Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan ve UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası" olarak tescillediği Hevsel Bahçeleri'ne bakan tarihi mesire alanlarından olan Kırklar Dağı'nda inşa edilen konutlardan 4 blokun inşaatı yapan firmanın ruhsat süresi dolduğu gerekçesi ile yıkımına iş makineleriyle başlandı.
Yıkımın olacağı dairelerin hemen yanında bulunan 137 daireye sahip Hevsel Terasları Sitesi sakinleri, yıkıma dair herhangi bir yazının olmadığını ileri sürdüler.
Belediyeden gelen üst yazıda, 10 gün içerisinde 4 bloku yapan firmanın kendisinin blokları yıkacağını yazdığını söyleyen Hevsel Terasları Sitesi sakinleri, ortada rant döndüğünü iddia ettiler.
Hevsel Terasları Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Sürgücü, ellerinde tapularının olduğunu ve haklarını istediklerini belirtti.
Yapılarda herhangi bir kanunsuzluğun olmadığını dile getiren Sürgücü, "Burada bir haksızlık ve bir kanunsuzluk olayı vardır. Sabah saat 6.00'da yıkıma gelmişler. Bunların elinde ne bir karar, ne bir belge hiçbir şey olmadan gelip kepçeyle yıkıma başlamışlar. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri buradadır. Kendisine, 'Elindeki karar belgesine varsa göster' diyoruz ama hiçbir şey yok. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanının emirleri doğrultusunda hareketlerini yerine getiriyorlar. Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı: Sen On Gözlü Köprü ve Dicle Vadisine gelip, 'burayı yıkın' dedin. Elini vicdanına koy burada 370 aile var. 370 ailenin fermanını verdiniz, hiç mi vicdanınız sızlamıyor. Bunların ne hakkını ne hukukunu hiçbir şeyini vermediniz. Burada kanunsuz hiçbir şey yoktur. Burası projeye uygun, her şeye uygun gelip 10 gün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı burada araştırma yaptı, kaçak veya proje aykırı hiçbir aykırı bir şey bulamadılar. En sonunda dediler ki 'burası ucubedir şehrin siluetini bozuyor' Evet, kamu yararına kamulaştırın biz buna karşı değiliz ama hak ve hukukumuzu verin, burada herkesin tapusu elindedir." dedi.
"Hakkımızı verin yine yıkın biz karşı çıkmıyoruz"
Alınan dairelerin borç edilerek alındığını ifade eden Sürgücü, "Burada bir haksızlık var. 370 aile burada oturuyor. Bunların hak hukuku ne olacak? Bu müteahhittin malı değil bu taşeronların ve bankaların parasıdır. Çoğu bankalardan borç almış. Hepsi zor durumdadırlar. Artık ne yapacağımızı bilmiyoruz. Burada bu ruhsatı da verende sizlersiniz. HDP zamanında ruhsatı verildi. Gültan Kışanak, Selma Irmak, bu olayı başlattırdı, şimdi sıra AK Parti'dedir. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanının ağzından çıkan bir kelimeyle bunu yaptılar. Bu nasıl olacak Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz: siz ancak bu olaya el atıp bizi kendi hakkımıza kavuşturursunuz. Başka bir çaremiz kalmamış. Burada bir zorbalık var fiilen yıkıma başlamışlar, artık ne yapacağımızı biz de bilemiyoruz. Elimizde tapularımız var, her şeyimiz var, belgemiz var, hak hukukumuzu verin yine yıkın biz karşı çıkmıyoruz. Fakat zorba bir şekilde gelip 'ben hiçbir hak hukuk tanımıyorum çevre şehircilik bakanı yıkın demiş iş bitti' diyorlar. Bu kanunsuzluk nereye kadar gidecek." İfadelerini kullandı.
"Çevre ve Şehircilik Bakanının ağzından çıkan iki kelimeyle burası yıkılıyor"
"Türkiye'nin hiçbir yerinde bu kanunsuzluk var mı?" diye soran Sürgücü sözlerine şöyle devam etti:
"İskân almadan dolayı Türkiye'de hangi bina yıkılmış,bugün gelip burayı yıkıyorlar. Hangi ruhsatın süresi bitmiş de gelip yıkım kararı almışlar. Sadece burada bir rant olayı var, bir çıkar olayı vardır. Bu kimlere gidiyor. Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum: Burada bir haksızlık var, bu olaya bir el attın. Burada bir hak hukukumuzu vermiyorlar. Tapularımız elimizde, burada kanuna aykırı ruhsata aykırı herhangi kaçak durumda bir şey yoktur. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanının ağzından çıkan iki kelimeyle burası yıkılıyor."
Hevsel Terasları Sitesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeki Ayık ise yıkım belgesi olmadan yıkımın gerçekleştiğini ileri sürdü.
"Belediyeleri, mahkemeleri kaldırın insanların hakları, hukukları bir iki tane adamın dudakları arasında kalsın"
Yıkıma tepki gösteren Ayık, "Burada kendime ait 4 tane dairem var. Burada herhangi bir yıkım kararı alınmış değildir. Ne avukatımızın onlarla görüşmesine izin veriyorlar, ne de bizim yanlarına gitmemizi istiyorlar. Biz buradan yanlarına gittik 100 kişi üzerimize çullandı, bırakmıyorlar görüşelim bizi dışarı attılar. Ellerinde herhangi bir belge olmadan burayı yıkıyorlar. Ben iki önce Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısıyla görüştüm,kendisi de şu an buradadır ve kendilerinin bize gönderdiği belgelere göre konuşuyoruz. Ben bu belgeleri ona gösteriyorum,kendisi, 'Evet o belgeler doğrudur ama biz emir almışız' diyor. Emir kimden almışsın kardeşim. Biz diyoruz ki yıkım belgesini bize gösterin.Yıkım belgesi bize gösterilsin yıkılsın. O zaman bu belediyeleri mahkemeleri kaldırın insanların hakları hukukları bir iki tane adamın dudakları arasında kalsın. Böyle bir şey olur mu?" ifadelerini kullandı. (M. Hüseyin Temel, Mehmet Çelik - İLKHA)