İbrahim Sevgili / DOĞRUHABER
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in, bugün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu`nda yapılacak Kudüs oylaması öncesi diğer diplomatlara e-posta göndererek karara karşı oy kullanmamaları konusunda üstü kapalı tehdit ettiği ortaya çıktı. Foreign Policy adlı internet sitesi tarafından ele geçirilen e-postada, Haley'in diğer BM üyelerine uyarıda bulunduğu belirtildi. Haley'in, "Oyunu vermeyi düşünürken Başkan'ın ve ABD'nin bu oyu kişisel bir mesele olarak algıladığını bilmeni istiyorum." notunu düştüğü dikkati çekti. Ülkelerin Kudüs'le alakalı verdiği oyları Trump'a rapor edeceğini belirten Haley, e-postada, "Başkan oylamayı yakından takip edecek ve benden bize karşı oy kullanan ülkelerin raporunu istedi. Bu konuda bütün oyları not edeceğiz." ifadelerine de yer verdi.
Özgür Kudüs Platformu Sözcüsü Mehmet Özcan ve İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı Av. Mehmet Karadağ konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulundular. Platform Sözcüsü Özcan bu tutumun siyasi anlamda bir Amerikan kovboyculuğu olduğunu belirtirken, Av. Karadağ ise ABD`nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi`nde 14`e 1 oyla yalnız kalmasının mazlum ve mustazaf halklar için iyi bir gelişme olduğunu belirtti. ABD`nin “BM'deki Kudüs oylamasında bize karşı oy verenleri not alacağız” ifadesi de kamuoyunda; “biz de sizi ve yaptıklarınızı not ediyoruz” yorumlarına neden oldu.
“ABD TEHDİTLE KABUL ETTİRMEYE ÇALIŞIYOR”
Özgür Kudüs Platformu Sözcüsü Mehmet Özcan, konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, emperyalist ABD`nin aldığı Kudüs kararını tehditle kabul ettirerek meşrulaştırmaya çalıştığını belirtti. “Emperyalist Amerika, geçtiğimiz günlerde Filistin`in başkenti Kudüs`ü işgalci israilin başkenti ilan etme hezeyanı sonrası şimdi de bu gayrimeşru kararı Birleşmiş Milletler`de tehditle kabul ettirerek meşrulaştırmak istiyor.” diyen Özcan, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılacak Kudüs oylaması öncesi ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in, diğer üye ülkelerin temsilcilerine e-posta atarak ‘Başkan oylamayı yakından takip edecek. Bu konuda bütün oyları not edeceğiz.` Şeklindeki tehdit mesajı kabul edilebilir değildir. Bu yapılan zorbalıktır, siyasi anlamda bir Amerikan kovboyculuğudur, alçaklıktır. İslam ülkelerinin karşı çıktığı, batılı ülkelerin de tasvip etmediği bu haksız, hukuksuz durum Amerika`nın uluslararası alanda yalnız kaldığını gösteriyor. On yıllardır İslam coğrafyasında büyük işgal ve katliamlara imza atan, zenginlikleri hortumlayan ve bu çarkın sürmesi için yeni stratejiler geliştiren Amerika, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumları da yaptığı melânetlere meşruluk katmak için aracı olarak kullanıyor. Haçlı Amerika, siyonist terör rejimi israili, kurdurduğu 1948 yılından bu yana kollayan politikasının bir devamı olarak ‘Kudüs`ü israilin başkenti` ilan etme cüretine karşılık İslam ümmeti olarak meydanlardan tavrımızı net bir şekilde ortaya koyarak kararı yok hükmünde sayarak gayrimeşru kabul ettik.” açıklamasında bulundu.
“HAÇLI SİYONİST ZİHNİYETİN İTTİFAKINI GÖRDÜK”
Emperyalistlerin Müslümanların bölünmüşlüğünden faydalandığını ifade eden Özcan, şöyle devam etti: “Amerika`nın BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in, BM`deki Kudüs oylaması öncesi ‘Not edeceğiz` tehdidine karşılık biz de iki milyara yaklaşan nüfusuyla Müslümanlar olarak, yaptığı işgallerle haçlı zihniyetini ortaya koyan Amerika`nın siyonist zihniyetle ittifakını gördük ve not ettik ki; küfür tek millettir. Allah`ın biz Müslümanlara müjdelediği bereketli İslam toprakları olan ilk kıblemiz Mescid-i Aksa`yı içinde barındıran Filistin meselesi sadece Filistinlileri ilgilendiren bir mesele olmaktan çıkmış, tüm dünya Müslümanlarının meselesi olmuştur. İslam aleminin bölünmüşlüğünden yararlanarak Kudüs ve İslam beldelerinin işgali ve sömürülmesi konusunda haddini aşan Amerika`yı ve tüm dünya müstekbirlerini, bu vesileyle uyarıyoruz. Öte yandan Birleşmiş Milletler`in, Amerika`nın Kudüs konusunda aldığı bu akıl almaz kararın önüne geçmesi gerekirken, geçemeyecek bir düzenekte kurulmuş olmasının verdiği acizlik, BM`nin revize edilerek yeniden yapılandırılmasını elzem kılmıştır.”
