Emrah Tel / Haber Analiz
Tartışmalı 4+4+4 eğitim sistemi kavgalı onaylanarak 22 Mart’ta TBMM Başkanlığına sunuldu. Darbeci zihniyetin baskısı üzerine ilk tasarıdan geri adım atan hükümet, halkın taleplerini görmezden geldi. Yeni eğitim sisteminde zorunluluk 12 yıla çıkıyor, hafız yetiştirme müesseseleri ve Kur’ân Kursları kapanıyor, başörtülü öğrenci mağduriyetleri ise artarak devam edecek. İmam Hatip orta kısımlarının açılması ümidi ise Bakanlar Kurulunun kararlarına göre değişecek. Sistemde karma eğitim ile ilgili bir düzenlemeye de yer verilmedi. Yani yeni sistemde değişen tek şey zorunlu eğitim 8 yıldan kademeli olarak 12 yıla çıkarılması oldu. Ve Milli eğitim Bakanı Ömer Dinçer, tartışmalar ile ilgili son noktayı koydu;
Tartışmalı 4+4+4 eğitim sistemi kavgalı onaylanarak 22 Mart’ta TBMM Başkanlığına sunuldu. Darbeci zihniyetin baskısı üzerine ilk tasarıdan geri adım atan hükümet, halkın taleplerini görmezden geldi. Yeni eğitim sisteminde zorunluluk 12 yıla çıkıyor, hafız yetiştirme müesseseleri ve Kur’ân Kursları kapanıyor, başörtülü öğrenci mağduriyetleri ise artarak devam edecek. İmam Hatip orta kısımlarının açılması ümidi ise Bakanlar Kurulunun kararlarına göre değişecek. Sistemde karma eğitim ile ilgili bir düzenlemeye de yer verilmedi. Yani yeni sistemde değişen tek şey zorunlu eğitim 8 yıldan kademeli olarak 12 yıla çıkarılması oldu. Ve Milli eğitim Bakanı Ömer Dinçer, tartışmalar ile ilgili son noktayı koydu;
—Eğitime başlama alt sınırı 60 ay olacak
—Taşımalı eğitim nedeniyle kapanan köy okullarının yeniden açılması gündeme gelmeyecek
—Hafızlık eğitimi almak isteyen çocuklarımız lise çağında gerekiyorsa yine okula kaydolmak ama dışardan (açık öğretim yoluyla) eğitimini almak şartıyla bu işi yapma imkânına kavuşabilecekler.
— İsteyen çocuk liseye, isteyen çocuk açık öğretime gidecek algısı doğru değil. Ortaokulu bitirmiş bir çocuk liseye gitmek zorunda. Bunlar içerisinden kimlerin açık öğretimle öğretime devam edeceği, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek.
—Müslüman çocuğun Müslümanlığı, Hristiyanın Hıristiyanlığı, Musevinin Museviliği öğrenebildikleri bir din dersi konulursa, onun isteğe bağlı olarak verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
—Alevilik de aynı şekilde. Ama kararı Talim Terbiye Kurulu verecek. Kürtçe de seçmeli ders kapsamında okutulabilir.
PEKİ, DİNÇER’İN AÇIKLAMALARI NE ANLAMA GELİYOR
—Çocuklarımız daha 5 yaşındayken elimizden alınacak
— Kapanan köy okullarının açılması yerine her gün farklı olaylarla gündeme gelen YİBO’lar devam edecek. Köy okullarından söz dahi edilmeyecek
—Hafız olmak isteyenler lise çağını bekleyecek
—Lise çağında da açıköğretim okumak için ya engelli olmak ya da hafızlık için özel izin almış olmak gerekecek. Kız öğrenciler ise başlarını açarak liseyi örgün eğitimle tamamlayacak
—Din dersleri zorunlu değil seçmeli olacak.
—Eee bu kadar olumsuzluğun yanında birde Kürtçe’yi seçmeli ders olarak verelim de susun!
Yapılan açıklamalar da gösteriyor ki yeni eğitim sisteminin 28 Şubat dayatması eğitim sisteminden farkı yok ve yeni sitemde de mağduriyetler artarak devam edecek.
KİMİ ALDATIYORSUNUZ?
