M. Tahir Özsoy - Abuzer Atasoy / DOĞRUHABER

Siyonist zindanlarda yüzlerce esir çocuk! İNTİFADANIN ÇOCUKLARI

Emperyalist ABD Başkanı Donald Trump'ın 6 Aralık'ta Kudüs'ü işgalci “israilin başkenti” olarak tanıdığına ve ABD Büyükelçiliği`nin Kudüs'e taşınması talimatı verdiğine ilişkin açıklamasından bu yana 100`den fazla Filistinli çocuk, işgal güçlerince alıkonuldu. ABD'nin Kudüs kararına tepki amacıyla Batı Şeria'da düzenlenen protesto gösterisinde işgalci israil askerlerince yakalanan ve gözleri bağlı götürülürken fotoğrafı çekilen 16 yaşındaki Fevzi el-Cuneydi`nin Kudüs direnişinin sembolü haline gelmesinin ardından çocuk yaştaki Filistinlilerin zalimce alıkonulması, dünyada daha fazla gündem olmaya başladı. Filistinli Mahkumlar Derneğine göre, yaklaşık 300 Filistinli çocuk, işgalci israil genelindeki cezaevlerinde esir edilmiş durumda. Filistinli insan hakları grupları, bu çocukların büyük çoğunluğunun psikolojik ve/veya fiziksel tacize maruz kaldığına dikkati çekiyor.

“ÇOCUKLARIN YÜZDE 82'SİNE ÇIPLAK ARAMA YAPILIYOR”

Uluslararası Filistin Çocuk Savunma Hareketi (DCIP) direktörlerinden Ayid Ebu İktaiş, AA muhabirine "Çocukların yüzde 90'ı, israil askerlerinin sözlü taciz ve aşağılamasına maruz kalıyor" açıklamasını yaptı. İktaiş, alıkonulan çocukların yüzde 82'sine çıplak arama yapıldığını, yüzde 30'unun fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtti. Çocukların yüzde 75'inden fazlasının sorguya alınmadan önce yasal danışmanlık hizmetlerinden yararlanamadığına dikkati çeken İktaiş, "Bunlar istisnai olaylar değil, israil ordusunun standart uygulaması. israil işgali, bu sistematik politikayı Filistinli çocukları korkutmak amacıyla sürdürüyor." dedi.

“ÇOCUKLAR ASKERİ MAHKEMEDE YARGILANIYOR!”

İnsan Hakları ve Adalet Hareketi Av. Gülden Sönmez, gazetemize yaptığı açıklamada, çocukları alıkoyan işgalci israil`in yaş ve cinsiyet gözetmediğini, bunun sistematik bir sindirme aracı olduğunu belirtti. Sembolleşen Fevzi El Cüneydi ve Ahed et-Tamimi gibi siyonist zulme maruz kalan sayısız Filistinli çocuktan bahseden Sönmez, “israil özellikle Kudüs ve Batı Şeria`da sistematik bir şekilde çocukları alıyor ve bunu bir baskı ve yıldırma aracı olarak kullanıyor. Hem çocukları ve gençleri sindirme, hem de ailelerini sindirme amaçlı uygulanan sistematik bir ihlal bu. Yaş grubu çok fark etmiyor. Bazen ilkokul çağındaki çocukları aldıklarını da biliyoruz. Kız, erkek de fark etmiyor. Kız çocuğu da alınıp zindana konabiliyor ve aynı muamelelere tabi tutulabiliyor. Son dönemde özellikle Ahed et-Tamimi'nin gece evinden alınması veya Fevzi El Cüneydi`nin onlarca israil askerinin darp ve şiddetine maruz kalarak alınması ve ceza evine götürülmesi çok sembolize olmuş; ama nihayetinde Filistin`deki birçok çocuğun başına gelen olayların sembolize olmuş halidir. Ulaştığımız verilere göre özellikle Uluslararası Filistinli Çocukları Koruma Kurumu`nun verilerine göre 2015 yılında 22`si kız olmak üzere toplam 2634 çocuk tutuklanmış. 2016 yılında 32`si kız toplam 887 çocuk, 2017 yılında ise şu ana kadar ve son dönem olayları hariç 700 çocuk zindana konmuştur. Bunların hangi süreçlerden geçtikleriyle ilgili de örneklik olması açısından Fevzi El Cüneydi`nin yaşadıkları örnek gösterilebilir. Cüneydi alındıktan sonra 6 kez duruşmaya çıkarıldı. Her duruşmada ‘gözaltı süresi` uzatıldı. Askeri mahkemede yargılanıyor. Normalde israil dışında dünyanın hiçbir yerinde çocukların ve sivillerin askeri mahkemede yargılanması söz konusu olamaz.” dedi.

