MARDİN- İlke Haber Ajansı olarak Türkiye'de son dönemlerde kullanımı yaygınlaşan uyuşturucu, alkol ile kumar gibi zararlı alışkanlıkların toplumda meydana getirdiği tahribatı Yeşilay Derneği Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu ile görüştük. Röportajda bazı önemli noktaların altını çizen Lütfü Günlüoğlu, geleceği sağlıklı olmayan bir toplumun kurtuluşunun mümkün olmadığını ifade ederek, gençlerin kötü alışkanlıklara yönelmesinin asıl sebebinin manevi değerlerden yoksun olmaları olduğunu belirtti.
Sayın Başkan Öncelikle Kısaca Yeşilay'ın Tarihçesinden Bahseder misiniz?
"Yeşilay ilk defa Hilal'ül Ahdar (Yeşilay) adıyla 1920'li yıllarda kuruldu. Bu yıllarda biliyorsunuz İstanbul İngilizlerin işgali altındaydı İngilizler kendilerine karşı oluşan muhalefeti asgariye indirmek için İstanbul'a gemilerle alkol taşıdılar, halka bedava dağıttılar. Durumu gören ve vatanını, ülkesini seven birkaç zat bir araya gelerek bugün bildiğimiz Yeşilay'ı kurdular."
GELECEĞİ SAĞLIKLI OLMAYAN BİR TOPLUMUN KURTULUŞU MÜMKÜN DEĞİLDİR
Yeşilay hangi amaçlarla kuruldu, şimdi ne durumda?
"Yeşilay, ilk defa alkol ile mücadele etmek üzere kuruldu. Daha sonraları zaman ilerledikçe sigara, uyuşturucu madde ve kumarı da içine alarak kararlılıkla mücadelesine devam etti. Son yıllarda da artan internet, televizyon ve cep bağımlığı ile mücadele kararı aldı. Yani mücadele alanını genişleterek yoluna devam etmektedir. Yeşilay bu kötülüklerle mücadele ederken en önemli hedefi gelecek için sağlıklı nesiller yetiştirmektir. Geleceği sağlıklı olmayan bir toplumun kurtuluşu mümkün değildir. Aslında her toplum içindeki hastalıklar ile mücadele etmek zorundadır. Aksi halde o toplum batmaya mahkûmdur. İşte burada Yeşilay bu kuruluş felsefesi ile dünyada bir ilktir."
MANEVİYATIN KÖTÜLÜKLERLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ BİR FONKSİYONU VARDIR
Sayın başkan sizce bütün bu kötülüklerin sebepleri nelerdir?
"Bir toplumda alkol, kumar, sigara, uyuşturucu ve teknolojik bağımlılıklar giderek artış gösteriyorsa o toplumda manevi değerler yok denecek kadar zayıflamış demektir. Maneviyatın kötülüklerle mücadelede önemli bir fonksiyonu vardır. Çünkü kötülükler sadece beşeri tedbirler ile önlenemez. İşin içinde ilahi korku da şarttır. Kanun korkusu kötülükleri işlemek için yeterli değildir. Polisin sürekli baskınlar yapması sorunları ortadan kaldırmaz. Siz her insanın başına bir bekçi dikemezsiniz. Ancak o bekçiyi yani Allah korkusunu insanın içine yerleştirirseniz insanın kötülük işleme azmini kırarsınız. Tabiî ki manevi boşluğun yanında başka etkenler de mevcuttur. Örneğin, bilgisizlik, kötülüklerin özendirilmesi, kötü arkadaşlar ile dolaşma, kötülükleri teşvik eden eğlence yerlerini mesken edinme ve modaya yani çevreye uyma gibi davranışlar Yeşilay'ın mücadele ettiği kötülükleri daha da yaygın hale getirir. Bir de bu saydıklarımın dışında bir sebep daha vardır ki, gerçekten çok önemlidir. Bir toplumu meydana getiren aile eğer bozuk bir yapıya sahip ise, ailede sürekli anne-baba arasında kavga, gürültü var ise, o ailede yetişen bireyler de olumsuz etkilenir. Stresi, sıkıntısı artar, kendisini yalnızlığın ve kötülüğün kucağına iter. Bu durumda o aile bireyi tek kurtuluş çaresini bulmuştur; uyuşturucu, alkol, sigara, kumar vb. bağımlılıklar."
