``İrtica ile Mücadele Eylem Planı`` davasının tutuklu sanığı eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ``Bir Genelkurmay Başkanının böyle iddialarla suçlanmaya çalışılması yetersizliğin komedisidir. Bu iddianameye hiç bir itibarım yoktur`` dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi`nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi`ndeki küçük salonda görülen davanın bugünkü 58`inci duruşmasına, tutuklu sanıklar İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, korgeneraller Mehmet Eröz ve İsmail Hakkı Pekin, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, albaylar Sedat Özüer ve Ziya İlker Göktaş, emekli albaylar Dursun Çiçek, Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar ve Cemal Gökçeoğlu, sivil memur Mehmet Bülent Sarıkahya, eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım katıldı.Mahkeme heyeti tarafından duruşmadan men edilmesine karar verilen avukat Serdar Öztürk ise duruşmaya katılmazken, YAŞ kararıyla Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı`na atanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler ile kırmızı bülten ile aranmalarına karar verilen Tümgeneral Mustafa Bakıcı ve Bedrettin Dalan ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, ikinci ``Ergenekon`` davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı Hasan Ataman Yıldırım`ın da aralarında bulunduğu 6 tutuksuz sanık hazır bulundu.

Duruşmada, savunma yapmak için kürsüye gelen Başbuğ, şunları söyledi:

``Bir Genelkurmay Başkanının böyle iddialarla suçlanmaya çalışılması yetersizliğin komedisidir. Bu iddianameye hiç bir itibarım yoktur. Bana terör örgütü yöneticisi diyenlere şaşarım. Bu suçlama hiçbir zaman kişisel suçlama olarak kabul edilemez. Bu suçlama gerçekte şahsım üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri`ne de yöneltilen ağır bir suçlamadır. Mahkemenizin beni yargılamakta görevli olamadığını düşünüyorum. Savunma yapmayacağım, hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim.``

Başbuğ`un konuşmasını tamamlamasından sonra duruşma, daha önce alınan ifadelerinin okunmasıyla devam ediliyor.

***

``İrtica ile Mücadele Eylem Planı`` davasının tutuklu sanığı eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ``Hayatımda hiç hukuksuz davranmadım. Demokrasiye olan bağlılığım da ortadadır`` dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi`ndeki duruşmada konuşan Başbuğ, dünyanın hiçbir ülkesinde hem ülkenin silahlı kuvvetlerinin komutanı, hem de bir silahlı terör örgütünün yöneticisi olan Genelkurmay Başkanı`nın görülmediğini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti`nin 26`ncı Genelkurmay Başkanı olduğunu vurguladı.

Hayatının son 20 yılını terörle mücadele ile geçirdiğini ifade eden Başbuğ, ``Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olduğum yıllarda da, birilerinin düşündüğü ve iddia ettiği şekilde değil, bütün maddi ve manevi varlığımı ortaya koyarak, ülkemizin başına bela edilen terör sorununun ortadan kaldırılması için var gücümle çalıştım. Bu çalışmalarıma da çok kişi tanıklık etmiştir`` dedi.

``Şimdi bana terör örgütü yöneticisi diyenlere şaşarım`` diyen Başbuğ, şunları söyledi:

``Bu suçlama ile bir Genelkurmay Başkanı`nın görev süresinin iddianamede, hukuken bu şekilde tarif edilmesi, siyasi açıdan da özel olarak düşünülmesi gereken sıra dışı bir durumu ifade etmektedir. Bu suçlama, aynı zamanda, siyaseten devletimize de yöneltilen son derece ağır ve haksız bir ithamdır. Bu karmaşa, ülke yönetimini devredeceğimiz genç nesillere nasıl anlatılacaktır? Tarihe nasıl not düşülecektir? Hayatımda hiç hukuksuz davranmadım. Demokrasiye olan bağlılığım da ortadadır. Bu durum, kamuoyu ve beni yakinen tanıyanlar tarafından da çok iyi bilinmektedir.

Bütün bunlara rağmen, belirli amaçlara hizmet etmek için, şimdi kalkmışlar dünyanın en güçlü ordularından birisinin komutanı iken, iddia edilen bir terör örgütünün istekleri ve yönlendirmesi doğrultusunda, internet yoluyla ve yaptığım konuşmalarla darbeye teşebbüs ettiğimi iddia ediyorlar.

Beni suçlayanlar, komutanlık dönemimde tek bir internet sitesi bile açılmadığını, mevcut olanların da tarafımızca kapatılmış olduğunu bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, söz konusu internet andıcının gerçekte herhangi bir suç unsuru taşımamasına rağmen, varsayımlar üzerinden bu andıca suç unsuru yüklenilmesinin hukuken doğru olmayacağını bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, eğer söz konusu internet andıcında herhangi bir suç unsuru görseydim, tereddütsüz soruşturma emri vereceğimi bilmiyorlar mı?.``