“HAK VE TALEPLERİNDEN VAZGEÇMELERİ İÇİN TUTUKLANIYORLAR”

Çocuklar üzerinde birçok işkence yönteminin uygulandığını ifade eden Sönmez, “Özellikle çocukların yargılanması çok özel bir duruma tabidir. Ama bildiğimiz üzere birçok çocuk sadece Filistinli olduğu için, hak ve taleplerinden vazgeçmeleri için tutuluyorlar. Ne tür muamelelerle karşılaştıklarını söylemek adına da şunu söyleyebilirim: Bazı çocuklar gün içerisinde sokaklarda, bazı çocuklar ise gece evlerine yapılan baskınlarla alıkonuluyor. Özellikle gece evinden götürülmeler, Ahed et-Tamimi isimli kızın başına gelen örnekte olduğu gibi gece uykudan uyandırılıp onlarca israil askerinin ya da polisinin saldırısıyla gerçekleşiyor. Bazen ailelerinin gözü önünde darp ediliyorlar. Canlarını yakacak bir şekilde elleri kelepçeleniyor, korkmaları için gözleri bağlanıyor. Mutlaka fiziksel şiddete maruz kalıyorlar. israil tarafından alınıp, daha sonra serbest kalan çocukları dinlediğimizde; onların özellikle karanlıkta tutulma, fiziksel darp, elektrik verme, kelepçeli bir şekilde yerde diz çöktürme, bazen sadece ayakta tutma, yiyecek ve içecek vermeme, sorgulamalarda yalnız bırakıp psikolojik baskıyla bazen anne ve babayla tehdit ederek sorgulanma gibi birçok muameleye maruz kaldıklarını, zorla İbranice evraklar imzalatılmak istendiğini de duyuyoruz. Şu an israil`de tutulan çocukların çok büyük bir kısmı buna maruz kalıyorlar.” ifadelerini kullandı.

“SESSİZ KALMAMALIYIZ!”

Herkesin, kişi ve kurumlar olarak bu zulmün durması için mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Sönmez, son olarak şunları kaydetti: “Ne yapmamız gerekiyor? Öncelikle sessiz kalmamalıyız. Çok şiddetli bir şekilde itirazımızı ortaya koymamız gerekir. Yüksek sesle israildeki çocuk tutuklamalarına itirazımızı ortaya koymamız lazım. Açıkçası sivil, resmi tüm kişi ve kurumların israildeki bu muameleye karşı ses çıkarması gerekir. Hepimiz, kişiler ve kurumlar olarak; UNICEF ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi gibi uluslararası mekanizmalara, İslam İşbirliği Teşkilatı`nın İnsan Hakları Komitesi`ne ve birçok çatı örgüte çocukların korunması için bir çağrıda bulunabiliriz. Onun dışında özellikle israil Adalet Bakanlığı`nın veya israille muhatap olan adres ve telefonlara, faks numaralarına, israilin Ankara`daki büyükelçilik ve İstanbul`daki konsolosluğuna, tepkimizi ortaya koyan mesajlar gönderebilir ve tepkimizi dile getirebiliriz. Eylemler yapabiliriz. Farkındalık oluşturabiliriz. İsrail zindanlarındaki çocukların neler yaşadığına dair sosyal medya gibi imkânları kullanarak çeşitli dillerde yayın yapabiliriz. Galiba en büyük rol de sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya düşüyor. Eğer medya bu çocukların akıbetini gündemde tutarsa, STK`lar ve siyasi aktörler bu çocukların akıbetinin peşini bırakmazsa, zannediyorum israil pes edecek ve sonunda bu çocukları serbest bırakacaktır. Bize düşen de ne olursa olsun, hiçbir şekilde onların akıbetini sorgulamayı bırakmamak, sürekli gündemde tutmak. Kendi evladımız israil tarafından tutuluyor olsa ne yapmamız gerekiyorsa, her birimize bir Müslüman olarak, bir insan olarak onu yapmak düşer. Sesimizin ulaştığı insanlara şunu söyleyelim: Ahed sizin kızınız olsaydı veya Cüneydi sizin oğlunuz olsaydı ne yapardınız? O zaman onu yapın.”

