Van'ın İpekyolu ilçesi Seyit Fehim Arvasi Mahallesi'nde 1978'ten bu yana çay evi işleten Halit Arar, halen ilk günkü gibi tezgahının başına geçtiğini, aynı özveriyle çayını demlediğini söyledi.
Askerliğini bitirdikten sonra "Çağdaş" ismini verdiğini çay evini açtığını söyleyen Arar, işini severek ve zevk alarak yaptığını ifade etti.
Müşterilerinin genellikle emekli insanlardan oluştuğunu belirten Arar, "Birçok emekli kardeşim depremden sonra Van'ı terk etti. Bir kısmı halen duruyor, bir kısmı da vefat edip bu dünyadan göçtü." dedi.
"Küçükken babalarıyla gelenler şimdi kendileri geliyor"
Arar, "Eski müşterilerim gelip burada maneviyatını yeniliyor. Kalan müşterilerimiz gelip gidiyorlar. Muhabbet ediyoruz, eskilerden söz ediyoruz. Bazı müşterilerimizin çocukları küçükken babalarıyla birlikte gelirlerdi, şimdi kendileri geliyorlar. Bayağı büyümüşler. Tanınmayacak kadar olmuşlar. Hepsi iş sahibi olmuş. Geldiklerinde, 'biz babamızla birlikte buraya gelirdik. O zamanlar küçüktük, çay içmeye gelirdik' derler. Babasını tanıttıktan sonra kimin oğlu olduğunu tanıyoruz. Bütün müşterilerimizle kardeş gibiydik." ifadelerini kullandı.
"İlk günkü gibi giriyorum bu tezgâha, aynı çay ve aynı özveriyi sergiliyorum"
Çay tezgahının ilk günden beri düzeninin değişmediğini vurgulayan Arar, "1978'den bu yana asılı olan hiçbir resmin, sobanın, ocağın ve kapı önünde bulunan oturakların yeri değişmedi. Halen ilk günkü gibi yerli yerinde. Ocağımız, her şey nostalji... Eskileri seviyorum. Hayatımızda var olan eskilerin değerini bilmemiz gerekiyor. En büyük miras insanın, tarihini bilmesidir. Benim de tarihim bu çay ocağı. Kovalı soba üzerinde kaynayan kekik, ıhlamur, tarçın... Bunlar benim tarihim. Halen ilk günkü gibi giriyorum bu tezgâha, aynı çay ve aynı özveriyi sergiliyorum. O gün müşterilerimiz bizden memnundu; bugünde içeri giren her müşterimiz bizden memnun. En iyi işi vermiş olsalar yine bu işime değişmem. Buranın değişik bir havası var. Bana ve müşterilerime eskiyi hatırlatıyor; gençliğimizi ve o günden bu güne var olan azmimizi." diye konuştu.
"Yenilikler, teknoloji, telefon, tabletler ve sosyal medya yeni neslin ne bir iş yapmasına fırsat veriyor ne de bir meslek elde etmesine." diyen Arar, "Eskiden telefon, televizyon yoktu. Çocuğunu getiren babalar, 'al bu çocuğu mesleği öğret. Eti senin, kemiği benim' derdi. Bizim zamanımızda kahvelerde su yoktu. Gidip sırtlar su getirirdik. o şekilde biz bu mesleği edindik." şeklinde konuştu. (Yunus Tuğrul-İLKHA)