TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır başkanlığında toplanan komisyonda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dış politikada geçen yıl yaşanan gelişmelere yönelik bilgilendirme yaptı.

Çavuşoğlu, dış politikada 2017'nin her bakımdan çok yoğun bir yıl olduğunu, 2018'e daha da yoğun başladıklarını söyledi.

Türkiye olarak 2017 içinde önemli örgütlerin dönem başkanlığını yürüttüklerini, bazılarını devrettiklerini, bazılarını da halen sürdürdüklerini anımsatan Çavuşoğlu, geçen yıl iki önemli seçimi kazandıklarını, "Türkiye yalnızlaşıyor mu dışlanıyor mu" yorumları çıktığı için bunu özellikle vurguladığını ifade etti. Çavuşoğlu, bunlardan birinin UNESCO İcra Komitesi seçimi olduğunu, batı Avrupa ve diğer bölgeler kontenjanından seçime girdiklerini, AB üyesi 3 ülke ile yarıştıklarını, UNESCO üyelerinin oylarının üçte ikisini alıp, Almanya'yı saf dışı bırakarak seçildiklerini anlattı.

Mevlüt Çavuşoğlu, Uluslararası Denizcilik Örgütüne, örgüte üye ülkelerin yüzde 80'inin oyunu alarak yeniden seçildiklerini anımsattı. Çavuşoğlu, bunların, Türkiye'nin uluslararası örgütler nezdinde tarafsız, objektif tutumu ve teşkilatlara yaptığı katkının bir yansıması olduğunu vurguladı.

Önemli ve kardeş ülke olan Özbekistan'ı 2017 içinde kazandıklarına dikkati çeken Çavuşoğlu, Özbekistan ile ilişkilerde son seçime kadar geçen 20 yıllık boşluğu telafi etmek için yoğun temaslarını sürdürdüklerini bildirdi. Çavuşoğlu, Özbekistan'ın her konuyu Türkiye ile birlikte sürdürmek istediğini dile getirdi.

Mevlüt Çavuşoğlu, 2017'de Güneydoğu Asya ülkelerinin örgütü olan ASEAN'da ortaklık statüsü elde ettiklerini belirterek, birçok ülkenin bu statü için başvurduğunu ancak sadece Türkiye'nin sahip olduğuna işaret etti. Çavuşoğlu, ASEAN-Türkiye İş Forumunu bu yıl içinde gerçekleştireceklerini ifade etti.

"Dünyanın etrafını 12. kez turlamak..."

Karşılıklı ziyaretler bakımından 2017'nin yoğun geçtiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'ye 18 hükümet başkanı, 18 devlet başkanının ziyarette bulunduğunu, bunun içinde uluslararası toplantılara katılanların yer almadığına işaret etti.

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 34, Başbakan Binali Yıldırım'ın 17, bakanların 310, kendisinin 103 yurt dışı ziyaretinin olduğunu aktararak, "Sadece yurt dışında 473 bin kilometre mesafe katetmişiz. Bu da aşağı yukarı dünyanın etrafını 12. kez turlamak demektir. Bu, yoğun dış politikamızın gereği olarak yapılan ziyaretlerdir." dedi.

"Olumlu gelişme olmadı"

Bakan Çavuşoğlu, 2017'de önceliklerinin bulunduğunu, içeride olduğu gibi dışarıda da FETÖ ve PKK ile mücadelelerinin önceliklerinden biri olduğunu belirtti.

FETÖ'yü, İslam İşbirliği Teşkilatı dışişleri bakanları konsey toplantısında, "Asya Parlamenter Asamblesi ve İslam İşbirliği Parlamenter Birliğinde terör örgütü olarak ilan ettirdiklerini" anımsatan Çavuşoğlu, FETÖ'nün uluslararası örgütlerdeki bağını kopardıklarını bildirdi.

Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AGİT düzeyinde BM'de FETÖ'ye bağlı kuruluşların statülerini sonlandırdık. Şimdi AGİT'te böyle bir panel oluşuyor. İnşallah AGİT'deki bazı toplantılara katılan FETÖ'nün bağını da keseceğiz. Ülkeler nezdinde yaptığımız çalışmalarla birçok FETÖ mensubunu, darbeyle de ilişkili olan kişileri Türkiye getirip, yargıya teslim ettik. FETÖ'nün yurt dışındaki mevcudiyetini sonlandırmak için-o ülkeler için de risktir-çalışmalarımızı sürdürdük. Birçok yerde kuruluşları kapatıldı, okulları kapatıldı ya devredildi ya da Maarif Vakfına devredildi. Ama ABD düzeyinde yaptığımız temaslarda maalesef olumlu gelişme olmadı. İade talebimiz , FETÖ ile ilgili geçici tutuklama talebimiz, FETÖ ile ilgili tarafsız soruşturma başlatılması talebimiz de maalesef ABD tarafından karşılanmadı. Esasen ABD'nin YPG'ye silah vermesiyle beraber ABD ile ilişkilerimizi bugün etkileyen, zehirleyen bir diğer konuda ABD'nin FETÖ konusundaki taleplerimizi henüz karşılamamasıdır. 2018 içinde de bu çabalarımızı sürdüreceğiz."

"Filistin'in kalkınması için çalışacağız"

ABD'nin Kudüs ile ilgili kararına da değinen Çavuşoğlu, bu konuda Türkiye'nin yürüttüğü çalışmaları anımsattı. Çavuşoğlu, Türkiye'nin haksızlığa karşı artık öncülük yapan, korkmayan, dik duran bir ülke olduğunu vurgulayarak, Filistin'e yönelik desteklerinin devam edeceğini ifade etti.

