Esed rejiminin son 8 aydır sıkılaştırdığı abluka, yarısı çocuk 400 bin sivile iç savaşın en büyük acılarını yaşatıyor.

Çok sayıda bebek ve çocuğun açlık ve ilaçsızlıktan hayatını kaybettiği Doğu Guta'da rejim, okulları ve yetimhaneleri dahi hedef alıyor.

Esed rejimi, kara ve hava saldırılarını sürdürürken siviller üstündeki kuşatmayı da sıkılaştırdı.

Doğu Guta'ya bu yılın nisan ayına kadar kaçak yollar, gizli tüneller ve tüccarlar aracılığıyla kısıtlı da olsa gıda girişi sağlanabiliyordu ancak söz konusu dönemden bu yana bölgeye gıda maddesi ve ilaç sokmak imkansız hale geldi. Bu durum, bölge halkının günlük yaşamını daha da zora soktu.

Ablukanın yol açtığı ilaç yetersizliği, bölgedeki hastaların hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor.

Rejimin hastaneler, sağlık merkezleri ve ilaç depolarını hedef alması ve yenilerinin tedariğini engellemesi sonucu hastalar kaderlerine terk edildi.

Zor şartlar ve imkansızlıklar nedeniyle tedavi olmaları imkansız hale gelen yüzlerce hasta, donanımlı hastanelerde bakıma ve tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün yaptığı açıklamada Doğu Guta`daki sağlık krizine dikkati çekerek, "Bunları Sayın Putin'le görüşerek oradan sıkıntısız bir şekilde ülkemize alıp burada tedavi ise tedavi, bakımsa bakım, bunları ülkemizde yaptıralım istiyoruz." ifadelerini kullanmıştı.

En az 600 hasta tahliye bekliyor

Muhaliflerin kontrolündeki Şam Kırsalı Sağlık Müdürlüğü Sözcüsü Feyiz Arabi, yaptığı açıklamada, "Doğu Guta'da uzun yıllardır süren bir abluka var. Bu durum sağlık hizmetlerini de olumsuz etkiledi. Yetersiz ilaç ve tıbbi malzeme yüzünden tahliye bekleyen hastalarımızın sayısı 600'ü aştı. Bu rakam daha artacak çünkü kayıt sırasını bekleyen hastalar var." dedi.

Arabi, tahliye bekleyenlerin çoğunun kanser hastalarından, teşhis konulamayan hastalardan ve acil ameliyat bekleyenlerden oluştuğuna işaret ederek, "Tahliye edileceklerin bazılarının acilen ameliyata ihtiyacı var, özellikle kalp rahatsızlığı olan hastalarımız. Sorun o ki tahliye için bir belli zaman yok, yani bir hastaya bir tanı konulduğunda, tedavisi için mutlaka tedbirler almamız lazım. Örneğin tahliye bekleyen kanser hastalarından 30'u başka yerlere nakledilemediği için hayatını kaybetti. İlaç tedavisi göremedikleri için de 13 hasta yaşamını yitirdi.” şeklinde konuştu.

Rejimin kendi çıkarları için bu hastaların çıkışlarına izin vermediğini ifade eden Arabi, "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu hastaların çıkarılması için bir çabası var, bunu görüyoruz. Açıkçası Doğu Guta'da tedavi göremeyen bütün hastaların, (tahliye) bu duruma düşmeleri kaçınılmaz. Bu hastalar için bir an önce bir şeyler yapılmalı." diye konuştu.

"Buradan çıkarılacak hastalara acil müdahale gerekiyor"

Tayyıb Sağlık Merkezi'nde çalışan Doğu Gutalı doktor Muhammed Ketub de, "Şimdiye kadar tahliye bekleyenlerin sayısı 590`ı aştı ancak bu sayı, Doğu Guta`da tahliye bekleyen hastaların hepsini yansıtmıyor. Bu rakam sadece Doğu Guta`da tedavi edilemeyen ve Suriye Kızılay`ı yolu ile tahliye edilmek için listeye eklenenlerin sayısı." ifadelerini kullandı.

Ketub, tahliye edilmesi gerekenlerin sayısının daha fazla olduğuna ve bunların güvenlik endişeleri bulunduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Guta'dan tahliye edilmesi gereken hastaları 3 kategoriye ayırabiliriz: İlk grubun Doğu Guta`da tedavileri mümkün değil. Buradan çıkarılacak hastalara acil müdahale yapılması gerekiyor. Kanser hastaları, kalp ve göz ameliyatı bekleyen hastalar var. İkinci grupta ilaç tedavisi görmesi gereken hastalarımız var. Yani Doğu Guta`da gerekli ilaçlar olmadığı için ilaç tedavisi yapılamayan hastalar, Guta dışında ilaç tedavisinde iyileşebilir. Üçüncü gurubu ise bölgeden dışarı çıkarılıp durumlarına teşhis konulmasını bekleyen hastalar oluşturuyor."

"Tahliye bekleyen çok sayıda hasta vefat etti"

Doğu Guta'da kanser hastalarının tedavisi ile ilgilenen Rahmet Merkezi Müdürü doktor Visam Ruz, Doğu Guta'daki hastalarına ilişkin, "Bütün hastalarımızın ilaç tedavisine ihtiyacı var. Tahliye bekleyen hastalarımızın çoğunluğunu tümörü olanlar ve kalıcı kan hastaları (Talasami, Trombosit eksikliği) oluşturuyor. Bu hastalar, nisan ayından beri tahliye bekliyor. Tahliye bekleyen çok sayıda hasta vefat etti." şeklinde konuştu.

Bebek ve çocuk mezarlığına döndü

Rejimin "aç bırakma silahı", en çok yaklaşık 400 bin nüfuslu bölgenin yarısını oluşturan bebek ve çocukları vurdu.

Şam Kırsalı İhtisas Hastanesi'nden alınan bilgilere göre, 2014'ten bu yana 527 bebek öldü. 2014'te kuşatmaya bağlı açlık ve ilaçsızlık nedeniyle 15 bebek yaşamını yitirirken bu sayı 2017'nin 10 ayında 227'ye yükseldi.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) verilerine göre, bebek ölümleri artmaya devam ediyor. UNICEF, 10 Aralık'taki açıklamasında, 7-17 yaşlarındaki 137 çocuğun tedavileri yapılmak üzere acilen tahliye edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Güçlükle bulunan gıdalar ateş pahası

Doğu Guta'da ebeveynler, çocuklarının bazı günler 24 saat aç kaldığını, diğer günlerde ise en iyi ihtimalle yalnızca ekmekten oluşan yarım öğünle yetinmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Az sayıdaki gıda maddesinin fiyatları da pahalandı. Bebek mamasının tükendiği bölgede, 1 bardak süt bin Suriye lirasına (9 TL) satılıyor.

Bir kilogram pirinç 2 bin 900 Suriye lirasından (25 TL), bir kilogram şeker ise 2 bin 450 Suriye lirasından (21 TL) satılıyor.

Doğu Guta, Türkiye, Rusya ve İran tarafından 3-4 Mayıs'taki Astana toplantısında gerginliği azaltma bölgeleri içinde alındı. Rejimin garantörü Rusya, 22 Temmuz'da ateşkesin yürürlüğe girdiğini duyurdu.