Mustafa Karakaş/Doğruhaber
28 Aralık 2011 günü saat 21.39 ila 22.24 arasında, Türkiye jetleri Irak sınırında bir grubun üzerine dört adet bomba bıraktığında bombaların PKK`lilerin üzerine bırakıldığı zannedildi önce…
Oysa hayatını kaybeden 34 kişi geçim derdinde olan gariban köylülerdi. Irak`tan mazot ve kaçak sigara getiriyorlardı.
Devlet aklı önce bir grup PKKlı dedi Roboski`de hayatını kaybedenler için sonra ABD`den gelen yanlış istihbarat paylaşımı vurgulandı.
Dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin bilginin kaynağı MİT`tir derken MİT biz böyle bir istihbaratta bulunmadık dedi.
Bir müddet daha geçti ve işin içinde FETÖ`nün olduğu söylendi.
Ortada bir katliam birden fazla iddia vardı.
Özür dilemek yoktu devletin kitabında… 3 Ocak 2012'de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaşanan olayla ilgili resmi özür beklenmesinin "yanlış olduğu", öldürülen sivillerin ailelerine tazminat ödeneceğini söyledi.
Evet bir yanlışi varsa o da özür dilenmesini beklemekmiş!
Peki 34 kişinin hayatını kaybettiği bu katliam ile ilgili yargı ne yaptı?
Önce Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na gönderdi sonra Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı hata var ama yine de yargılanmamalılar diyerek takipsizlikte karar kıldı.
Dosya daha sonra bireysel başvuru hakkı kullanılarak Anayasa Mahkemesi`ne götürüldü ama AYM 2016 yılında “evrak eksikliği” gerekçesiyle dosyayı reddetti.
Roboski katliamının üzerinden 6 yıl geçti fakat henüz soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı.