Çocukluk döneminde maruz kalınan cinsel istismarın bireyin gelecekteki hayatını doğrudan etkilediğine dikkat çeken uzmanlar, yaşanan travmaya erken müdahale edilmesinin önemine işaret ediyor. Cinsel imalı her dokunuşun cinsel istismar olduğunu vurgulayan uzmanlar, "Geç müdahale, çocuğu bir nevi ruhsal ölüme mahkum etmek demektir" uyarısında bulundu.
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yosmaoğlu, çocukluk döneminde maruz kalınan cinsel suçların çocuğun gelişimi üzerinde pek çok olumsuz etkiye neden olduğunu söyledi.
Cinsel imalı her dokunuş cinsel istismardır
Çocuğun bedenine, şaka yollu da olsa yapılan, cinsel imalı her dokunuşun "cinsel istismar" olarak değerlendirildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yosmaoğlu, "Çocuğun tacize uğradığını anlamaksızın eğlenmekte olduğunun görüldüğü durumlar da buna dahildir. Çünkü ruhsal aygıtı yeterince gelişmemiş bir varlıktan cinselliğe rıza göstermesi beklenemez. Cinsel istismarın en çok akrabalar, yakın tanıdıklar ve çocukla ilgili meslek sahipleri tarafından yapıldığı bilinmektedir. Cinsel istismara uğramış çocuğun ifadesine inanılmaması, çocuğun suçun failiymişçesine suçlanması, aile içinde meselenin örtbas edilmeye çalışılması travmanın etkilerinin büyümesine neden olur" diye konuştu.
Gelecekte istismarcı olabilirler
Çocukken maruz kalınan cinsel istismarın, depresyon, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları, düşük özsaygı, psikosomatik bozukluklar (mesela ağrı bozuklukları), uyku bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, cinsel işlev bozuklukları gibi kısa ve uzun vadeli sonuçları olabileceğini ifade eden Dr. Ahmet Yosmaoğlu, "Erişkinlik çağında suç işleme, alkol-madde kullanımı ve intihar da riskler arasındadır. Ayrıca çocukluğunda taciz edilmiş ebeveynin çocuklarında da yaşıtlarına oranla daha fazla uyum ve davranış sorunları görülür. Çocukluk çağında istismar edilmenin en dramatik sonucu ise, genellikle erkeklerde görülen, istismarcı olmadır. Cinsel istismar yapan yetişkinlerin en az yarısının çocukluk çağında istismar edilmiş olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur." diye konuştu.
Benlik, güven gelişimi sekteye uğrar
Küçük yaşta maruz kalınan cinsel istismarın bireyin gelecekteki yaşamını da etkileyeceğini ifade eden Yosmaoğlu, "Küçük yaşta yaşanan cinsel istismarın sıklığı, şiddeti, saldırganın akraba olup olmaması gibi faktörler gelecekte ortaya çıkabilecek sonuçları etkileyebilir. Çocuğun istismardan gördüğü asıl zarar benlik, güven, samimiyet ve faillik gelişiminin sekteye uğramasıdır. Bu nedenle kurban, hayatın her önemli kavşağında, vereceği her önemli kararda, sekteye uğramış ruhsal gelişiminin etkisinde kalacaktır" dedi.
Blumia ve anoreksiyanın temelinde cinsel istismar yatıyor
"Travmaya zamanında müdahale edilmemesi, travmanın beraberinde getirdiği zincirleme sonuçların ortaya çıkmasını kesinleştirir" uyarısında bulunan Dr. Yosmaoğlu "Bulimia ve anoreksiya gibi yeme bozukluklarına sahip hastaların yüde 40-60 kadarının çocuklukta cinsel istismara maruz kalmış olduğu bilinmektedir. Bu kişilerin ezici çoğunluğu kadındır. Bazı durumlarda hasta bedenini zayıflayarak cinsiyetsizleştirmek sureti ile cinsel ilgiden azade kılmaya çabalarken, bazı durumlarda da hasta, erkeklere olan öfkesini içselleştirerek kendi bedenine yöneltir." diye konuştu.
Geç müdahale ruhsal ölüme mahkum etmektir
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yosmaoğlu açıklamasını şöyle tamamladı: "Travmaya zamanında müdahale, kişinin yaşamış olduğu, erişkinlere ve hatta belki de yaşamında en önemli güven verici figür olarak gördüğü ebeveynine karşı güvenini zedeleyen olaya karşı doğru tepkiler oluşturmasında, bu olayın ruhsal etkilerini yaşamın diğer alanlarına genelleştirmemesinde, doğru kişilik ve benlik geliştirmesinde azami önemdedir. Geç müdahale, çocuğu bir nevi ruhsal ölüme mahkum etmek demektir." (İLKHA)