Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, son günlerde öğretmenler ve Diyanet üzerinden İslami değerlere artan saldırılara ilişkin İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, medyada gündeme gelen bu gibi şeylerin önemsenmemesi gerektiğini ifade etti.
Özellikle medyanın ürettiği yalan haberlerle, içeriklerle ve görsellerle dini değerlere ve Diyanet kurumuna saldırdığına dikkat çeken Coşkun, bu gibi saldırıları gerçekleştiren kişilerin amaçlarının toplum tarafından bilindiğini söyledi.
Coşkun, "Özellikle ürettikleri yalan haber, içerik ve görsellerle dini değerlere, diyanet kurumuna saldıran milletin hassasiyetlerini iftiralarla kaşımaya odaklanan sözde sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa yürüttükleri algı operasyonlarına ve amaçlarının ne olduğunu biliyoruz. Türkiye'de yüz yıldır toplumu ilerici - gerici şeklinde kompartımanlara bölerek, inancı ve inananları dışlayan sol laikçi yobazlığın eskimeyen yöntemi irtica/gericilik söylemidir. Darbe karşıtlığı için kullandıkları tasfiyeci söylemleri ilericilik olarak satmaya kalkan bu kesim, bütün bu operasyonlarını uygarlaştırma ve ilerleme kavramlarıyla meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Batının sömürü ve işgal için araçsallaştırdığı bu kavramlar, söz konusu kesimler tarafından Türkiye'nin kültürel işgali için kullanılmaktadır. Bir asra yakın dönemdir, iktidar imkânlarını kullanarak milletin değerlerini yok etmeye kalkan bu zihniyet, artık bu topraklardan sökülüp atılmanın eşiğinde olduğunun bilinciyle her geçen gün daha da hırçınlaşmakta, ahlaksız saldırganlığın sınırlarını zorlamaktadır. 28 Şubat ve 27 Nisan süreçlerinden hatırladığımız tahrik ve manipülasyonlarını, aldıkları talimatla yeniden sahaya sürmeye başlamış, hedef olarak da Diyanet İşleri Başkanlığı'nı seçmişlerdir." dedi.
"Kampanyanın amacı, istismar fiillerini İslam ile bağlantılayan yalan haberler üreterek meseleyi köpürtmektir"
Medyanın kadın ve çocuk istismarı meselelerini gündeme yalan ve yanlış bir şekilde getirdiğini söyleyen Coşkun, "Özellikle kadın ve çocuk istismarı meselelerini altlık yapan medya ve bazı STK'lar, senkronize hareket etmekte; önce medya harekete geçerek çarpıtma, yalan ve iftiralara da başvurmakta ardından örgütlü yapılar meseleyi sokağa ve sosyal medyaya taşmaktadır. Bu noktada en son örnek, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 'Dini Kavramlar Sözlüğü' adlı yayınındaki tanımların çarpıtılıp evlilik yaşıyla ilgili bir açıklama gibi sunulmasıyla başlatılan karalama kampanyasıdır. Kampanyanın amacı, herkesi üzen istismar fiillerini Diyanet işleri Başkanlığı üzerinden İslam ile bağlantılayan yalan haberler üreterek meseleyi köpürtmektir. Oysa Diyanet İşleri Başkanlığı, yaptığı açıklamada ve iftiranın tedavüle sokulduğu hafta Cuma namazı hutbesinde reşit olmayan kızların evlendirilmelerinin İslam'a uygun olmadığını, reşit olsa bile rızası hilafına evliliğin kabul edilemeyeceğini ifade etmiştir. Memur-Sen olarak biz de bu açıklamaya bütünüyle katılıyoruz. 'Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılsın, yerine çocuk parkı yapılsın!' yollu sosyal maliyeti yüksek ucuz ironilerini satın alacak bir kitle yok. Batıya ram olmayı değer, yalanı ideoloji belleyenlerin bu çabalarına milletin cevabi her zaman olduğu gibi adam yerine koymamak olmuştur. Mesele toplumsal yaraları istismar ederek, siyasi zemin üretmek ve ideolojik alan açarak, inancımızı ve değerlerimizi hırpalamak kirletmektir." ifadelerini kullandı.
"Hacılar köyünde yapılan çalışmada hiçbir yere zararı yoktur, bilakis hayırlı bir çalışmadır"
Yaklaşık 2 hafta önce başörtüsü üzerinden öğretmenin hedef alındığı Hacılar köyü hakkında bir açıklama bulunan Coşkun, "En son biliyorsunuz, Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde bulunan Hacılar köyünde başörtüsü ile ilgili bir sıkıntı oluşmuştu. Biz gittik, köydeki öğretmenimizi, öğrencilerimizi, velilerimizi ziyaret ettik ve gerekli yerlerle bağlantılar kurarak tepkimizi dile getirdik. Kesinlikle bir soruşturmanın açılamayacağını ve açılmaması gerektiğini de dile getirdik. Bu gibi çalışmalar normaldir. Öğretmen imam hatip mezunu, okul imam hatip ortaokulu ve yapılan çalışmanın da hiçbir yere zarar yok. Bilakis hayırlı bir çalışmadır. Dolayısıyla kimsenin bu meseleyi büyütmemesine gerek yoktur." şeklinde konuştu. (Hüseyin Sayhar - İLKHA)