Mehmet Erkan Yavuz/DOĞRUHABER
Siyonist işgalci terör çetesi, başta İslam dünyası olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinden gelen tepkiler, İslam İşbirliği Teşkilatı`nın aldığı ‘Kudüs Filistin`in başkentidir` kararı ve BM`deki Kudüs hezimeti sonrası adeta kudurdu. Gözü dönmüş işgal çetesi, Filistinli masum çocukları gözaltına alıp askeri mahkemelerde yargılıyor. Konuyu gazetemize değerlendiren Filistinli Akademisyen Dr. Muin Naim, Mirasımız-Der Başkanı Muhammed Demirci ve Özgür Kudüs Platformu Sözcülerinden Mehmet Özcan, Kudüs meselesinin gündemde tutulması gerektiğini belirterek, işgalci çeteye karşı direnen Filistin halkının yalnız bırakılmaması ve destek verilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
“KUDÜS DAİMA GÜNDEMİMİZDE OLMALIDIR”
İşgalci terör çetesi ve Batı medyasının Kudüs gündemini değiştirmek için çabaladığını ve bunu kısmen de olsa başardığını dile getiren Filistinli Akademisyen Dr. Muin Naim, “Maalesef alıştığımız bir ortam haline gelen bir konu bir hafta yükseliyor, konuşuluyor sonra hiç gündeme gelmiyor. Batılılar ve siyonistlerin beklentisi de buydu. Bunu dile de getirdiler, ‘konuşacaklar, bağıracaklar ardından bu iş biter`. Maalesef temennimiz olmasa da haklı çıkmak üzeredirler. Batı medyası dünya gündemini değiştirmek için her gün farklı şeyler ortaya atıyor. İran olayları ve Trump`ın skandal ifadeleri vs. Kudüs meselesini örtmeyi destekler nitelikte oldu. Biz bu konulara aldanmadan, kanmayıp Kudüs`ü yeniden canlı tutmak için işin gerçek yüzünü sürekli anlatmak zorundayız. Çünkü bu bir adımdır ama son adım değildir. Bundan sonraki adım Kudüs`ü Yahudileştirme adımı olabilir. Farkındaysanız hiç medyada yer almayan son bir haftadır siyonist işgalci devletin parlamentosundan geçen bir karar var. Kararda işgal devletin hiçbir hükümeti parlamentonun 3`te 2`sinin oyunu almadan Kudüs ile ilgili herhangi bir karar alamaz. Yani çok güçlü bir çoğunluk sağlayacaksınız ki Kudüs`ü ancak Filistinlilerle tartışabilirsiniz. Parlamentodan geçen bir diğer karar siyonistleri öldüren Filistinli mahkûmların idam edilmesi.” diye konuştu.
“TERÖR ÇETESİ, ADIM ADIM İŞGALİ YAYGINLAŞTIRIYOR”
“işgalci israil, Doğu Kudüs'teki işgali pekiştirmeye yönelik bir yasayı parlamentodan geçirdi. Doğu Kudüs dahil kentin herhangi bir kısmından çekilmeyi onaylamak için parlamentoda en az üçte iki çoğunluk şartı aranacak.” diyen Naim sözlerine şöyle devam etti: “Normalde uluslararası anlaşmalara göre de bu topraklar işgal altında olan Filistin topraklarıdır. Ama işgal çetesi bu toprakları israil olarak tanıyor ve orada yaşayan Filistinleri de israilden oturma izinli vatandaşlar olarak tanınacak. Ortada ciddi bir hukuksuzluk var çünkü istedikleri zaman bu izinleri iptal edip onları sürgüne gönderebilecekler. Bu meseleler maalesef medyada hiç konuşulmadı.”