HİÇBİR CANLININ KENDİSİNE YA DA BAŞKASINA ZARAR VERME ÖZGÜRLÜĞÜ OLAMAZ
Sizce bu saydığınız kötülükler ile mücadele etmek gerçekten özgürlüğü kısıtlamak anlamına gelir mi?
"Gerçekten bize sık sık kasıtlı ya da kasıtsız sorulan bir sorudur. Ama biz hangi niyetle sorulursa sorulsun bir Yeşilay mensubu olarak cevap vermek ve muhatabı tatmin etmek durumundayız. Öncelikle şunu net olarak ifade etmekte fayda vardır. Hiçbir canlının kendisine ya da başkasına zarar verme özgürlüğü olamaz. Eğer özgürlük denen şey başkasının özgürlüğünü kısıtlıyorsa ya da başkasına zarar veriyorsa bu mutlaka önlenmelidir. Bu alana müdahale edilmelidir. Bir kötülüğü işlemenin özgürlük ile ne ilgisi olabilir. Ben müsaadenizle son bir şey daha söyleyeyim. Sigara içenler, alkol kullananlar, kumar oynayanlar sadece kendilerine zarar verdiklerini zannedebilirler. Bu asla doğru olamaz. Bakın sadece sigaranın insanlığa verdiği zararı saymaya kalkışırsak saatlerce bitiremeyiz. Bütün zararlı madde bağımlıları kendilerine zarar verdikleri kadar, başkasına da zarar verirler."
ZARARLI ALIŞKANLIKLARLA İLGİLİ OLARAK TEDBİR ALINMADIĞI GİBİ, TEŞVİK EDİYOR
Yeşilay Cemiyetinin faaliyetlerinin yasal bir dayanağı var mı?
"Yasal dayanağı olmayan hiçbir kuruluş olmamalı. Yeşilay cemiyeti dayanağını Anayasa'dan almaktadır. Bakın Anayasa'nın 56 ncı maddesi ne diyor: "Her vatandaş sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir, çevre sağlığını korumak devlet ve vatandaşın görevidir" denilmektedir. Yeşilay cemiyeti de bir sivil toplum kuruluşu olarak ve aynı zamanda bir insanlık görevi olarak yukarıda saydığımız kötü alışkanlıklarla mücadele etmeyi kendisine hedef olarak seçmiştir. Yeşilay bu hedefi ile çevrenin ve vatandaşın sağlığını koruma görevini üstlenmiştir. Yeşilay bu görevi yaparken devletten herhangi bir katkı almamaktadır. Sadece üyelerinden toplamış olduğu bağış ve aidatlarla faaliyetlerini sürdürmektedir.
Söz buraya kadar gelmişken Anayasa'nın 58 inci maddesini de hatırlatmak istiyorum. Aynen şöyle denilmektedir; "Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korur ve gerekli tedbirleri alır." Anayasa'nın bu maddesinde de açıkça görüldüğü gibi devletin görevi Yeşilay'ın da mücadele arasında aldığı alkol, kumar, uyuşturucu ve benzeri kötülüklerden koruması gerekirken tam aksine zaman zaman o kötülükleri özendirici davranış ve yayınlara izin vermektedir. Devlet zararlı alışkanlıklarla ilgili olarak tedbir almadığı gibi, zaman zaman teşvik ettiği de görülmektedir. Hele hele kumarda ise tam bir trajikomik bir durum yaşanmaktadır. Devlet bir taraftan kumarı yasaklarken, diğer taraftan şans oyunları adı altında 11 dalda oyunlar oynatarak kumarı meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bu durumda kumarı ikiye ayırmış oluyor; Yasal olmayan kumar ile şans oyunları adını verdiği yasal kumar. Bizce aradaki en önemli fark; Şans oyunları ile devlet yüksek oranda karlar elde etmektedir. Diğerlerinde ise devletin kontrolü yoktur. Yâda başına 'Milli' kelimesi eklenmek suretiyle kumar olmaktan çıkmaz. Maalesef bugün ülkemizde böyle bir paradoks yaşanmaktadır. Sadece bir örnek vererek bu soruyu da bitirelim. Bugün Türkiye'nin birçok ilinde Milli Piyango idaresi okullar yaptırmakta ve adını da giriş tabelasında geçmektedir. Milli Piyango Lisesi gibi liseler bir örnektir. Tepesinde Milli piyango yazılı bir eğitim kurumunda görev yapan bir öğretmen öğrencilerine kumarın kötülüğünü anlatabilir mi? Yeşilay olarak yasal ve hukuki yollara başvurarak isimlerin değiştirilmesi için Genel Merkez düzeyinde gereken çaba gösterilmektedir."
