Tahşiye grubuna kumpas davasını karara bağlayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan ile iki üye hakim tarafından hazırlanan 2 bin 898 sayfalık gerekçeli kararın detayları ortaya çıktı. Gerekçeli kararda, iddianame, sanık savunmaları, mütalaa, tanık beyanları, delillerin değerlendirilmesi, hukuki tanımlamalar, FETÖ hakkında detaylı bilgiler, sanıklarda hakkındaki deliller ve suçlamalar ile hükme yer verildi.

Gerekçeli kararda, Tahşiye grubunun kim olduğuna ilişkin detaylı bilgilere de yer verilerek, bu grubun ''başörtüsü, dinler arası diyalog, zekat, kurban'' gibi konularda FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'i sert şekilde sürekli olarak eleştirdiği belirtildi.

Örgütün söz konusu gruba (Tahşiye grubu) karşı hareket etmesine ilişkin adımların sırasıyla anlatıldığı gerekçeli kararda, örgüt elebaşısı Gülen'in 2009'da Tahşiye'den bahsettiği, daha sonra kapatılan STV'nin de yayınlanan dizilerde yer alan ''Karanlık Kurulu'' bölümünde söz konusu grubun adının anıldığı, Zaman gazetesinde de grupla ilgili yazılara yer verilerek toplumsal bir algı yaratılmaya çalışıldığı aktarıldı.

FETÖ kumpası

FETÖ üyesi polislerce 22 Ocak 2010'da yapılan aramadan bir gün önce, söz konusu bombaların bulunduğu ve gruba ait olduğu belirtilen evde, bir sohbetin gerçekleştirildiği ve saat 22.00 sıralarında sohbetin sona erdiği belirtilen gerekçeli kararda, gerekçeli kararda, örgüt üyesi olan polislerin, ertesi gün yapılacak aramada bulunması için bombaları bu eve koydukları ifade edilerek, evin tamamen boşaldığından emin olamadıklarından, grup mensuplarından birinin konulan bombaları, mermileri fark ederek alıp götürmesi ihtimaline binaen elinde poşetle çıkacak kişinin yakalanması talimatının verildiği anlatıldı.

Burada özellikle poşet isminin zikredilmesinin de bombanın FETÖ mensuplarınca konulduğunun göstergesi olduğu belirtilen kararda, "Keza eve konulan mühimmatlar poşet içerisinde konulmuştur. Verilen talimatta bavulla, kutuyla, sırt çantası ile çıkan birisi denmemiş, ısrarla poşete vurgu yapılmıştır.'' bilgisi yer aldı.

Bombayı fetöcü polis koydu

''Bomba ve mühimmatlar soruşturmada görev yapan Terör Şube yetkililerince ve adres civarındaki istihbarat birimlerince adrese yerleştirilmiştir.'' bilgisi paylaşılan gerekçeli kararda, operasyonda görev alan personelin FETÖ üyesi olduğu ve bombaların adrese yerleştirildiğinden haberdar oldukları ifade edildi.

Söz konusu personelin örgüt mensubu olmaması durumunda operasyonun deşifre olmasına yol açacağı belirtilen kararda, ''Tüm işlemler her iki büroda rütbeli olarak görev yapan personelin emir ve talimatları ile bilgileri dahilinde gerçekleştirilmiştir. Bu operasyon ile Fetullah Gülen'in 6 Nisan 2009 tarihli grubu hedef alır talimatının gereği yapılmış, terör örgütü kendisine karşı olup amacına ulaşmasına engel gördüğü grubu tüm ülke çapında etkisiz hale getirerek örgüt liderinin talimatını yerine getirmiştir.'' tespitinde bulunuldu.
Bombalarda polisin parmak izi var!

Evde bulunan mühimmat üzerinde bir kısım kamu görevlisinin parmak izinin çıktığı, bomba ve mühimmat üzerinde katılanlara, müştekilere ait parmak izinin bulunmadığı, evden sorumlu  Turgut Yıldırım'a ait parmak izinin dahi yer almadığı aktarılan gerekçeli kararda, ''Sanıkların eldivenlerin yırtılması dolayısıyla parmak izlerinin çıktığını belirtseler de evden sorumlu Yıldırım dahil gruptan hiç kimsenin parmak izinin çıkmamış olması izaha muhtaçtır. Poşetteki bombalar, mühimmat yürüyerek eve giremeyeceğine göre oraya yerleştirene ait izler barındırması gerekmektedir.'' denildi.

FETÖ mensubu olduğu belirlenen polislerce, soruşturma sırasında konuyla alakası olmamasına rağmen bu davanın müştekilerinin özel hayatına ilişkin görüşmelerin tape yapılarak sorulduğu, birçok hukuksuz işe başvurulduğu ve buna ilişkin kararların birer örneğine de yer verilen gerekçeli kararda, Tahşiye grubunun bir terör örgütü olmadığıyla ilgili mahkeme kararı ve hukuki bir görüşe yer verildi.

25 sanık ByLock'çu

Gerekçeli kararda, aralarında örgüt elebaşısı Gülen'in de bulunduğu 33 sanıktan, Hidayet Karaca ve eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Ömer Köse, Yurt Atayün, Erol Demirhan, Tufan Ergüder, Bayram Özbek'in de içinde bulunduğu 25 sanığın örgütün şifreli mesajlaşma programı ByLock kullanıcısı olduğu vurgulandı.

Karar

Mahkeme heyeti, 3 Kasım 2017'de verdiği kararında, sanık Hidayet Karaca'yı, "silahlı terör örgütü yöneticiliği", "iftira" ve "resmi belgede sahtecilik" suçundan 31 yıl 6 ay, Ali Fuat Yılmazer'i "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "iftira" suçundan 16 yıl 6 ay hapisle cezalandırmıştı.

Eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ömer Köse ve Tufan Ergüder'e ise "silahlı terör örgütüne üye olmak", "iftira" ve "resmi belgede sahtecilik" suçundan 25 yıl altışar ay hapis cezası veren mahkeme,  22 sanığa da örgüt üyeliğinden 12 yıl ceza verdi.