“GAZZE HALKI DİRENDİĞİ İÇİN ÖLÜMCÜL AMBARGOYA TABİ TUTULUYOR”
Gazze ambargosunda HAMAS`ın iktidarını bahane eden işgal çetesi ve işbirlikçi Batı`nın ikiyüzlü davranıp yalan söylediğini belirten Naim, “İşgalcilerin ve işbirlikçilerinin uydurduğu bir yalan daha ortaya çıkmıştır. Mesele HAMAS`ın iktidarda olup olmaması değildir. Burada mesele HAMAS`ın işgalcilere karşı takındığı tavırdır. Yani HAMAS direnişe devam ettiği sürece işgalcinin ve Batı`nın tavrı aynı olacaktır. Gazze`de direniş devam edene dek işgalciler ambargoyu kaldırmayacak, saldırılarını sürdürecektir. Onların işbirlikçilerinin başında olan Mısır cuntasının lideri olan Sisi de Gazze ambargosuna destek vermektedir. Hedef direniştir, asıl hedef işgalciye karşı direnen tüm güçlerdir. Bugün HAMAS kendini feshetse bile işgalciler kabul etmeyecektir. Yani işgalciler şunu istiyor; Gazze halkı direnişe karşı çıksın. Halk bunu yapmadığı için ölümcül bir ambargoya tabi tutuluyor.” dedi.
“KUDÜS FİLİSTİN`İN BAŞKENTİDİR` KARARI, İŞGALCİYİ KUDURTMUŞTUR”
İslam dünyasının verdiği tepkinin önemli olduğuna dikkat çeken Özgür Kudüs Platformu Sözcüsü Mehmet Özcan, “Emperyalist ABD'nin Kudüs kararı sonrası Müslümanların tüm dünya çapında göstermiş olduğu tepkiler, bir vücudun azaları misali yara alan azaya merhem olma halidir ki, olması gerekende budur. Tepkilerin sonucu olarak da İslam İşbirliği Teşkilatı`nda alınan ‘Kudüs Filistin`in başkentidir` kararı ile birlikte Birleşmiş Milletler`de ABD`nin almış olduğu kararı geçersiz kılan karşı karar ise çok önemli adımlardır.
Müslümanların meydanlara inerek ortaya koyduğu Kudüs ruhu ve uluslararası kamuoyu vicdanı, işgalci israil ve Amerika`nın siyonist haçlı zihniyetine galip gelmiş ve görünürde geri adım attırmıştır.
Ama siyonist rejimin, Filistinlileri idam etmeyi meşru hale getirecek yasayı meclisine taşıması ve Batı Şeria`da gasp ettiği Filistinlilerin arazileri üzerinde inşa ettiği Yahudi yerleşim birimlerinin israile ilhakını gündeme getirmesi, işgal rejiminin uluslararası hiçbir kanunu kaale almadığının ispatıdır.
Ancak tüm dünyada Müslümanlar ve vicdan sahibi onurlu insanların Kudüs için göstermiş olduğu tepkilerle birlikte uluslararası kamuoyunca kabul gören ‘Kudüs Filistin`in başkentidir` kararı, israil işgal rejimini kudurtmuştur. Çünkü bu kudurmuşluğunu, siyonistin yaptığı son cüretkâr icraatlarıyla açıkça anlamış olduk.” diye konuştu.
“BU VAHŞİ TERÖRE DUR DEMEK BİR İNSANLIK GÖREVİDİR”
İşgalci terör çetesine dur demenin vicdan sahibi onurlu insanların bir görevi olduğunun altını çizen Özcan, “Diğer yandan işgal rejiminin yıllardır ambargo altında tuttuğu Gazze`ye her fırsatta saldırılarda bulunarak katliamlar gerçekleştiriyor. Gıda, ilaç, yakıt ve daha birçok insani ihtiyaçtan mahrum bırakarak açık cezaevine dönüştürdüğü Filistin şehri Gazze`de yönetimde bulunan HAMAS, halkın çektiği sıkıntıları düşünerek yönetimden çekilmesine rağmen Gazze ambargosu acımasızca devam ediyor. Tüm bu yaşananlar açıkça gösteriyor ki, işgalci israil ancak güçten anlar. Ve gereken gücü göstermek de Müslümanların tepkilerini sürekli ortaya koymaları ve İslam ülkelerinin birlikte hareket ederek işgalci israilin savaş suçlarına karşı ortak askeri harekat kararı almasından geçiyor. Çünkü israil, işgal ederek kurduğu sözde devlet üzerinden yaşattığı terörle, Filistinlilere her gün türlü zulümler, işkence ve katliamlar gerçekleştirerek insanlık suçu ve savaş suçu işliyor. Bu teröre dur demek, tüm Müslümanların asıl vazifesi, vicdan sahibi onurlu tüm insanların da insanlık görevidir.” ifadelerini kullandı.
