TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Tasarısı ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı kabul edildi.

Tasarıların kabulünün ardından konuşan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, bütçenin millet ve devlet için hayırlı olması dileğinde bulunarak, "Türkiye'yi daha güçlü, müreffeh ve huzurlu hale getirmek için çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Birliğimizi ve dirliğimizi muhafaza ederek, ülkemizi gelişmiş ülkelerin ilerisine taşımak için daha fazla gayret göstereceğiz. Bu hususta hemfikir olduğumuzu biliyorum." diye konuştu.

Kahraman, 2017'nin hem Türkiye hem de dünya için kolay bir yıl olmadığını belirterek, "İnşallah 2018 yılı, zorlukları aştığımız, vatan hainlerinin, eli kanlı ihanet çetelerinin cezalandırıldığını gördüğümüz bir yıl olacaktır." ifadesini kullandı.

TBMM Başkanı Kahraman, şöyle devam etti:

"Aziz milletimiz temsilcileri olarak hiçbir şer odağının, hiçbir yabancı gücün huzurumuzu bozmasına izin vermeyeceğiz. Demokrasimizi daha da güçlendirecek, ülkemizin istikbale emin adımlarla ilerlemesini sağlayacağız. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Bizler rahmete talip olalım ve milli bekamıza halel getirmemek için birliğimize sıkı sıkıya sarılalım. Söz konusu Türkiye olduğunda parti farkı gözetmeksizin aynı yöne bakmaktan sakınmayalım. Meselelerimize bu çatı altında çare arayalım. Yabancı ülke ve mahfiller nezdinde ülkemize yapılmak istenen kötülüklere, itibar suikastına karşı tek yürek olalım."

Bütçenin, milletin huzur, refah ve saadetine vesile olması dileğinde bulunan Kahraman, emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerini tamamladı.

"YANLIŞ HESAP KUDÜS'TEN DÖNER"

Başbakan Binali Yıldırım ise bütçenin kabul edilmesinin ardından yaptığı teşekkür konuşmasında, bütçenin TBMM Genel Kuruluna getirilmesi ve görüşülmesinde emeği geçenlere ve katkıda bulunanlara teşekkür etti.

Türkiye'nin girişimleriyle hazırlanan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararını eleştiren karar tasarısının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda kabul edilmesine değinen Yıldırım, 128 ülkenin hakkaniyetli bir duruş göstererek bu kararı kınadığını ve adeta reddettiğini söyledi.

Beklenenin olduğunu ve hakkın yerini bulduğunu kaydeden Yıldırım, "Yanlış hesap Kudüs'ten döner. Nitekim, haksız ve insafsız bir karara karşı bütün dünya ülkeleri neredeyse ittifak yaptı. Ülkeler egemenlik haklarını tehditlere, baskılara karşı korumuşlar ve bunların karşısında boyun eğmemişlerdir." değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, şunları kaydetti:

"Olayın meydana geldiği ilk günde, Cumhurbaşkanımızın Dönem Başkanlığında İstanbul Zirvesi ile tutuşturduğu ateş, bütün dünyada yankılandı ve dünya birden büyük olduğunu bu kez gösterdi.

Dün BM'de aklı selimin galip gelmesi çözüm konusunda ümitleri de yeşertmiştir. Bu kararla sadece Kudüs, Filistin değil, insanlığın onuru kazanmıştır. Amerikan yönetiminin hiçbir hukuki meşruiyeti olmayan haksız, adaletsiz keyfi kararı insanlığın vicdanından geri dönmüştür. Hiçbir ülkenin keyfi kararlarını dünyanın geri kalanına dayatma hakkına sahip olmadığı, bir kez daha kesin olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye olarak bu kararın, bu yönde çıkması için büyük gayret gösterdik. Bu çalışmalara katkı sağlayan bütün arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu kararın arkasında duran bütün BM üye ülkelerine teşekkür ediyoruz."

"BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ TEHDİT EDENLERE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Dünyanın farklı bir döneme girdiğini, savaşların, bölgesel ve küresel gerginlikler ile doğal felaketler ve ekonomik belirsizliklerin arttığı bir sürecin yaşandığını dile getiren Yıldırım, bunun yanı sıra ulusal ittifakların azaldığı, ekonomik ve siyasi ilişkilerin daha da karmaşık hale geldiği, korumacılık eğilimlerinin arttığı bir dönemin yaşandığını aktardı.

Diğer taraftan küresel krizden sonra 2017'den itibaren dünya ekonomisinde bir iyileşme ve ticarette bir artışın gözlendiğini anlatan Yıldırım, "Böyle bir ortamda, Türkiye sadece tarihi devlet geleneği olarak hedeflere kenetlenmiş vatandaşlarından oluşan milleti ve işleyen demokrasisiyle değil, aynı zamanda güçlü ekonomisiyle de gıpta edilen bir ülke olmayı sürdürmektedir. Kalkınmamızın önüne set çekmeye çalışanların ve bütünlüğümüzü tehdit edenlerin emellerine ulaşmasına milletimizden aldığımız güç ve aldığımız, alacağımız tedbirlerle asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi sonrasında iç ve dış birçok çevrenin, Türkiye ekonomisinin çökeceğini, bir daha toparlanamayacağını hep söylediğini hatırlatan Yıldırım, FETÖ'cü hainlerin gerçekleştirdiği darbe girişiminin, milletin desteğiyle bertaraf edilmesinden hemen sonra ekonomideki bu olumsuz algıyı yıkmak için harekete geçtiklerini belirtti.