CÜNEYDİ KENDİNE UYGULANAN İŞKENCEYİ ANLATTI

Çok sayıda işgalci israil askeri tarafından gözleri bağlı şekilde götürülürken çekilen fotoğrafıyla adeta Kudüs direnişinin sembolü olan 16 yaşındaki Fevzi el-Cuneydi de işkenceye maruz kalan çocuklardan. Cuneydi, 7 Aralık'ta işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan El-Halil şehrinde "gözleri bağlanarak" çok sayıda asker tarafından götürülmüş, bu görüntü sosyal medyada büyük yankı uyandırmıştı. Cüneydi, işgalci israil askerleri tarafından kendisine uygulanan işkenceyi avukatına anlattı. Filistinli Mahkumlar Derneği`nden yapılan açıklamada, işgalci israilin Ofer hapishanesinde Cüneydi'yi ziyaret eden avukat Memun el-Haşim, 7 Aralık'ta çatışmaların yaşandığı Tuffah Caddesinden akrabalarını ziyarete giderken işgalci israil askerleri tarafından darp edilerek alındığını ifade etti.

"İŞKENCEDEN DUYDUĞU ACI SEBEBİYLE KENDİNDEN GEÇECEK BİR DURUMA GELDİ"

Ellerinin askerler tarafından plastik kelepçeyle bağlandığını söyleyen Cüneydi, gözlerinin kapatıldığını ve çıplak ayakla konteyner bölgesine götürüldüğünü, yolda hakarete ve darba maruz kaldığını, ayrıca ayakkabısını istediğinde askerler tarafından daha fazla dövüldüğünü aktardı. Cüneydi, askerlerin kendisini bir odaya kapattığını, ayağına soğuk su dökerek üzerine botlarıyla çıkarak çiğnediklerini, söz konusu bu işkenceden duyduğu acı sebebiyle kendinden geçecek bir duruma geldiğini söyledi. Vücudundaki darp izleri ve sağlık durumunun kötü olması sebebiyle Atsiyon Cezaevi İdaresi`nin kendisini kabul etmediğini aktaran Cüneydi, bunun üzerine hastaneye götürüldüğünü daha sonra da Ofer hapishanesine getirildiğini belirtti. Avukat Haşim ise Cüneydi'nin sorgulama için kelepçelendiğini, ailesini aramasına ve avukatının sorgulamada hazır bulunmasına izin verilmediğini ayrıca ifadesinin tercüme edilmeden İbranice olarak imzalanmaya zorlandığına dikkati çekti.

Filistinli tutsak çocuklar için sessiz yürüyüş 

Genç İHH üyeleri, işgalci israil hapishanelerinde tutulan Ahed et-Tamimi ve Fevzi el-Cüneydi'nin sesi olmak için, sessiz yürüyüş gerçekleştirdi. Galatasaray Lisesi önünde toplanan kalabalık, Ahed et-Tamimi ve Fevzi el-Cüneydi için Türkçe, İngilizce, Arapça ve İbranice özgürlük isteyen dövizler taşıdı. Buradan tek sıra halinde yürüyüşe başlayan grup, Şişli Camisi'ne geldi. Cami önünde toplanan kalabalığa konuşan İHH İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Av. Gülden Sönmez, Fevzi el-Cüneydi'nin askeri mahkemeye çıkarılan bir çocuk olduğunu ve böyle bir durumun dünyada örneğinin bulunmadığını söyledi. Tamimi ve Cüneydi gibi hikayesi bilmeyen yüzlerce Filistinli çocuğun bulunduğunu belirten Sönmez, şöyle konuştu: "Biz bu yürüyüşle aslında sessizce şunu haykırdık, bu çocuklar sahipsiz değil. Filistinli çocuklar bütün Müslümanların çocuklarıdır. Bu çocuklarımızın akıbetlerini takip edeceğiz. Bizim buradan çağrımız; eğer israil, bu andan itibaren mahkemeye dahi çıkarmadan çocuklarımızı serbest bırakmazsa ve tutuklama kararını devam ettirirse, bundan sonra her anımız bütün Filistinli çocuklar için eylem anı olacaktır. Filistinli çocukları tutan, özellikle Fevzi el-Cüneydi'yi alıp götüren yüzleri ve kimlikleri belli olan israil askerlerinin yakalanmaları ve dünyanın herhangi bir yerinde yargılanmaları için uluslararası mekanizmaları göreve çağırıyoruz."