Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un davetine icabetle resmî ziyaretini gerçekleştirmek üzere Fransa'nın başkenti Paris'e gitti.
Paris'e hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde basın toplantısı düzenleyerek ziyaretiyle ilgili açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarının sorularını cevapladı ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Bölgesel ve küresel sınamalarda Fransa'yla görüşlerimiz büyük ölçüde örtüşüyor"
Türkiye ile Fransa arasında beş asrı aşan köklü bir ilişki olduğuna; aralarında ikili, bölgesel ve uluslararası pek çok alanda iş birliği bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa'nın; bölgesel ve küresel sınamalar karşısında görüş ve tutumlarının Türkiye ile büyük ölçüde örtüştüğü bir ülke olduğunu söyledi.
Bölgede yaşanan gelişmeler ile karşı karşıya kalınan sınama ve krizlerin, ülkeler arasında yakın ve süreklilik taşıyan bir dayanışmayı zorunlu kıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Macron'la pek çok konuda esasen yakın irtibat hâlindeyiz, temas hâlindeyiz. Kapsamlı ve güçlü bir ortaklık temelinde özellikle bu ziyareti çok önemsiyorum." diye konuştu.
Ziyareti kapsamında gerçekleştirecekleri görüşmelerde ikili ilişkileri ve bölgesel bütün konuları ele alacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la istişarelerini bundan sonraki süreçte de sürdüreceklerini, Türkiye ve Fransa arasındaki iş birliğinin bölgesel ve uluslararası barış bakımından da hayati önem taşıdığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la yapacağı görüşmelerde ekonomi, ticaret, savunma sanayi, terörle mücadele gibi iki ülke için de öncelik taşıyan alanlarda iş birliğini ele alacaklarını açıkladı ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun yanında bölgemizde malum koalisyon güçleri var ve bu koalisyon güçleri içerisinde Fransa'nın da aktif rol oynadığı hepimizin malumudur. Ve buradaki gelişmelerin ne merkezde olduğu, ne durumda olduğu, bunları da görüşme fırsatımız olacak. Bölgesel ve uluslararası konular bağlamında da Filistin, Kudüs, Suriye, Irak, Libya'daki gelişmeler başta olmak üzere güncel ve ortak ilgi alanımızdaki konuları değerlendirme fırsatımız olacak. Avrupa Kıtası ve Avrupa Birliği'nin içinden geçmekte olduğu süreci, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini -ki biliyorsunuz Fransa Avrupa Birliği'nde etkin bir ülke-, Kıbrıs'a ilişkin son gelişmeleri de ele alabileceğimizi düşünüyorum."
"Fransa ile tüm alanlarda iş birliğimizi ilerletmeye hazırız"
Türkiye ile Fransa arasındaki ikili ticari ve ekonomik ilişkilerin, iki ülke arasındaki bağların ruhuna uygun sağlam ve güçlü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13,5 milyar avro olan ikili ticaret hacmini 20 milyar avroya taşınmasının önem arz ettiğini ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdüreceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyareti çerçevesinde Fransa'nın iş ve yatırım çevrelerinin önde gelen temsilcileriyle de bir toplantı yapacağını açıkladı ve Türkiye'deki yatırım imkânlarını ve ikili ticaret ilişkilerini daha da geliştirmenin yollarını değerlendireceklerini söyledi. Savunma sanayi ve enerji de dâhil olmak üzere tüm alanlarda iş birliğini ilerletmeye hazır olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savunma sanayinde özellikle çok önemsediğim Fransa-Türkiye-İtalya üçlü olarak Eurosam konusunda atacağımız adım çok çok önemli. Bugün onu tekrar ele alacağız" ifadelerini kullandı.
"Kabinede revizyon haberlerinin doğruluk payı yok"
Toplantıda basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabinede geniş çaplı bir revizyon olacağına ilişkin bazı yayın organlarında çıkan haberlerin doğru olup olmadığı yönündeki soruya verdiği cevapta haberlerin doğruluk payının bulunmadığını söyledi.
