TBMM Dilekçe Alt Komisyonu Başkanı Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı ile alt komisyon üyelerinden Yalova Milletvekili Fikri Demirel ve Bursa Milletvekili Erkan Aydın tarafından "Şehir Merkezlerindeki İşlek Caddelerin Trafik Sorunlarının Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Dilekçe Alt Komisyonu Raporu" yayımlandı.

Türkiye'de trafik kazalarında yaşanan can kayıplarının, AB üyesi ülkelerden en az 5 kat daha fazla olduğunun belirtildiği raporda, önemli sorunlara ve çözüm önerilerine yer verildi.

Yılda yaklaşık bir milyon aracın trafiğe girdiği Türkiye'de otopark sorununun gittikçe büyüdüğünün vurgulandığı raporda, ihtiyaç duyulan bölgelere ilişkin planlama yapılarak, otoparkların uzaklığı, yeri ve konumunun cazip hale getirilmesi gerektiği bildirildi.

Raporda, "Açık alanlar yerine kapasitesi yüksek çok katlı otoparklar tercih edilmelidir. Otopark yetersizliği yaya kaldırımlarının işgaline neden olmaktadır. Yerel yönetimlerin kanunlarla kendilerine verilen yetki çerçevesinde araç yoğunluğuna göre kalıcı yer altı otoparkları yaptırması, kamu ve özel sektör binalarının personel, müşteri, bina sakini olanlar için projelerde gösterilen ancak başka amaçlarla kullanılan otoparkların mutlaka açılması, olmayanların da yaptırılması gerekmektedir." denildi.

Trafik kazalarının başlıca sebeplerini; yüzde 90 oranında sürücüler, yüzde 8,5 oranında yayalar, yüzde bir oranında yol ve yüzde 0,5 oranında yolcu kusurlarının oluşturduğunun kaydedildiği raporda, aceleci davranmak, dikkatsizlik, dalgınlık, trafik kurallarına uymamak gibi hususların trafik güvenliğini tehlikeye düşüren kusurlar olarak sayılabildiği ifade edildi.

"Can kayıpları Avrupa Birliği üye ülkelerinden en az 5 kat daha fazladır"

Türkiye'de toplam araç sayısının 21 milyonu, sürücü belgesi sayısının ise 30 milyonu aştığına değinilen raporda, şu ifadeler kaydedildi:

"Ancak sistemin başlangıç eğitim ve denetim boyutunu düzenleyen 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu'nda ana yürütücü kuruluşlara esas görev verilecek yerde tam 18 kuruluşa görev dağıtılmıştır. Çoğunlukla görevler sıralanmış ancak görevlerini yapmayan veya yapamayan kuruluşlara ait sorumluluklar yazılmamıştır. Bu bağlamda can kayıpları Avrupa Birliği üye ülkelerinden en az 5 kat daha fazladır. 2015 yılı verilerine bakıldığında bir milyon 313 bin 359 trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazalardan 183 bin 11 adedi ölümlü/yaralanmalı trafik kazası olarak kayıtlara geçmiştir. İstatistiklere girmeyenler ile yaralı olarak kayıtlara geçenlerden daha sonra meydana gelen ölümleri de eklediğimizde her yıl ortalama 5 binden fazla insanımız trafik kazalarında maalesef hayatını kaybetmektedir. Türkiye'de trafik kazaları dünya ortalamalarına göre bakıldığında oldukça fazladır. 100 milyon taşıt içinde kilometreye düşen ölüm oranı sıralaması ABD'de yüzde 0,3; İngiltere'de ve Almanya'da yüzde bir iken Türkiye'de ise bu oran yüzde 10'dur."

Kazalarda en çok hayatını kaybedenler, 15-29 yaşlarındaki gençler

Türkiye'de yaşanan trafik kazalarında en çok hayatını kaybedenlerin 15-29 yaşlarındaki gençlerin olduğuna dikkat çekilen raporda, en çok kazaların yaşandığı ilin de İstanbul olduğu bildirildi.

"Bisiklet kullanımının yaygınlaştırılarak trafik sorunlarının önüne geçilmesi gerekiyor"

Raporda, "Güvenli bir trafik ortamı için bisiklet yollarının diğer taşıt yollarından ayrı olarak tesis edilmesi, şehir planlamalarında bisiklet kullanımının mutlaka yaya ve araçlarla birlikte düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde bisiklet kullanımının yaygınlaştırılarak trafik sorunlarının önüne geçilmesi, sağlıklı yaşam ve benzeri konularda çalışmalar başlatılması gerekmektedir. Trafiğin yoğun olduğu cadde ve sokakların araç trafiğine tamamen ya da belirli saatlerde kapatılarak kısıtlama getirilmesi veya toplu ulaşım araçlarının tercih edilmesine yönelik güzergah ve kısıtlamalar getirilmek suretiyle kent merkezlerinin yayalaşacağı düşünülmektedir." şeklinde kaydedildi.