“AMERİKA TAMAMEN KENDİ ÇIKARLARINI ÖNCELİYOR”
Emperyalist ABD`nin bu zorba ve tehditkâr tutumunu gazetemize değerlendiren İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı Av. Mehmet Karadağ, önemli açıklamalarda bulundu. Karadağ, BM`de bugün yapılacak oylamada oy verenlerin iradelerini etkilemek, Amerika`nın istediği yönde bir karar çıkmasını sağlamak için bu tarz bir hukuksuz korsanca bir yola başvurulduğunu belirtti. “Bu şekilde uluslararası diplomasiye, nezakete aykırı olarak yapılan bir girişimin üç önemli sonucu var” diyen Karadağ, “1- Amerika`nın şu ana kadar gerek dünya siyaseti ile ilgili ve özellikle de Ortadoğu`daki siyasetle ilgili yürüttüğü politikaların nasıl olduğu ile ilgili ipuçları veriyor. Zorbaca, insan haklarını, uluslararası hukuku, hakkaniyeti, adaleti hiçe sayan pervasız, tahakkümlü bir anlayışla bunu sürdürdüğünü görüyoruz. Bunun bir nevi açıklanmış halidir. Bu politikanın ABD tarafından artık gizlenmeden bütün dünyaya aşikâr bir şekilde ilanıdır. Yani Amerika ne uluslararası hukuku tanıyor ve kabul ediyor, ne insan haklarını, ne de dünyadaki diğer siyasi güçleri veya toplulukları hiçbir şekilde kabul etmediğini ve tamamen kendi çıkarları, kendi hukuksuz politikalarını önceleyen bir yaklaşımda olduğunu gösteriyor. Bütün dünya bunu bu şekilde anlamış oluyor.” dedi.
“BU MAZLUM VE MUSTAZAF HALKLAR İÇİN İYİ BİR GELİŞMEDİR”
Amerika`nın bu haksız, hukuksuz uygulamalarına müttefiklerinin bile karşı çıkmaya başladığını ifade eden Karadağ, “2`inci bir sonucu bizce Amerika`nın dünyada yalnızlaştığıdır. Yani BMGK`da 15 üye var. Bunların 14`ü aleyhte ise, genel kurulda yapılacak olan bir oylamada da ülkelerin kahir ekseriyetinin yine benzer bir sonuç doğuracak yönde oy kullanacağı anlaşılıyor. Bu durum Amerika politikalarının artık dünya, kamuoyu, vicdan ve izan sahibi kişi ve kuruluşlar tarafından kabul görmeyeceği anlamına geliyor ki, Amerika bunun telaşındadır. Bununla ilgili adımlar atmak ve gerekiyorsa sopayı göstermek, istediği tahakkümü tekrar devam ettirmek amacını taşıyor. Ancak geldiğimiz noktada kendi müttefikleri bile Amerika`nın bu haksız, hukuksuz uygulama kararlarına karşı çıkıyorlar. Bu da bizce mazlum ve mustazaf halklar için yıllardır bu sömürü siyasetine maruz kalan bütün halklar için iyi bir gelişmedir.” şeklinde konuştu.
“TEPKİLER BİR BASKI UNSURU OLUŞTURUYOR”
Kudüs kararıyla ilgili ABD`ye verilen tepkilerin devam etmesinin önemine değinen Karadağ, son olarak şunları kaydetti: “Bizce 3`üncü bir sonucu da şudur; biliyorsunuz Kudüs`ü gayrı meşru israilin başkenti olarak kabul etmişti Amerika. Bütün Dünya`yı ve özellikle Türkiye`yi bu noktada ön planda görüyoruz. Tepkiler vardı. Halen devam eden tepkiler söz konusudur. