M. ERKAN YAVUZ - İSTANBUL

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2018'de geçerli olacak asgari ücreti bugün yapacağı toplantıyla belirleyecek. 6 milyona yakın çalışanı ilgilendiren asgari ücret görüşmelerinde sona gelinirken işçiler, asgari ücret standardının insanca yaşama uygun olması gerektiğini ifade ediyor. Asgari ücret konusunu gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Yanaç, “Türkiye`de 6 Milyon civarında asgari ücretle çalışan insan var. Bunların hepsinden devlet yüzde 15 oranından vergi alınıyor. Devlet açlık sınırı altında yaşayan, yani asgari ücretle çalışan insanlardan vergi almamalıdır.” dedi.

ASGARİ ÜCRETLİDEN % 15 VERGİ ALINIYOR

“Parti olarak Türkiye`nin acı bir gerçeği olan asgari ücret sorununu ciddi anlamda önemsiyoruz.” Diye konuşan Yanaç, “Bunu parti programımıza alarak geniş bir yer verdik. Burada asgari ücretin nasıl olması gerektiğini detaylıca ifade ettik. Asgari ücretin tanımının değiştirilerek, sadece çalışan kişinin değil ailesini de kapsayacak şekilde geçimini sağlayacak seviyede bir kazanç elde etmesi gerekiyor. Şu anda açlık sınırı ile ilgili çeşitli kurum ve kuruluşlar her ay düzenli raporlar yayınlamaktadır. Özellikle şu noktaya dikkat çekilmeli; devlet şu anda açlık sınırı altında yaşayan insanlardan vergi almaktadır. Şu anda üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan bir tanesi de bu olmalıdır. Türkiye`de 6 Milyon civarında asgari ücretle çalışan insan var. Bunların hepsinden devlet yüzde 15 oranından vergi alınıyor. Devlet açlık sınırı altında yaşayan, yani asgari ücretle çalışan insanlardan vergi almamalıdır. HÜDA PAR olarak bunu her platformda ifade ediyoruz. Kıt kanaat geçinen bu insanlarımızın yükü hafifletilmeli, onları rahatlatacak adımlar atılmalıdır.” ifadelerini kullandı.  

ASGARİ ÜCRETİ ARTIRIRKEN AĞIR VERGİLERİ DE KALDIRMAK LAZIM

Devletin işçi çalıştıran müteşebbislerden de ciddi anlamda vergiler aldığına dikkat çeken Yanaç, “Burada müteşebbislerin de yükleri hafifletilmeli, onlara uygulanan bazı ağır vergiler de kaldırılmalı veya daha fazla destek verilmelidir. Örneğin devlet müteşebbislerden 1 yılda 130 milyar TL para toplamış, devlet işverenlerden aldığı bu parayı nemaya yatırıyor. Bu paranın faize yatırılması ciddi bir yanlışlıktır. İşverenlerden alınan bu ciddi miktarlar işsizlikle mücadelede doğru olarak kullanılmalıdır. Doğrusu burada ekonomi yönetiminin bu noktada yetersiz kaldığı ortadır. Ekonomi yönetenler işsizlik noktasında yeterli tedbirler almamaktadır. Örneğin son dönemde bir seferberlik ilan edildi fakat pratikte çok karşılığı olmadı. Asgari ücret sadece açlık sınırı ile kıyas edilirse yanlış olur. Yani bir insan sadece açlığa göre mi ücretlendirilecek? Bu doğru bir yaklaşım değildir. Hayat çok pahalı bir hale gelmiş durumda, bunu ucuzlatarak işe başlanabilir. Yani bir taraftan asgari ücreti artırırken ağır vergileri de kaldırmak lazım. Hükümetin bu noktada çok basiretli davranmadığını görüyoruz.” şeklinde konuştu.

ASGARİ ÜCRET EN AZ 2 BİN TL OLMALI

Açlık sınırının yaklaşık 1600 TL`ye vardığını ve buna rağmen asgari ücretin bunun dahi altında kalmasının işin vahametini ortaya koyduğunu söyleyen işçi Aziz Kasım da “Kiraların bin liraya dayandığı, her türlü ihtiyaç malzemesine zamların yapıldığı bu süreçte asgari ücretin iki bin liranın altında olması kabul edilemez. Yani düşünün ki maaşımızın yarısını kiraya veriyoruz. Üstüne bir de çocuk okutuyoruz. Servis parasıdır, okul masrafıdır, ihtiyaçlarıdır… Bu tür kalemler hesaplandığında gelirimiz giderimizi hiçbir şekilde karşılamıyor. Her yıl elektriğe, doğalgaza, suya ve daha birçok faturaya zamlar geliyor. Mutfak malzemesine, pazara her yıl zam geliyor. Kıyafete, sağlık harcamalarına, ilaçlara ve daha aklınıza gelebilecek her türlü ihtiyacımıza zam geliyor. Tüm bunlara gelen zamları toplarsanız ve de asgari ücrete gelen zam ile kıyaslarsanız aradaki uçurumu görebilirsiniz. Bu şartlarda düşünüldüğünde asgari ücretin en aşağı iki bin lira olması gerekiyor.” dedi.

DEVLET İŞVERENE BASKI YAPMALI VE ASGARİ ÜCRETİ İNSANCA YAŞAM STANDARTLARINA TAŞIMALI

Asgari ücretle geçinmenin zor olduğunu belirten işçi Sinan Gül, “Özellikle büyük şehirlerde kira fiyatlarının yüksek olmasından dolayı asgari ücretle geçinmek neredeyse imkansız. Zam yapılıyor fakat ardından kiraya, ulaşıma, giyime ve gıdaya da zam yapılıyor. Bu yapılan zamlar maaşa yapılanı geçiyor. Ek iş yapmak zorunda kalıyoruz veya sürekli borç alıyoruz. Borcu borçla kapatıyoruz. Biz çok yüksek maaşlar istemiyoruz. İnsanca yaşayabileceğimiz bir ücret istiyoruz. Asgari ücret çalışanları genelde ağır işlerde çalışıyorlar. Fakat aldığımız ücretler çalıştığımızın karşılığı değil. Çevremdekiler artık istemeselerde eşlerini de çalıştırmak durumunda kalıyor. Bu da aile içi sorunlara neden oluyor çoğu zaman. Devlet bu noktada işverene baskı yapmalı ve asgari ücreti insanca yaşam standartlarına taşımalı. Ekonomi büyüyor, dış ticaret artıyor fakat işçi hala aç. Bu nasıl oluyor anlamıyor. İşçilerin geçinemediği bir ülkede ekonominin gelişmesinin anlamı yok. Biz ailemizi geçindirebilecek bir ücret talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

ASGARİ ÜCRET MAAŞIMLA AY SONUNU GETİREMİYORUM

Bir diğer çalışan Ebuzer Müftü ise, “Ben, asgari ücrete yakın bir maaşla geçinen biriyim. Ayda yaklaşık 900 lira kira ödüyorum. İstanbul`da bundan daha ucuza ev bulmak mümkün değil. Ev sahibi olmak zaten hayal. Ayrıca 150 liralık bir yol masrafım var. Bunlar hesaplandığında, maaşımdan geriye az bir miktar kalıyor. Bir de çocuğum var. Onun da masraflarını göz önünde bulundurursak, maaşımla ay sonunu getiremiyorum. Asgari ücrette ciddi bir artış bekliyorum.” diye konuştu.