SİGARA YASAĞI KONUSUNDA BAZI SİYASİ PARTİLER SERMAYE BABALARININ YANINDA YER ALDI
Yeşilay cemiyetinin bu faaliyetlerinden rahatsız olan var mı?
"Elbette vardır. Bu kesimler özellikle ülkede manevi duyguları zayıflatmak isteyen guruplardır. Her fırsatta insanların maneviyatına saldırırlar. Gençleri etkilemeye ve manevi duygulardan uzak tutma gayreti içine girerler. Maneviyatsız bir hayatı kendilerine amaç edinmişlerdir. Bu doğrultuda da gayret göstererek Yeşilay'ın faaliyetlerini engellemeye çalışırlar.
Yeşilay'ın karşısında yer alan ve faaliyetlerinden rahatsız olan diğer kesim de büyük sermaye babaları, dev sigara şirketleri, kumar işleten kuruluşlardır. Zaman zaman bunlara destek veren ideolojik siyasi partilere de rastlamaktayız. Örneğin, 'sigaranın kapalı alanda içilmesi' yasağına dair yasa teklifi verildiği zaman bir kısım medya, siyasi partiler ve bir kısım dernekler ve kuruşlar aynı safta yer aldılar. Yasanın iptali için her yola başvurdular. Halkın sağlığını dikkate almadan sadece kendi çıkarlarını düşündüler. Bu örnekleri, alkol ve diğer kötülükler için de vermemiz mümkündür. Bu meselenin özünde para önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle sigara, uyuşturucu madde ve alkol kullanımında uluslararası şirketler, bir kısım devletler ve terör örgütleri büyük kazançlar elde etmektedir. Zararlı maddelerin kullanımı için her çabayı gösterirler. Çünkü kendi varlıklarının bu maddelerin satışına bağlı olduğunu çok iyi bilirler."
KÖTÜLÜKLER KONUSUNDA BANA NECİ ZİHNİYET TASVİP EDİLMEZ
Yeşilay üyesinin derneğe herhangi bir katkısı olabilir mi?
"Yeşilay'a üye olmanın yararları çoktur. Öncelikle şunu belirteyim Yeşilay'a üye olan bir kişi ufak da olsa yıllık bir maddi katkı yapar ve üye olduğu andan itibaren kendisinde farklı bir sorumluluk duygusu oluşur. O saatten sonra artık o üye bulunduğu her yerde Yeşilay'ın kapsamına aldığı kötülükler ile mücadele alanı içinde kalarak gündemi belirler. Sorumluluk bilinci ile hareket eder. Aslında bu görev Yeşilaycı olan ve olmayan herkesindir. Ortada bir kötülük görüldüğümüz zaman gücümüz oranında müdahale etmek zorundayız. 'Bana neci' zihniyet tasvip edilemez. Başka bir ifade ile yılan yılan ise bir gün dokunacaktır. Ancak şunu da açıkça ifade etmeliyiz; bizler Yeşilay mensupları olarak kötülükler ile mücadele ederken uygun bir dil, uygun bir üslup kullanmalıyız. Bu konuda mücadele ederken İnsanlarla kuracağımız ilişki konusunda çok hassas davranmalı, insanları gereksiz yere incitmemeliyiz. Aksi takdirde söylediklerimiz ters tepebilir. Yaklaşımlarımız bir doktorun hastasına yaklaşımı gibi olmalıdır."
İŞLENEN SUÇLARIN EN AZ YÜZDE 60'I ALKOL KULLANMAKTAN KAYNAKLANIYOR
Madde ve bağımlılıkları önlemenin yollar nelerdir?
"Suçları azaltmanın en etkin yolu, o suçları işlemeye götüren yolları kapatmaktır. Siz eğer bir yerde suça giden yolları ardına kadar açarsanız o suça bir nevi teşvik etmiş olursunuz. Yani öncelikle bataklık kurutulmalıdır. Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de ve dünya'da işlenen suçların en az %60'ı alkol kullanmaktan kaynaklandığını anlıyoruz. Yeşilay'ın mücadele alanı içine aldığı kötülüklerin her biri diğerini tetikliyor. Sigara alkolü, alkol cinayeti tetikliyor. Öte yandan kötülüklerle mücadele etmenin önemli bir yolu da önleyici kanunlar çıkararak müeyyideleri arttırmaktır. Biz şuna inanıyoruz; göstermelik cezalarla kötülükler önlenmez. Yani cezaların caydırıcı hiçbir tarafı yoktur. Suçları önleyici fonksiyonları bulunmamaktadır. Bu nedenle suçları önlemenin önemli bir yolu da etkileyici kanunlar çıkarmaktır. Kötülük ve suç işlemeyi önlemenin bir başka yolu kitle iletişim araçlarını harekete geçirmektir. Sesli, görüntülü ve yazılı iletişim araçları kullanılarak insanlar daha fazla bilgilendirilebilir, daha fazla bilinçlendirilebilir. Aynı zamanda bu yolda mücadele veren dernek, vakıf ve kurumlar da desteklenmelidir."
KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR DÜNYANIN BAŞINA MUSALLAT OLMUŞ BELALARDIR
Son olarak İLKHA' iletmek istediğiniz başka bir mesajısınız var mı?
"Ben öncelikle böyle hayırlı bir işe vesile olduğu için İlke Haber Ajansına çok teşekkür ediyorum. Gazetecilik mesleğinin gereğini yerine getirdiniz. Benim İlke Haber okuyucularına son olarak iletmek istediğim şudur: Yeşilay'ın üzerinde durduğu ve mücadele kapsamına aldığı Alkol, Kumar, Sigara, Uyuşturucu madde ve Teknoloji (Televizyon, Cep, İnternet vs) bağımlılığı son derece önemli alanlardır. Bugün bunlar dünyanın başına musallat olmuş belalardır. Bu saydığımız kötülüklerin bir kısmı (alkol, kumar, uyuşturucu ve sigara) tamamen terk edilmeli, diğer teknoloji bağımlılıkları da kontrol altına alınmalıdır. Aksi takdirde insanlık bunlardan dolayı büyük bir yara alacak, önlenmesi çok zor, hatta imkânsız sonuçlar doğuracaktır. Kullanıcı kardeşlerimden istirham ediyorum, yaptıklarını tekrar gözden geçirsinler. Aklıselim ve sağduyu ile hareket etmeleri hem kendileri, hem başkalarını da mutlu edecektir. Bu arada Yeşilay'ın mücadele alanında bulunan kötülükleri şu anda işlemeyen kardeşlerimizin Yeşilay'a üye olmasını ve kendisinin de bir katkıda bulunmasını istiyorum. (Mehmet Arasan -İLKHA)
Kötülükle Mücadelenin Yolu Allah Korkusundan Geçer
Yeşilay Derneği Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu yaptığı açıklamada gençlerin kötü alışkanlıklara yönelmesinin asıl nedeninin manevi boşluk olduğunu söyledi.
26.03.2012 14:04:02 / Güncel