Bursa Bediüzzaman’ı Anma ve Anlama Platformu’nun düzenlediği "Bediüzzaman`a göre temel hak ve hürriyetler" panelinde ilginç görüşler aktarıldı. Avukat Safa Mürsel’in moderatörlüğündeki panelde Prof. Dr. Şadi Eren, Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Doç. Dr. Osman Can ve Doç. Dr. Ahmet Yıldız konuştu.
EREN: O ADETA HÜRRİYET KAHRAMANIDIR
Prof. Dr. Şadi Eren, Bediüzzaman`ı kendi ifadeleriyle anlatmaya çalışacağını dile getirerek, “O, adeta bir hürriyet kahramanıdır. Hayatı hem kendisi, hem toplum, hem de insanlıkla alakalı hürriyet mücadelesiyle geçti. `Ekmeksiz yaşarım, fakat hürriyetsiz yaşayamam` sözü bunu tam anlamıyla anlatır” diye konuştu. Bediüzzaman’ın “iman ne kadar mükemmel olursa hürriyet o kadar parlar işte asr-ı saadet” szölerini aktaran Eren, Peygamber Efendimizi (asm) ve sahabeler arasında geçen bazı “hürriyet” örnekleri verdi.
OSMAN CAN: VEFATINDAN SONRA 4. SAİD DÖNEMİ BAŞLIYOR
Doç. Dr. Osman Can ise Bediüzzaman Said Nursi`nin hayatının aslında Türkiye`nin bunalımlı, çalkantılı günleriyle paralel olduğuna dikkati çekerek, “Bu paralelliği birbirinden ayıramayız. Bediüzzaman büyük bir mücadele veriyor, yazılar yazıyor, değerlendirmelerde bulunuyor. Onu rahmetle anıyoruz” şeklinde konuştu. Bediüzzaman’ın Hutbe-i Şamiye’de İslam aleminin içinde bulunduğu 6 hastalıktan bahsettiğini ifade eden Can, kendisinin bu hastalıklardan ümitsizlik ve istibdat üzerinde duramak istediğine dikkat çekti.
Said Nursi’nin ilmi istibdattan bahsettiğini vurgulayan Can, “bilimsel istibdat köleliğe yol açar. Bediüzzaman ilmi istibdat ile buna dikkat çekmiştir” dedi. Batıda aydınlanma filozoflarının bulunduğunu ifade eden Can, “Türkiye’de de Said Nursi aydınlanma filozofudur” şeklinde konuştu.
Bediüzzaman’ın hayat safhasını üç bölüme ayırdığına dikkat çeken Osman Can, “Birinci Said, yeni Said ve üçüncü Said dönemi diye üçe ayırıyor. Bana göre vefatından sonra da yeni bir dönem başlıyor. Çünkü birinci Said dönemi sözleri yeniden hayat bulmaya başlıyor ve 4. said dönemi başlıyor. Ve yeni anayasa sürecinin konuşulduğu bu ortamda bu çok önemli. Bediüzzaman’ın ‘acele ettim kışta geldim sizler cennet asa bir baharda geleceksiniz, şimdi ekilen nur tohumları zemininizde çiçek açacaktır’ sözünü biz demokrasi olarak algılayalım. Hutbe-i Şamiyedeki sözler benim için çok anlamlı. Sizin için de anlamlı. O halde anayasal sürece her zamankinden fazla bir şekilde güçlü bir destek vermeliyiz” dedi.
TÜRKÖNE: BEDİÜZZAMAN OLMASAYDI BU KONUŞMA OLMAZDI
Prof. Dr. Mümtazer Türköne de Bediüzzaman Said Nursi`nin, insanlığa uzağı görme perspektifini kazandırdığını dile getirdi. Türköne, Said Nursi`nin varlığının önemine değinerek, “Bediüzzaman olmasaydı bu konuşma bugün burada olmazdı. Ben burada sizlerin huzurunda anlatamazdım. Onun nimetleriyle yaşayan bir Türkiye var. Allah Razı olsun” dedi.
YILDIZ: HEP İNSANLIK İÇİN MÜCADELE VERDİ
Doç. Dr. Ahmet Yıldız ise Bediüzzaman Said Nursi`nin günlerce aç bırakıldığını ve koğuşlarda ölüme terk edildiğini vurgulayarak, “Pencerelerinin çoğu kırık 70 kişilik odalarda tek başına yatırılıyordu, soğuktan ölmesi isteniyordu. Ama o yemeğini bile farelerle paylaştı. Hayatı boyunca kadın, çoluk, çocuk, genç, ihtiyar ve masumları düşündü. Hep insanlık için mücadele verdi” şeklinde konuştu. Yıldız, Risale-i Nur külliyatındaki insan haklarına temel teşkil edecek sözleri aktardı.
risale haber