Beşiktaş belediye başkanının görevden alınması
Çeşitli usulsüzlük suçlamalarıyla görevden alınan Beşiktaş Belediye Başkanının yaptığı açıklamalar ve konuya ilişkin değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konularda biliyorsunuz İçişleri Bakanlığı'nın sürekli olarak Mülkiye müfettişleriyle yaptığı kontroller vardır, zaman zaman özel Mülkiye müfettişleri çıkarmak suretiyle yapılan kontroller vardır. Bunlar sürekli belediyelerde çalışan Mülkiye müfettişlerinin verdiği bilgiler dâhilinde olabileceği gibi, özel Mülkiye müfettişleriyle olanlar ise daha çok istihbarat üzere yapılan, atılan adımlardır. Tabii bu belediye başkanlığı yapanlar için bilinen şeylerdir. Ama hayatında belediye başkanlığı yapmamış olanlar bunları bilmez." şeklinde konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kendilerine oda tahsis edilen Mülkiye müfettişlerinin olduğunu ve çalışmalarını sürekli olarak burada yürüttüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan bihaber olanların çıkıp konuştuğunu söyledi.
"Asıl önemli olan, şu anda bu tür açığa alma kararını eğer İçişleri Bakanlığı veriyorsa, ha burada demek ki bir su kaçağı var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Şu anda da bu atılan adımla alakalı olarak Ataşehir'de ne olduysa, işte burada da bu oldu. Ve bize gelen bilgiler çok daha farklı, onu da söyleyeyim. Fakat iş adamlarımız, bakın açık konuşuyorum, vatandaşlarımız kendilerinden rüşvet talebinde bulunulduğu zaman 'yüzleşmeye var mısın' dediğimizde birçoğu kaçıyor, 'Eğer ben yüzleşmeye girersem o zaman benim bu işim kalır.' Hem geliyorsun şikâyet ediyorsun, hem de 'yüzleşmeye var mısın, bir suçüstü yapalım' dediğimiz zaman da, o zaman bundan kaçarsanız biz o zaman burada hakikaten görevi suiistimal edenleri, görevi kötüye kullananları nasıl ortaya çıkaracağız? Şu anda burada da böyle bir süreç söz konusu... Ve tabii yurt dışına çıkma vesaire bütün bunların hepsi İçişleri Bakanlığımızın yine kendi yasal haklarıdır ve bu yasal hakkını hukuk anlayışı, hukuk çerçevesi içerisinde kullanmıştır."
"Benim çocuklarım kendi öz vatanında okuma hakkına sahip olmadıkları için yurt dışına gitti"
Söz konusu belediye başkanının, çocuklarının yurt dışında üniversite eğitimlerini alması ile ilgili açıklamalarına atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi buraya bir düzeltme yapmamız lazım, bir tavzih yapmamız lazım. Benim çocuklarımın yurt dışına gitmesi, Sayın Belediye Başkanının 'ben en kaliteli, en güçlü okullarda okuttum' mantığından hareketle değil, benim çocuklarım kendi öz vatanında okuma hakkına sahip olmadıkları için yurt dışına gittiler." dedi.
Üniversite sınavında oğlunun aldığı puanla Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyabilecekken uygulanan katsayı engeli sonucu farklı bir üniversiteyi kazandığını ve bu yüzden yurt dışında bir okula gönderdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, kızlarının da başörtüsü yasağı nedeniyle Türkiye'de okuma hakkından mahrum olduğunu hatırlattı. Kızlarının lisans eğitimlerinden sonra yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamlayarak Türkiye'ye döndüğünü belirten ve "Bunları da bilmiyorlar, bilmeden de farklı farklı yakıştırmalar yapıyorlar" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi Sayın Başkanın ailesiyle ilgili konuda da yurt dışına çıkışına yönelik hukuki bir engel olmadıktan sonra İçişleri Bakanlığımızın böyle bir engelleme yapacağına ihtimal vermiyorum. Bunları İçişleri Bakanımızla da konuşuruz, gerçekten mani bir durum yoksa zaten önü de açılır" diye ekledi.
"Sadece hukukta değil, ekonomik alanda da kumpas var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'de görülen Hakan Atilla davasında dün jürinin kararının açıklandığı hatırlatılarak dava ile ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Amerika şu anda çok ciddi bir kumpaslar zinciri içerisinde bir süreç işletiyor. Bu sadece hukukta kumpaslar değil, ekonomik alanda da kumpaslar var. Bütün bu kumpaslarla her tarafı adeta kendine göre yola getirmenin gayreti içerisinde" ifadelerini kullandı.
