu an yapmış olduğu soykırımlarla ve zulümlerle affetmeyecektir. Esad yapmış oldukları ile çok kötü bir anı bırakıyor. Ümit ediyoruz ki sonu Muammer Kaddafi gibi olur...

Esad’ın ise kendisine kaleler yaptığı ve kendini korumaya aldığı söyleniyor?

Libya diktatörü Muammer Kaddafi de çok büyük tedbirler almıştı ama sonunda bir lağım deliğinde yakalandı. Beşşar Esad’ın da sonu öyle olacak.

ÖZGÜR SURİYE ORDUSU’NA SİLAH YARDIMI YAPILMALI

Peki, Özgür Suriye Ordusu nasıl oluştu?

Protesto gösterilerinde, sivil halka yönelik zulümler yapılmaya başlandı. Ordunun içindeki bazı vicdan sahibi generaller bunu görünce kabullenemediler. Çözüm aradılar ama çözüm bulamayınca ordudan ayrılma kararı aldılar.

Zulümler ve katliamlar arttıkça halkın başka bir seçeneği, savunma aracı olmadığı için ilk etapta Esad’ın ordusundan ayrılan generaller ve subaylar tarafından Özgür Suriye Ordusu kuruldu. Sonra halk da destek verdi.

Bu ordu ile beraber Suriye bir iç savaşa, bir mezhep savaşına doğru gidiyor mu?

Suriye halkı, tarihte yaşanan birçok olaydan dolayı şu anda çok şuurlu... İbret alıp, yakın tarihte olanları da göz önünde bulundurdukları için kesinlikle ülkeyi mezhepsel bir çatışmaya götürmeye niyetleri yok.

Halk şu anda zalim bir rejime karşı mücadele veriyor. Bu durum kesinlikle bir mezhebe karşı saldırı değildir.

Özgür Suriye Ordusu güçlü mü?

Ordunun fazla silahı yok, zayıf durumda. Bayağı bir silah ve teçhizat ihtiyacı var. Eğer gerekli silah ve malzemeler ellerinde olursa hiç dışarıdan müdahaleye gerek olmadan bu rejime karşı koyacaklarına inanıyoruz.

SURİYE ULUSAL KONSEYİ’NE DESTEK AZALDI

Suriye Ulusal Konseyi’nin, Suriye halkının üzerindeki etkisi nedir?

Suriye Ulusal Konseyi kurulduğunda halkın yaklaşık yüzde 80’i destekliyordu. Fakat görüşmelerin uzun sürmesi ve halka bir destek verilmemesi üzerine halkın desteği azaldı. Halk ise en ihtiyaç duyduğu anda Konseyden destek alamayınca, bu sefer de ümidini kesti. Konseye karşı tavırları değişmeye başladı.

KOFİ ANNAN’IN GÖRÜŞMELERİNİN BİR FAYDASI OLMAZ

BM, Suriye’deki ayaklanmaya nasıl yaklaşıyor. Kofi Annan, bu konuda görevlendirildi, Esad’la görüştü ve bununla beraber Türkiye’de de birtakım görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerin bir faydası olur mu?

Bu kesinlikle Baas rejimine verilen bir imkandır. Kesinlikle bu rejim diyalogdan anlamaz ve şu anda anlayacak bir durumda da değildir. Bu rejim kaba kuvvetten anlar. Kofi Annan’ın görüşmelerinin de bir faydası olmaz.

Suriye’de ayaklanma süresince kaç kişi şehit oldu?

Şu anda 10 binin üzerinde insan öldürüldü. 13 bin yaralı var, 35 bin kişi de tutuklandı. 80 bin kişi şu an dışarı çıktı. Bayanlardan 700, çocuklardan 700 yaralı var.

AMERİKA VE İSRAİL, BAAS REJİMİNİ DESTEKLİYOR

Suriye’deki ayaklanmaların arkasında Amerika ve İsrail’in olduğu iddia ediliyor. Bu iddialar ne kadar doğru?

Bu söylentilerin aslı yok. Halk, senelerdir yaşadığı zulümlere karşı ayaklanmıştır. Bu ayaklanma tamamen sivil halkın birleşip, vermiş olduğu karardır. Hatta Amerika ve İsrail birebir Baas rejimini destekliyor. Ayaklanma ilk başladığında, Beşşar Esad’ın teyzesinin oğlu Rami Mahluf yaptığı basın açıklamasında, “Baas rejiminin gitmesi İsrail için çok büyük bir tehlikedir. Çünkü İsrail’i biz koruyoruz” demişti. Aynı şekilde Golan tepeleri hiçbir kurşun atılmadan Hafız Esad tarafından İsrail’e verildi. Ve yine Golan Tepeleri’ni koruyan Esad’ın askerleridir. Dolayısıyla bu iddiaların aslı yok.

İran, Rusya ve Çin’in Esad’ı desteklemesinin sebebi nedir?

İran özellikle meseleye biraz daha mezhepsel yaklaşıyor. İran, Suriye ve Hizbullah, Şiilerin bir bölgesidir… Mezhepsel olarak bir destek var. İran bundan dolayı Suriye’ye hem silah hem de asker gönderiyor. Rusya ve Çin’in ise ekonomik nedenleri var. Kendi çıkarlarından dolayı destek veriyor. Bundan dolayı Arap ülkeleri, Rusya ve Çin’e tavır almalıdır. Böyle bir kısıtlama getirirlerse belki bu görüşlerinden vazgeçebilirler...

Irak’taki Mehdi Ordusu da İran’daki Cumhuriyet Muhafızları gibi Suriye’de halka karşı yapılan saldırılarda yer alıyor mu?

Evet, yer alıyorlar. Hem İran hem de Irak Beşşar Esad’a hem silah hem de askeri yardımda bulunuyor.

YENİ AKİT