“MESCİD-İ AKSA`YI KORUYAN KARDEŞLERİMİZE DESTEK OLMALIYIZ”
Siyonist işgalcinin son dönemde yenilgi psikolojisinden dolayı bazı kararlar aldığını ifade eden Mirasımız Derneği Başkanı Muhammed Demirci, “Siyonist işgalci son dönemlerde bir yenilgi psikolojisi içine girdiği için yeni karar mekanizmalarının harekete geçtiğini görüyoruz. Bu da Yahudilere moral vermek için, gazını almak için yapılan bir harekettir. Alınan bütün kararlar Kudüs`ün ve Mescid-i Aksa`nın hüviyetini değiştirmeye yönelik adımlardır. Ama bu adımlar başarıya ulaşamayacaktır. İşgalci çete son 30 yılda aldığı bütün kararları uygulayamadı. Bunun en büyük nedeni ise Kudüs`te yaşayan 350 bin Müslümanın direnişidir. Bu güzel bir gelişme, umut verici bir durumdur. Dünya Müslümanları da direnen kardeşlerine Kudüs`ü devamlı gündemde tutarak destek vermelidir. Çünkü Kudüs gündemde iken işgalci çete hiçbir adım atamıyor. Özellikle dünya Müslüman halkları bunu devam ettirmeli, işgalciye adım attırmamalıdır. Bundan daha da önemlisi, Mescid-i Aksa`yı koruyan ve onun çevresinde yaşayan 350 bin Müslüman kardeşimize destek olmamızdır. Onlar oranın kandilleridir, Hadisi Şerif`te buyurulduğu gibi. Burada yaşayan Müslümanlar Allah`ın izniyle işgalcinin bütün planlarını alt üst edecektir. Bunun örneğini yıllardır görüyoruz. İşgalcinin aldığı kararları uygulayamamasının en büyük sebebi Kudüslü Müslüman kardeşlerimizin direnişidir. İşgalciler istediği kadar karar alsın, bu kararların hiçbirini yerine getiremeyecekler. Yeter ki biz Kudüslü kardeşlerimize yardım edelim, onları ziyaret edelim, onlara ses verelim ve yanlarında olduğumuzu gösterelim. Orada Mescid-i Aksa nöbeti tutan kardeşlerimiz bu desteklerle işgalciye geçit vermeyecektir.” şeklinde konuştu.
“İŞGAL ÇETESİ DİRENİŞTEN RAHATSIZ”
Gazze halkının direnişe destek vermesi işgalciyi çileden çıkardığına vurgu yapan Demirci, “İsrail için kimin yönetimde olduğu çok önemli değil, önemli olan direnişin olmamasıdır. İsrail orada bir direniş grubu istemiyor, Gazze halkının direnişe destek vermesini hazmedemiyor. Bunu sadece HAMAS değil kim yaparsa yapsın israil kabul etmeyecektir. Onların istediği Gazze ve bütün Filistin`in direnişten arınmasıdır. Direniş olduğu müddetçe işgalciler vahşet ve boykota devam edecektir. İşgalciler bugün HAMAS`ı bahane etti, yarın bir başkasını bahane edecekler. Mesele isimler değil, direniştir. Direniş olduğu müddetçe, işgalcilerin ambargo girişimleri ve saldırıları da devam edecektir.“ diye ifade etti.