Hız kesici kasis ve sinyalizasyon sistemleri

Trafik güvenliğini sağlamaya yönelik olarak, hız kesici kasis ve sinyalizasyon sistemlerinin kurulması gerektiğinin belirtildiği raporda, "Yer işaretlemelerinin görünürlüğünün arttırılması, bazı yol bölümlerinde ve mahallerde ağaç, bina ve benzeri gibi engellerin kaldırılması, karayolunda trafik düzeni ve güvenliği ile can ve mal emniyetinin sağlanabilmesi amacıyla yapılmış olan trafik işaretleme ve düzenlemelerinin tüm sorumluluk bölgelerinde düzenli ve planlı bir şekilde yeniden gözden geçirilerek varsa aksaklık ve olumsuzlukların ortadan kaldırılması, izinsiz konulmuş olan levha ve benzerinin kaldırılması, eski ve yıpranmış olanların değiştirilmesi ve eksikliklerin ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde giderilip iyileştirilmesinin sağlanması gerekmektedir. Diğer yandan, mazgal ve menfezlerin tıkanmış, kapanmış veya tahliye kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle yağışlı havalarda karayolu yüzeyinde su birikintilerine neden olduğu ve tahliye edilemeyen su birikintilerinin trafik akışını ve güvenliğini tehlikeye düşürerek ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı kazalara sebebiyet verdiği görülmektedir. Bu nedenle görülen eksikliklerin ivedilikle giderilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir." denildi.

Türkiye'nin kaza risk haritası oluşturulmalı

Kaza kara noktaları belirlenerek, Türkiye'nin kaza risk haritası oluşturulması gerektiğinin anlatıldığı raporda, özellikle okul, hastane ve alışveriş merkezlerinin yoğun olduğu yerlerdeki yollarda gereken güvenli hız sınırlarına uyulmasını sağlamaya yönelik yatay ve düşey işaretlemelerle standartlara uygun fiziki tedbirlerin alınması ve etkin bir şekilde uygulanması gerektiği ifade edildi.

"Okul servis şoförlerinin trafik adabı eğitimi alması hedeflenmeli"

"Okul servis şoförlerinin trafik adabı eğitimi alması, ticari araç kullanan tüm sürücülere bu eğitimin verilmesi hedeflenmelidir." şeklinde belirtilen raporda, "Trafik denetimlerinde şehir içinde ve şehirlerarası yollarda elektronik ve mobil denetimler yaygınlaştırılmalıdır. Trafik kontrol merkezleri yaygınlaştırılmalı ve trafik ile ilgili birimler koordinasyon içinde olmalıdır. Trafiğe ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve görüntünün toplandığı ve kayıt altına alındığı tek bir birim oluşturulmalı, veriler analiz edilerek trafik güvenliği modeli oluşturulmalı; sürücü, araç, ceza gibi trafikle ilgili her türlü iş ve işlemler buradan yürütülmelidir." ifadelerine yer verildi.

"Alkollü araç kullanımı ağırlaştırılmış suç kapsamında değerlendirilmeli"

Son olarak raporda, "Bağdat Caddesi ve benzeri caddelerde, gece geç saatlerde gençler arasında yapılan ralli yarışmalarının engellenmesi için o bölgelerde devriye sayısının artırılması (Bu tür caddelerde trafik polisinin görselliğinin artırılması sürücüleri daha dikkatli olmaya yöneltecektir.), 2-3 ihlalden sonra kasko değeri yüksek olan bu araçların belli bir süre trafikten men edilmesi, ölümlü kazaya karışmaları durumunda ise kusur oranına ve yargı kararına bağlı olarak araca el konulması gündeme gelebilir. Tüm trafik kaza oranlarında alkolün oranı yüzde 50 civarındadır. Alkollü araç kullanımı ağırlaştırılmış suç kapsamında değerlendirilmelidir. Ölümlü trafik kazalarında dava sonuna kadar hakim kararıyla ve kusur durumuna göre ehliyete tedbir konulabilir. Netice olarak, Bağdat Caddesi özelinde ülkemizin karşı karşıya kaldığı trafik sorununun çözümü 3 sacayağına dayanmaktadır: Eğitim, denetim ve ceza. Türkiye'de meydana gelen kazaların yüzde 90'ından fazlası insan hatasından kaynaklanmaktadır." ifadeleri kullanıldı. (İLKHA)