Çavuşoğlu, Filistin'i, bağımsız bir devlet olarak tanımayan ülkelerce de tanınması için çalışmalarını sürdürdüklerini, Avrupa ülkelerinin kendilerine destek verdiğini, en son Fransa'ya gittiklerinde konuştukları konulardan birinin de bu olduğunu anlattı. Çavuşoğlu, gelecek süreçte Filistin'in kalkınması, insani yardımların ulaştırılmasında hep beraber çalışacaklarını bildirdi.

"Çatışmaları çok büyük oranda durdurduk"

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 2017'de Suriye'de siyasi çözüme gidebilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını, mesafe katettiklerini söyledi.

Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Özellikle Halep'ten sonra Rusya ile işbirliğimiz, daha sonra Moskova dışişleri bakanları toplantısında İran'ı da işin içine katmamız ve bu toplantıdan, ortak deklerasyondan sonra Astana sürecini başlatmamız nedeniyle sahada ateşkesin tesis edilmesi, çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması, karşılıklı güven artırıcı adımlar sayesinde 2016'ya göre Suriye'de çatışmaları çok büyük oranda durdurduk.

Son günlerde İdlib'te ve Doğu Guta'da rejimin saldırıları var. Dün İran ve Rusya'nın temsilcilerini çağırdık, gerekli uyarıları yaptık. Çünkü tüm bu süreçlerde ve vardığımız mutabakatta, çatışmaların durdurulması ve ihlallerin yapılmaması konusunda rejimin garantörü Rusya ve İran; muhalefetin garantörü de biziz. İhlallere baktığımızda yüzde 90'ı rejim ve rejimi destekleyen gruplar tarafındandan, ancak yüzde 10'u muhalefet ya da değişik bölgelerdeki terör örgütlerinden kaynaklanmaktadır."

Önlerinde Soçi sürecinin bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Soçi sürecinden sonra Doğu Guta ve İdlib'teki ihlallerin, rejimin saldırılarının durdurulması gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, şu görüşlere yer verdi:

"Soçi sürecine doğru gidiyoruz. Burada amaç daha geniş katılımla, rejimle muhalifleri bir araya getirmek, siyasi çözüm konusunda hangi adımlar atılabilir bunları değerlendirmektir. Başından beri hassasiyetlerimiz var, YPG'nin, terör örgütlerinin katılmaması konusunda. İran da bu hassasiyetlerimize katılıyor. Şimdi önemli olan siyasi çözüm. Siyasi çözümde de Cenevre ile Astana ve Soçi'yi nasıl entegre edebiliriz, varılan anlaşmaların, mutabakatların meşruiyetini nasıl sağlayabiliriz, BM dışında uluslararası camianın desteğini nasıl alabiliriz; bu çalışmaları yapıyoruz. Bu süreçte Soçi, Astana'da olmayan ülkeleri dışlamadık, her Astana sonrasında bazı AB ülkelerinin dışişleri bakanları, Körfez ülkelerini bilgilendirdik. Soçi zirvesinden sonra da Sayın Cumhurbaşkanımız, birçok lideri arayarak, Soçi'de ne olduğuna, amaçlarımızın ne olduğuna dair bilgilendirme yaptı. Kimseden gizli kapaklı bir şey yapmıyoruz. Amacımız, Suriye'de barış, istikrar, kalıcı siyasi çözümü gerçekleştirmek, Suriye'nin toprak ve sınır bütünlüğü, demokratik seçimin zeminlerini oluşturmak için Suriye'ye yardım etmektir. Umarım 2018'de bu konularda önemli adımlar atarız."

"Bağdat'ı ziyaret edeceğim"

Çavuşoğlu, geçen yıl Kuzey Irak'ta yapılan referanduma da değinerek, Irak'ın istikrarı, bütünlüğü ve huzurunun önemli olduğunu, bu nedenle Erbil ile Bağdat'ın bir an önce anlaşmasının önemine işaret etti. Çavuşoğlu, Irak ile gerginlikleri aşıp, karşılıklı anlayışı ortaya koyduklarını, her konuda istişarelerinin bulunduğunu vurgulayarak, iki komşu ülkeye yakışır şekilde ilişkileri sürdürdüklerini söyledi. Çavuşoğlu, 21 Ocakta Bağdat'ı ziyaret edeceğini bildirdi.

Kıbrıs açısından 2017'nin kritik bir yıl olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, kalıcı bir çözüm için çaba harcadıklarını anımsattı.

Çavuşoğlu, KKTC'de yapılan seçimlere işaret ederek, "Hükümet kurmada karamsarlık var. Umarım 'koalisyona girmeyiz' gibi açıklamalar bir kenera bırakılır, inşallah hükümet kurulur. Biz de KKTC ile ilgili atacağımızı adımları atarız ama Kıbrıs müzakereleriyle ilgili ne yapacağımızın kararını da birlikte vermemiz gerekiyor. 2018 de bu bakımdan kritik bir yıl olabilir." dedi.

Öte yandan komisyonda Türkiye ile Çin arasında Karşılıklı Kültür Merkezlerinin Kurulması Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasını Uygun Bulan Tasarı ile İslam Gıda Güvenliği Teşkilatı Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı da kabul edildi.

Toplantı, basına kapalı devam etti.