Muhsin Şenol-DOĞRUHABER

Başta Hizb-ut Tahrir olmak üzere birçok siyasi dosyanın Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onanmasına dikkatleri çekmek içim MAZLUM-DER İstanbul Şubesi`nde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin, Köklü Değişim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Kar ve Özgür- Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da katılarak bir konuşma yaptı.

“HÜKÜMETE DÜŞEN GÖREV BİR AN ÖNCE BU MAĞDURİYETLERİN GİDERİLMESİDİR”

MAZLUM-DER Genel Sekreteri Kaya Kartal`ın açılış konuşmasıyla başlayan program Köklü Değişim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Kar`ın konuşmasıyla devam etti. Basın açıklamasının hukuksuz verilen kararların oluşturduğu mağduriyetlere dikkat çekilmek için yapıldığını söyleyen Kar, “Hizb-ut Tahrir`in herkes tarafından silaha ve şiddete karşı olduğu biliniyor. 80 darbesi döneminde bile Hizb-ut Tahrir üyelerine 6 ay, yöneticilerine ise 3-5 yıl ceza veriliyordu. Ama hukuk açısından Türkiye`nin daha ileri gittiği söylenen 2000`li yıllarda ise önce bir terör tanımı yapıldı, ardından şiddete temelde karşı olmasına rağmen Hizb-ut Tahrir dosyalarına terör örgütü muamelesi yapılarak cezalar verildi. Hizb-ut Tahrir dosyalarına bugüne kadar verilmiş beraat kararları olmasına rağmen Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından 78 kişinin toplamda 450 yıl cezası onandı. Daha önce kapatılan Yargıtay 9. Ceza Dairesi Hizb-ut Tahrir ile ilgili bir içtihat çıkardı. Zaten o daire de üyelerinin birçoğunun FETÖ üyesi olması dolaysıyla kapatıldı. Yargıtay Terörle Mücadele Kanunu`na uygun kararlar almıyor. Burada hükümete düşen görev bir an önce bu mağduriyetlerin giderilmesidir.” dedi.

“YARGININ HAFIZASI TAMAMEN KEMALİSTLERİN VE FETÖ`NÜN DİZAYN ETTİĞİ GİBİ DURUYOR”

Türkiye`nin kuruluşundan beri adalet sisteminin bağımsız ve tarafsız olamadığını belirten Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin, “15 gün önce Kandıra Cezaevini ziyaret ettiğimde oradaki arkadaşlar dışarda ne gibi çalışmalar olduğunu sordu. Ben de onlara dua edin dışardakiler içeri girmesin dedim. Fakat espri olarak söylediğim bir şey 10 gün sonra bu dosyanın onaylanmasıyla gerçek oldu. Maalesef şu anda devletin hafızası, yargının hafızası tamamen Kemalistlerin ve FETÖ`nün dizayn ettiği gibi duruyor. Bu durum böyle devam ettikçe inançlı insanlara karşı aynı mağduriyetlerin oluşması kaçınılmazdır. Bu durumdan rahatsız olan vicdan sahiplerinin bir araya gelip seslerini kamuoyuna duyurmaları lazım. Allah-u Teâla dilerse içerdeki kardeşlerimizi dışarıya çıkarabilir.” şeklinde konuştu.

 “ZİHNİYET DEĞİŞMEDİĞİ İÇİN İNSANLAR MAĞDUR EDİLMEYE DEVAM EDİYOR”

Türkiye`de yargı sorununun yüz yıla yakındır devam ettiğine değinen Özgür- Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, “Özellikle 28 Şubat dönemini hep birlikte yaşadık. Orada yargı adına nasıl bir hukuksuzluk zincirinin kurulduğunu hep birlikte hatırlıyoruz. O dönemde verilen kararlarla 20 yılı aşkın bir süredir kardeşlerimiz halen cezaevlerinde. Biz bu kardeşlerimizin çıkmasını beklerken yenileri cezaevlerine konuluyor. Bu durum iktidar sahipleri açısından utanç vericidir. Kumpas kuranlar kumpas kurdukları için bugün yargılanıyor. İnşallah en ağır cezayı alırlar. Fakat onların mağdur ettiği yüzlerce insan halen cezaevlerinde. Maalesef zihniyet değişmediği için insanlar da mağdur edilmeye devam ediyor. İslami camia vicdanla ve merhametle Müslümanlara yakışır bir şekilde bu olayları güncelleştirmelidir.” şeklinde konuştu.

“ÇOK SAYIDA İNSAN KENDİSİNE CEZA VEREN SAVCI VE HÂKİMLERLE AYNI CEZAEVLERİNDE YATMAKTADIR”

Konuşmaların ardından MAZLUM-DER Genel Sekreteri Kaya Kartal basın açıklamasını okudu. Açıklamada, “Uzun süredir Yargıtay`da bekleyen kumpas niteliğindeki dosyalar, ne hikmetse hızlı bir şekilde onaylanmaya ve ceza alan insanlar hapsedilmeye başlandı. 28 Şubat Brifingli Yargı Kararlarının iptal edilmesini beklerken gelen bu kararlar Müslüman Siyasi Mahpuslar yönünden yargı uygulamalarında değişen bir şey olmadığını göstermiştir.” denildi. 28 Şubat ve FETÖ yargı kumpası süreçlerinde bile yargı zulmünün belli bir mantığı olduğu belirtilen açıklamanın devamında, “Geldiğimiz noktada yaşadığımız sorun; bütün değişim ve dönüşümlere, 28 Şubatçıların müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor olmalarına, paralel yargıyı inşa edenler tutuklu ya da firari olmalarına rağmen bu kararlara halen itibar edilmesidir. Bugün çok sayıda insan kendisine operasyon yapan, ceza isteyen ve ceza veren polis, savcı ve hakimlerle aynı cezaevlerinde yatmaktadır. MAZLUM-DER olarak yaşanan çelişkiyi basının, siyasilerin ve toplumun dikkatine çeker, herkes için adil bir yargılama talebimizi tekrar ederiz.” ifadeleri kullanıldı.