Daha önce 6 kez ABD'ye gitmesine rağmen, Hakan Atilla'nın herhangi bir engellemeyle karşılaşmadığına ve 7'nci gidişinde tutuklandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dikkat edin, şu verilen kararda bile ne yazık ki çelişkilerle dolu olduğunu görüyoruz. Bir taraftan işte 6 tane davanın bir tanesinde kara para aklama yok diyor, ondan sonra diğerlerinde dolaylı yoldan bakıyorsunuz kara para aklamaya kadar işi getiriyor. Bir diğer yanı, tabii Halk Bankası'nın kendisiyle de yakından-uzaktan bu davanın zaten ilgisi yok. Olayı nereye dayandırdılar? Getirdiler, işte malum Sarraf konusuna koydular ve Sarraf konusuyla bütünleştirmek suretiyle bir yerlere vardılar" şeklinde konuştu.
"Amerika'nın adalet anlayışı buysa o zaman dünya yandı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, soruya verdiği cevabın devamında şunları kaydetti: "Ve tabii çok daha çirkin olanı, yani bu davalarda, bu duruşmalarda süreç çok farklı işletildi. Eğer Amerika'nın adalet anlayışı buysa o zaman dünya yandı. Amerika adalet anlayışını bir defa gözden geçirmeli, aynı zamanda da tahkim etmeli. Böyle bir adalet anlayışı olamaz, ondan sonra kalkıp dünyaya da adalet dersi vermeye kalkmasınlar. Sadece o değil, Rıza Sarraf konusunda da şu anda yapılmakta olanlar, dönenler... Onu geç bir tarafa, benim ülkemde bize karşı bir darbe girişiminde bulunacaklar, devlete karşı bir darbe girişiminde bulunanları, sene 99, o günden bugüne kendilerine tahsis ettikleri 400 dönümlük bir arazi içerisinde paşalar gibi yaşatacaklar. Ülkemden çıkan yargı kararlarının hiçbirine saygı duymayacaklar. Kendilerine giden 85 kolinin üzerinde -şimdi herhalde 100 koliyi bulmuştur- bütün bunların içerisinde olan verilmiş kararlarla ilgili olarak da hiçbirini nazarı itibara almayacaklar. Kusura bakmayın, böyle mi yaklaşıyorsunuz? Böyle, peki. O zaman aramızdaki ikili ilişkilerdeki uluslararası hukuk ve ikili hukuk anlaşmaları da ne yapıyor böylece? Hükmünü yitiriyor. Bundan sonraki süreç maalesef üzülerek söylüyorum, böyle işleyecektir."
Saadet Partisi ve CHP Genel Başkanının Görüşmesi
Saadet Partisi Genel Başkanı ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının "ittifak arayışı" olarak yorumlanan görüşmesi ile Saadet Partisi Genel Başkanının, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için 100 bin imza şartının, maliyetler bakımından düzeltilmesi yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendirdiği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer 100 bin imzayı toplamaktan uzaksa bir siyasi hareket, o zaman zaten bunu yapmasına da gerek yok, demek ki hiç gücü bu noktada yok. Yani 100 bin imza toplayamıyorsa, zaten bu yolda bu mücadeleyi vermek de zor bir iş, yürümez" cevabını verdi.
100 bin imza toplanması işlemindeki maliyet konusunun, ilgili siyasi partinin sorunu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu işin kararını iktidar partisi tek başına vermedi ki. Yani ziyaret ettiği kişi de, onlar da bu işin içerisinde, onlar da bu Parlamentonun içinde, oralarda bunların hepsi müzakere edildi, tartışıldı, nihayetinde bu karar bu şekilde verildi. Yani ziyaret etme konusuna gelince bu kendilerine göre bir iadeyi ziyarettir, insani bir görevdir, böyle bir ziyareti yapmış olabilir, bunun değerlendirmesi bizim tasarrufumuzda değildir. Bize düşen sadece hayırlı olsun demektir" diye konuştu.