Üstüne basa basa "Türkiye güçlü bir ülke, ekonomimiz sağlam temeller üzerinde duruyor." dediklerini anımsatan Yıldırım, aldıkları tedbirler ve attıkları adımlarla ne kadar sağlam bir ekonomiye sahip olunduğunu cümle aleme gösterdiklerini söyledi.

"BÜYÜMEDE ÇİN'İ VE HİNDİSTAN'I DA SOLLAYARAK LİSTE BAŞINA OTURDUK"

Zor bir 2016'yı geride bıraktıktan sonra 2017'de ekonomide başarılara imza atıldığını belirten Yıldırım, ekonomik büyümede bu yılın üçüncü çeyreğinde beklentileri ters yüz ederek bir rekora ulaştıklarını hatırlattı.

Üçüncü çeyrekte son 6 yılın en yüksek büyüme oranının yakalandığına değinen Yıldırım, "Büyümede hep önde giden Çin'i ve Hindistan'ı da sollayarak dünyada liste başına oturduk. Sonuç olarak, 2017'yi tahminlerin ve hedeflerin üzerinde, yüzde 7'yi bile aşabilecek bir büyümeyle tamamlamayı hedefliyoruz." dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yatırımlar artıyor, ihracatta tüm zamanların rekoruna gidiyoruz, istihdamı artırmayı sürdürüyoruz. Yeni yılda yeni tedbir ve teşviklerle binlerce gencimize, kadınımıza, vatandaşlarımıza iş ve aş kapısı açmaya devam edeceğiz. Ülkemiz güçlüdür. Ekonomide büyümemiz de artarak devam edecek. Türkiye'nin güçlü olması önemlidir. Türkiye sadece kendinden ibaret değil, aynı zamanda Türkiye 'Filistin' demektir, 'Kudüs' demektir, 'Arakan' demektir, 'Somali' demektir, 'Yemen' demektir. Ülkemiz, dünyanın dört bir yanında haksızlığa maruz kalanların, mağdurların, mazlumların umududur ve umudu olmaya devam edecek. Türkiye'nin güçlü olması demek mazlumların da güçlü olması demektir. İşte bu bilinçle çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz, ekonomideki hedeflerimize kararlı adımlarla gideceğiz."

Yıldırım, 2018 yılında Türkiye ekonomisinde nitelikli istihdam oluşturan yatırım ve ihracata dayalı bir büyümeyi tekrar sürdüreceklerini belirterek, onaylanan 2018 yılı bütçesinin, Türkiye'nin kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olacağını vurguladı.

"HÜKÜMET OLARAK KENDİMİZİ MİLLETİN HAKİMİ DEĞİL, HADİMİ OLARAK GÖRDÜK"

Binali Yıldırım, "Hükümetimiz olaylara kısa vadeli bakış açısı ve günlük kaygılarla bakmamakta, ülkemizin uzun vadeli çıkarlarına ve kalkınmasına odaklanmaktadır. Hazırlıklarını halen sürdürdüğümüz, 2018'de yüce Meclise sunacağımız 11'inci kalkınma planımız da aynı düşüncelerle hazırlanmaktadır." açıklamasında bulundu.

Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Ülkemizi, Cumhuriyetimizin 100. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin de ötesine taşıyacak vizyonu sürdürüyoruz, projeleri gerçekleştiriyoruz. Hızla değişen dünyayı yakalayabilecek, dönüşüme seyirci kalmayacak, bölgesinde daha müreffeh ülke olarak gelişmişlikte bir üst lige çıkacak stratejileri, politikaları hayata geçiriyoruz. AK Parti hükümetlerinin tek gayesi vatandaşlara en üst düzeyde hizmet etmektir. Sorumsuz, mesnetsiz beyan ve eylemlerle uğraşacak, kaybedecek bir dakikamız bile yoktur. Hükümet olarak kendimizi milletin hakimi değil, hadimi olarak gördük, görmeye devam edeceğiz."

"Kalkınma anlayışımızın odağında 'İnsanı yücelt ki devlet yücelsin' anlayışı vardır." diyen Yıldırım, bütçenin ülkeye ve millete hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.

Yıldırım, konuşmasının ardından siyasi parti gruplarının temsilcileriyle tokalaştı.

TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Tasarısının tümü üzerinde şahsı adına söz alan CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ise AK Parti iktidarından sonra Türkiye'de yoksulluğun sonlanmadığını, yolsuzlukların bitmediğini, yasakların da kalkmadığını ileri sürdü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Genel Kurula gelerek bütçe görüşmelerinin bir bölümünü takip etti.

Öte yandan, Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşması sırasında oğlu Erkam Yıldırım da izleyici locasında oturarak, babasının konuşmasını izledi.