Yasanın geri çekilerek yeniden şekillendirilmesi sonrası TUSİAD’ın sesi kesildi. Ancak eğitim sisteminin bu haline dahi karşı çıkan CHP, Meclisi birbirine kattı. İmam hatiplerin orta kısmının açılma ihtimalini dahi kabul etmeyen CHP’ye karşı açıklamalarda bulunan Hükümet ise dünyadaki diğer eğitim modellerini örnek göstererek bir yandan CHP’yi ikna etmeye çalışıyor öte yandan da İmam Hatiplerin orta kısımlarının açılacağı müjdesi vererek Müslümanları tasarıya karşı sessiz kalmaya zorluyor. Tasarıda imam hatip okullarının açılması büyük bir kazanım olarak gösterilirken hafızlık yetiştirme kurumları ve Kur’ân Kurslarının kapanması, başörtüsü yasağı ve karma eğitim zulmü görmezden geliniyor. Mevcut sistem ve bu sistemi takip edecek yeni sistemde İslami eğitim hakkıyla verilmiyor ve çocuklar eğitim kurumlarında Kur’ân Dersi ve bilgisi almıyorlar. Oysa Müslüman halkın bu konudaki talebi isteyen kişilerin çocuklarını temelden İslami eğitimle eğitmeleri yönünde. Bu konuda da hafızlık kurumları ve Kur’ân Kurslarının varlığı önem taşıyor. Ayrıca Müslüman halk çocuklarının başörtülü bir şekilde doktor, öğretmen, avukat olmaları yönünde de bir engelin olmasını istemiyor.
HÜKÜMET İYİ ANALİZ YAPAMADI
Yeni eğitim sistemi ile ilgili önerge çeşitli sivil toplum kuruluşlarının önerileri dinlenilmeden 18. Milli Eğitim Şura’sının kararları model alınarak 20 Şubat 2012 tarihinde meclise sunuldu. Ancak bu yasa tasarısında da model alınan Milli Eğitim Şura kararlarına bağlı kalınmadı. Yükselen muhalif sesler üzerine tasarı alelacele Meclisten alt komisyona çekildi ve revize edildi. Yeni düzenleme ile ilgili de yine sivil toplum kuruluşlarının talepleri göz ardı edildi. Tartışmaların çıkış noktası olan ilk 4 yıllık eğitim sonrası açık öğretim alternatifi ile ilgili Başbakan açıklama yaparak, komisyona geri çekilen yasada açık öğretim alternatifinin şimdiki eğitim sisteminde olduğu gibi 8 (4+4) yıllık eğitim süreci sonrası olacağını duyurdu. Hükümet’in yeni eğitim sistemi ile ilgili net bir tavrının olmaması “Hükümetin bu konuda kafası net değil, doğru analiz yapamadı” yorumlarını da beraberinde getirdi. Yaşananlar hükümetin farklı alternatifleri tartışmadığı gerçeğini de gözler önüne serdi. Tüm tepkilere rağmen yeni sistem komisyondan geçti ve önümüzdeki hafta içinde TBMM’ye sunulması bekleniyor.
PEKİ, OLMASI GEREKEN NE?
Her fırsatta çağdaş, yükselen, gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinden söz edildi. Ancak söz konusu ülkelerin birçoğunda eğitim, ilk aşamadan itibaren ev veya kurs gibi tamamen velinin talebi doğrultusunda verilebiliyor. Devlet okullarına alternatif eğitim yerlerinde eğitimlerini tamamlayan öğrenciler sınavlarla aynı statüyü kazanabiliyor. Eğer bu ülkelerin eğitim modelleri örnek alınıyorsa eksik kısımlar da tamamlanmalı.
Müslüman halkın taleplerine gelecek olursak, en temel istek mevcut Anayasa’da da belirtilen, çocuğun reşit oluncaya kadar velayetinin anne babada olduğu gerçeğidir. Yani çocuğuna İslami eğitim vermek isteyen ebeveynin velayet hakları verilmeli, bu konuda aileye özgürlük tanınmalı. İnançları gereği başlarını örten kızların eğitim hakları ellerinden alınmamalı ve zulme maruz kalan kız öğrencilere hakları iade edilmeli. Kur’ân-ı Kerim dersi okullarda seçmeli ders olarak işlenmeli. Tartışma konusu olan açık öğretim alternatifi ilk 4 yıllık eğitim sürecinden sonra verilmeli. Eğitimde zorunluluk maddesi kaldırılmalı. Eğitim sisteminde karma eğitime son verilerek isteyen öğrencilerin kız ve erkeklere yönelik ayrı okullara gönderilmelerine olanak sağlanmalı.
Hükümet eğitim sisteminde ailelerin taleplerini dinlediği ya da en azından tasarının ilk halini yeniden gündeme getirdiği takdirde, eğitim konusunda bozulan imajını biraz olsun toparlayabilecek.