Kadına şiddet konusu
Yöneltilen bir soru üzerine kadına şiddet konusu ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan ve bu şiddeti uygulayanlar için "cani ve insanlıktan nasibini almamış" nitelendirmelerinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların; çocuklarını, eşini annesini öldüren bu canileri gördüğünde haklı olarak idam cezasının geri getirilmesini istediğini söyledi.
Bu suçları işleyenler için "ruhsal bunalımda olduğu" yönünde yorumlar yapıldığını; ancak böyle bir bunalıma girmeden bu suçu işleyenlerin de olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: "Yani buna toplumsal olarak vereceğimiz tepki çok çok önemli. Ve onları bu toplumun içerisinde önce kendi akrabalarından, yakınlarından başlamak üzere yalnızlığa itmek veyahut da onları bu psikolojik sıkıntı içerisinden çıkarmak için önce yakınlarının bu süreç içerisinde bazı adımlar atması gerekir. Devlet olarak tabii ki bizler de eğitim sistemi içerisinde bunları çok daha farklı ele alıp ve bu noktada hakikaten nesillerimizi iyi eğitmemiz, iyi yetiştirmemiz gerekiyor. Bu noktada tabi dini eğitiminin de ben çok çok önemli olduğunu yine ifade etmem lazım. Tabii burada Diyanet'e düşen önemli bir görev de var."
"İran'daki gelişmeler normalleşme sürecine girdi"
İran'daki sokak olayları ile ilgili değerlendirmeleri sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yaptığı telefon görüşmesinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin hafta sonuna kadar normalleşmenin olacağını söylediğini aktardı ve ülkedeki normalleşme sürecinin başladığına işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin "sokak gösterilerinin halkın demokratik hakları olduğuna" yönelik ifadelerinin süreci ciddi anlamda yumuşattığını söyledi ve "Dini lider Ali Hamaney'in yapmış olduğu davet, açıklama; onlar da burada tabii rejimi sahiplenenlerin İran'daki konumunu ortaya koyması bakımından önem arz etmiştir" dedi.
Dışişleri Bakanlığının ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsünün de konu ile ilgili açıklama yaptığını hatırlatarak, başta ABD ve İsrail olmak üzere bazı ülkelerin İran ve Pakistan'ın iç işlerine karışmalarını doğru bulmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu bir defa bu ülkelerin iç işlerine karışmaktır ve bu ülkelerin kendi içinde ülkelerin halklarını birbirlerine karşı getirmektir" diye ekledi.
"Halkı Müslüman olan ülkeler üzerinde oyun oynanıyor"
Bunun Irak'ta da yapıldığını; ancak ülkenin hâlâ düzelmediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Amerika'nın oraya attığı adımla Irak'ta bu geri sayım başlamıştır. O günden bugüne Irak'ta bir düzelme söz konusu değil. Gelelim Suriye'ye, var mı düzelme? Yok. Filistin aynı, Mısır aynı, gidelim Libya'ya aynı, bakın Tunus'u da karıştırıyorlar, aynı. Gelelim Afrika'ya, diğer ülkelerine Afrika'nın, işte Sudan, Çad, hepsi aynı. Ama bir şey burada önemli, nedir? Bakın karıştırılan ülkeler hep İslam ülkeleridir, halkı Müslüman olan ülkelerdir, buralar üzerinde bu oyun oynanıyor. Ve bu ülkelerin de kendilerine ait imkânları var, yeraltı zenginlikleri var. Bütün bu zenginlikleri nasıl kendilerine ait kaynaklar hâline getirebilirler bunların da adımını atıyorlar. Kusura bakmasınlar, bu gerçekleri de artık başta halkımızın bilmesi ve ardından da tüm insanlığın bu gerçekleri bilmesi lazım ve buna göre de bakışların değişmesi gerekiyor. Ama inanıyorum ben, er veya geç bu bakışlar değişecek, birilerini yalnızlığa sevk etmek isteyenler kendileri dünyada yalnız kalacaklardır."
Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte Paris'e hareket etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, havalimanında TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve diğer yetkililer uğurladı.
Fransa ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a; eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Millî Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı eşlik ediyor. (İLKHA)