Uşak'ta bir kişi, 2015 yılında farklı tarihlerde Facebook'tan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik paylaşımlarda bulundu.
Hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan dava açılan ve Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan sanığın beraatine karar verildi. Yerel mahkeme kararı temyiz edilmediğinden sanık hakkındaki beraat kararı kesinleşti.
Bunun üzerine Adalet Bakanlığı, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 309. maddesi uyarınca beraat kararının kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı başvurdu.
Kanun yararına bozma talebini yerinde gören Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanığın aleyhine sonuç doğurmamak üzere yerel mahkemenin kararını kanun yararına bozdu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin oy birliğiyle aldığı gerekçeli kararının, "hukuksal değerlendirme" bölümünde, Anayasası'nın 104/1 maddesine göre, Cumhurbaşkanının devletin başı olduğu ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin birliğini temsil ettiği anımsatıldı.
Kararda, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun, kişiler ve şerefe karşı suçlar içerisinde değil, devlete karşı işlenmiş suçlar bölümünde düzenlenerek, devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığının korunmasının amaçlandığı kaydedildi.
Gerekçede, suç, doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı olan kişiye karşı işlenmekte ise de suçla korunan ve bu nedenle ihlal edilen hukuki değerin, devletin siyasal iktidar yapısı, ceza himayesinin konusunun da devlet kuvvetlerinin korunması olduğu belirtildi.
Suçun failinin herkes olabileceği ifade edilen gerekçede, Cumhurbaşkanlığı sıfatının seçimle değil, ant içmeyle başladığı ve suçun görevin devamı sırasında işlenmesi gerektiği tespitleri yapıldı.
Hakaret ifade özgürlüğü değildir
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa'da yerini bulan ifade hürriyetinin sonsuz ve sınırsız olmadığı, kısıtlı da olsa sınırlandırılabileceğinin uluslararası ve ulusal alanda normlara konu edildiği kaydedilen gerekçede, “iftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler ise düşünce özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle ceza yaptırımlarına bağlanmaktadır." denildi