MARDİN - Şarkiyat Araştırmaları Derneği ve Mardin Artuklu Üniversitesi ortaklığıyla hazırlanan "Anayasa: Tecdid ve İstikbal Sempozyumu" başladı. İki gün sürecek sempozyumun açılış konuşmasını Şarkiyat Araştırmaları Derneği Genel Başkanı Doç Dr Ahmet Erkol, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Serdar Bedii Omay yaptı.

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Serdar Bedii Omay, Türkiye'nin çok önemli bir dönemeçten geçtiğini, bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişten bugüne getirdiği hatalarıyla yüzleştiğini kaydetti.

"Yönetimi Ademi-i Merkezileştirmek ve Demokrasiyi Derinleştirmek" konulu ilk oturumun başkanlığını Yazar Cengiz Çandar yaptı. Dicle Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Emekli diplomat ve Yazar Akın Özçer ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir oturumda Anayasaya ilişkin görüşlerini bildirdi.

İspanya Modeli
Emekli diplomat ve yazar Yazarı Akın Özçer 1975 yılına kadar Franko diktatörlüğünde yaşayan İspanya'nın demokratikleşme sürecini anlatarak, Türkiye ile benzer taraflarını irdeledi. Bu sürecin en büyük özelliğinin mevcut kurumlara dayanarak yapılmış olmasından söz eden Özçer, ülke dışındaki çevresel milliyetçiler, sosyalistlerin sistem içine alarak yeni Anayasa yapıldığını ve halk oylamasına sunulduğunu anlattı.
Demokratikleşme sürecinde yeni bir Anayasanın çok önemli olduğunu ifade eden Özçer, taraflar arasında uzlaşmanın en yüksek olduğu noktada, bireysel hakların tartışılmadan müzakere edilmesi ve zıtlaşmadan görüşlerini savunabilmesi gerektiğine işaret etti.

Bölünme Korkusu Yaşanıyor
Dicle Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem de toplumun farklı kesimlerin taleplerinin birbirini etkilediğini belirterek, "kırmızı çizgiler Anayasaya yazılmasın, uzlaşılan konular konulsun. Diğerleri zamana bırakılıp sonradan eklensin. Gerçekçi formül bu olsa gerek" dedi. Osmanlı dönemindeki Anayasada farklı dinlere ve cemaatlere özerklik tanındığını anımsatarak referans gösteren Erdem, 1921 Anayasası'nda da yerel yönetim ve özerkliğin tanındığını anımsattı. Erdem, "Bugün tartışmaktan korktuğumuz şeyler o zaman zikredilmiş, Mecliste karşı çıkan olmamış. Güvenliğin bile illere bırakılması istenmişti. Oysa şimdi hep bölünme korkusu yaşanıyor" dedi.

TMK İvedilikle Kaldırılmadır
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise konuşmasına, toplumun belli dinamiklerinin Anayasa oluşum sürecinde fikirlerini özgürce ifade edebilme zemininden yoksun olduğunu söyleyerek başladı. Baydemir, "Biz konuştuğumuzda soluğu özel yetkili mahkemede alıyoruz. Bu da kitle iletişim araçlarına yansıyor ve Türkiye'nin batı yakasında 'teröristler konuşuyor' şeklinde algılanıyor. Buna göre Anayasadaki düşünceyi yasaklayan TMK'nın ivedilikle değişmesi gereklidir" dedi.

Kürt Sorunu Bir Anayasal Sorundur
Kürt sorununun bir anayasal sorun olduğunu belirten Baydemir, "Bu sorunu çözmek istiyorsak Anayasa çok önemli bir çözüm zemini olabilir. Bu Anayasa çıktığında, yeni bir Anayasa ihtiyacı tekrar doğmamalı. Eğer bir sorunun çözümünü 5 yıl,10 yıl sonrasına yine havale edecekse bu Anayasa ihtiyacı çözmez. Bana göre beşeri olan hiçbir metin, hiçbir anayasa kutsanamaz, bugün 17 kez müdahale edilen Anayasanın oluşturucular tarafından halen kutsanan boyutları var. Dolayısıyla yapılması gereken tek şey mevcut Anayasayı Türkiye toplumu içinde yaşayan bütün halkları, bütün inançları, bütün farklılıkları bir arada yaşatmanın aracı olarak görmek gerek" dedi.

Gidişat Umut Vermiyor
Ana dilde eğitimin pazarlık konusu yapılmasının o dile mensup olan insanlara bir hakaret olduğunu belirten Baydemir, "Bazı haklar var ki pazarlığı yapılmaz. Bazı süreçler de vardır ki, elbette ortak akılla kademelendirilerek yol haritası çıkarılır. Müzakeresiz bir Anayasanın ben yaşama geçme sürecinin çok uzayacağını düşünüyorum" dedi. (M. Salih Keskin - İLKHA)