HÜDA PAR GİK Üyesi İsa Aydın ve beraberindeki heyet Siirt'in Eruh ilçesinde esnaf ziyaretinde bulundu.

GİK Üyesi Aydın'a, Batman İl Başkanı Davut Şahin, Siirt İl Başkanı Behçet Sevgili ve Eruh İlçe Başkanı Hamit Nas ile ilçe teşkilatından partililer eşlik etti.

Ziyaret sonrası basına açıklamalarda bulunan Aydın, halkın adalet mekanizmasından ciddi olarak endişe duyduğunu belirterek, "Vatandaşlar, işe alımlar sırasında kayırmaların olduğunu ve adaletin sağlanamadığı yönünde ciddi bir kaygısı var." dedi.

Aydın, " Eruh ilçe teşkilatımız ile beraber esnaflarımızı ziyaret ettik. Onların dert ve sıkıntılarını dinledik. HÜDA PAR olarak bizden beklentilerini öğrenmeye çalıştık. Esnafların dile getirdikleri büyük sıkıntıları var. Bu sıkıntıların bazıları genel olmasının yanında, bölgenin kendine has bazı sorunları var. Ağır şartlarda çalıştıklarını dile getiren esnaflarımız var. Özellikle, aldıkları malların çok fazla zam almasından dolayı sattıkları ürünün yerine yenisini koyamadıkları ifade ettiler. SGK pirim borçlarını çoğu zaman ödeyemediklerini, bu nedenle faize girdiklerini söylüyorlar. Sizde takdir edersiniz ki SGK primlerini dahi ödeyemeyen bir esnaf, ailesinin geçimini sağlayamaz. Esnaf, bir tür gizli bir ekonomik krizin olduğunu dile getiriyor." ifadelerini kullandı.

"Türkiye genelinde yapılan işe alımlarda kayırmalar olduğunu kanaati var"

Bölge ekonomisinin daha iyi bir seviyeye gelebilmesi için pozitif bir ayrımcılığa tabi tutulması gerektiğini ve bu yönde bir beklenti olduğunu söyleyen Aydın sözlerine şöyle devam etti:

"Esnafımız, ilçede işsizliğin had safhada olduğunu, Türkiye genelinde yapılan işe alımlarda kayırmalar olduğunu ve adaletin sağlanamadığını dile getirerek, yetkililerin adil davranmadığını söylüyorlar. Bu yönde bir kanaat hâkim."

"Vatandaşın ibadet etme hakkının kısıtlanmaması için bir arazi tahsis edilmeli"

Akşam misafir oldukları mahalle sakinlerinin de kendilerini ziyaret ederek bazı sorun ve sıkıntılarını dile getirdiklerini belirten Aydın, bin 500 nüfuslu mahallede bir caminin bulunmayışından halkın şikâyetçi olduğunu ve bu durumun büyük bir sıkıntı olduğunu söyledi.

Müslüman halkın ibadet etme hakkının bulunduğunu, bu güne kadar gelen belediyelerin ise bunu göz önünde bulundurmadığını belirten Aydın, belediyelerin, bu durumu göz önünde bulundurarak planlama yapması gerektiğini söyledi.

Aydın, "Sorunları dile getirme noktasında bize ricada bulundular. Sarıgül Mahallesinin Soran Konutları'nın olduğu ve epey geniş olan bir bölgede, belediye, zamanında parselleme yaparken ibadethaneler için yer ayrılmamış. Bu nedenle orada bir cami yok ve ezan sesi hiç duyulmuyor. Bu büyük bir sorun. Gerek belediye, gerek mülki idare amirleri, vatandaşın ibadet etme hakkının kısıtlanmaması için muhakkak bir arazi tahsis etmeli. İnşallah bu talep yerine getirilir. Ayrıca, bu mahalle şehir merkezinde olmasına rağmen telefon şebekeleri çekmiyor, internet yok. Böylesine küçük bir ilçedeki bu durum anlaşılır değildir." ifadelerini kullandı.

"Güvenlik gerekçesiyle esnafının rızkını temin ettiği bir bölgenin bu şekilde izole edilmesi adil değildir"

İlçede yaşanan en büyük sıkıntılardan birinin de güvenlik sorunu olduğunu belirten Aydın, çarşı merkezine giden yolların bariyerle kapatılarak araç girişlerine izin verilmediğinden dolayı esnafın büyük sıkıntı çektiğini söyledi.

Esnafının çoğunluğunun ikamet ettiği ve rızkını temin ettiği bir bölgenin bu şekilde izole edilmesinin doğru bir tavır olmadığını söyleyen Aydın, "İlçede esnafın ve vatandaşların yaşadığı en büyük sıkıntılardan biride ilçe merkezinin güvenlik nedeni ile otomatik bariyerlerle kapatılıp araç giriş çıkışlarının engellenmiş olmasıdır. Bu durum esnafı çok güç durumda bırakıyor. Güvenliğin ne olduğunu ve önemini az çok anlayan insanlarız. Ama güvenlik gerekçesiyle, esnafının çoğunluğunun ikamet ettiği ve rızkını temin ettiği bir bölgenin bu şekilde izole edilmesi adil bir durum değildir. Mutlaka bir çözüm yolu bulunması gerekir. Hem güvenliğin sağlanması, hem de bu kardeşlerimizin daha sağlıklı bir ticaret yapabilmesi noktasında çareler aranmalıdır." dedi. (Murat Orhan İLKHA)