ANKARA (AA) - ABD Başkanı Donald Trump'ın 6 Aralık'ta Kudüs'ü "işgal devleti İsrail'in başkenti" olarak tanıdıklarını açıklamasının ardından Kudüs için Filistin'e destek girişimleri hızlandı.

ABD'nin kararından bir hafta sonra İstanbul'da bir araya gelen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkeleri, Doğu Kudüs'ü Filistin'in işgal altındaki başkenti olarak tanıdı.

Daha sonra Türkiye ve İslam ülkelerinin girişimiyle konu, BM zeminine taşındı. BM Güvenlik Konseyinin geçici üyesi Mısır, ABD yönetiminin kararının geçersiz sayılması için hazırlanan karar tasarısını konseye sundu. Ancak beklendiği üzere daimi üye ABD, tasarıyı veto etti. ABD'nin vetosu nedeniyle 15 üyeli konseyden tasarı lehine 14 oy çıkmasına rağmen karar alınamadı.

Bunun üzerine tasarı, BM Genel Kuruluna taşındı. Daha önce reddedilen karar tasarısı, yine Türkiye ve birçok İslam ülkesinin girişimleriyle 193 üyeli BM Genel Kuruluna sunuldu.

Bugün oylanacak tasarıya destek için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ile New York'a gitti. İki bakanın tasarının mümkün olan en çok lehte oyla kabul edilmesi için çalışmalarda bulunması bekleniyor.

Daha önce BM Güvenlik Konseyinde 14'e 1 reddedilen karar tasarısı için BM Genel Kurulu, Genel Kurulun dönem başkanı tarafından "acil özel oturuma" çağrıldı.

Tasarı, ABD kararını geçersiz sayıyor
Karar tasarısında BM'de daha önce Filistin-işgal devleti İsrail meselesi ve Kudüs ile ilgili alınmış kararlar hatırlatılıyor ve kutsal şehir Kudüs'ün özel statüsü, özel olarak da kentin ruhani, dini ve kültürel boyutlarının muhafaza edilmesine duyulan ihtiyaç vurgulanıyor. Tasarıda, Kudüs'ün nihai statüsünün ilgili BM kararlarıyla uyum içinde yapılacak müzakerelerle çözümlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

Tasarıdaki maddelerle ise kutsal şehir Kudüs'ün özelliğini, statüsünü ya da demografik oluşumunu değiştirmeye yönelik her türlü karar ve eylemin yasal etkisinin olmadığı, geçersiz sayıldığı ve BM'nin daha önceki kararlarıyla uyumlu şekilde geri alınması gerektiği belirtiliyor; bu çerçevede ABD'ye Kudüs'te diplomatik temsilcilik açmaktan kaçınması çağrısı yapılıyor.

Ayrıca tasarıda tüm ülkelerden Kudüs ile ilgili daha önceki BM kararlarına uymaları talep ediliyor ve bu kararlara karşı gelen herhangi bir eylem ya da önlemi tanımamaları isteniyor. İki devletli çözümü tehlikeye atacak eğilimlerin tersine çevrilmesi çağrısı yapılan tasarıda, Ortadoğu'da kalıcı, adil ve kapsamlı bir çözümü hedefleyen çabaların hızlandırılması, bunun yanı sıra 1967'de başlayan işgal devleti İsrail işgalinin sonlandırılması isteniyor.

ABD ve işgal devleti İsrail'i baskı altına almak için önemli

Tasarıyı daha önce BM Güvenlik Konseyinde sadece ABD'nin veto etmiş olması, 193 üyeli Genel Kurulda hatırı sayılır bir çoğunluğun tasarı lehine oy kullanabileceği şeklinde yorumlanıyor.

Daha önce Güvenlik Konseyinde bazı üyelerin ABD'nin yanında duracağı tahminine rağmen kalan tüm üyelerin tasarı lehine oy kullanması bu ihtimali kuvvetlendiriyor.

BM Genel Kurulundan çıkacak kararın bağlayıcılığı bulunmuyor ancak ABD ve işgal devleti İsrail'e karşı önemli bir diplomatik hamle sayılıyor. Tasarının Genel Kuruldan ezici çoğunlukla geçmesi, uluslararası platformlarda ve dünya kamuoyunda ABD ve işgal devleti İsrail'i baskı altına almak için önemli bir girişim olarak değerlendiriliyor.