Bu cumartesi 91. açılış yıldönümü kutlanacak meclis, geldiği nokta itibariyle gerek yapısı, gerekse süreç içerisinde aldığı kararlar ve büründüğü hüviyet itibariyle açıldığı ilk günkü felsefesinden hayli farklı bir konumda bulunmaktadır.
Tarihler 21 Nisan 1920’yi gösterirken BMM’nin açılış hazırlıkları son aşamaya gelmiş, açılış için yapılacak program, bir genelgeyle en ucra köşeye kadar ulaştırılmaya başlanmıştı.
Heyet-i Temsiliye Namına Mustafa Kemal Paşa” imzası ile yayınlanan genelge(tamim), şu hususları ihtiva ediyordu:
1) Kerim olan Allah’ın izniyle, 23 Nisan Cuma günü, Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
2) Vatanın istiklali, saltanat ve hilafet makamının kurtarılması gibi en mühim ve hayati görevleri yerine getirecek olan TBMM’nin açılış gününü Cuma’ya denk getirmekle bugünün feyzinden faydalanılacaktır. Açılıştan önce muhterem mebusların hepsiyle Hacı Bayram-ı Veli Camii şerifinde Cuma namazı kılınarak; Kur`an’ın nurundan ve namazdan istifade olunacaktır. Namazdan sonra Sakal-ı Şerif ve Peygamber Efendimizin Sancağı alınarak Meclis binasına gelinecektir. Binaya girmeden önce dualar okunarak kurbanlar kesilecektir.
3) Adı geçen günün kutsiyetini güçlendirmek için bugünden başlayarak, il merkezinde, vali hazretlerinin tertibiyle ‘Hatim’ ve ‘Hadis-i şerif’ okunmasına başlanacak, Hatim’in son bölümü bereket olsun diye Cuma namazından sonra Meclis binası önünde tamamlanacaktır.
4) Mukaddes ve yaralı vatanımızın her köşesinde, bugünden başlayarak Hadis ve Hatim’ler ve Cuma günü ezandan önce minarelerde salavat-ı şerifeler okunacak ve Hutbe’lerde umum millet çocuklarının bir an evvel kurtuluş mutluluğuna nail olmaları da eklenecektir. Cuma namazının kılınmasından sonra da Hatim tamamlanarak bilcümle vatan kesimlerinin kurtarılması için vuku bulan milli mesainin önemi ve kudsiyeti hakkında vaazlar verilecektir. Ondan sonra din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selameti ve istiklali için dua edilecektir. Bu dinî -vatanî töreni müteakip camilerden çıkıldıktan sonra, Osmanlı beldelerinin her tarafında, hükümet konaklarına gidilerek, Meclis’in açılmasından dolayı resmen tebrikler yapılacaktır. Her tarafta Cuma namazından önce münasip şekilde Mevlid-i şerif okunacaktır. (…) Hey’et-i Temsiliye Adına Mustafa Kemal” Meclis bu tamim doğrultusunda açıldı. Meclis sıralarını dolduran ilk üyeler de büyük çoğunlukla ehl-i salat’tan oluşmaktaydı. Ancak gün oldu devran döndü. Tekbirlerle, salavatlarla açılan o meclisin ruhu büyük erozyonlara uğratıldı. Öyle zamanlar oldu ki, ehl-i salat’a savaş açan hükümlerin kabul edildiği mekana bile dönüştürüldü.
Bugün için hala başörtülü aday meclise girebilir mi? Tartışmalarının yoğunlukta olduğu fiili durum göz önüne alınırsa, meclisin ilk günkü ruhuyla arasındaki mesafenin uzaklığı belki daha iyi anlaşılabilecektir.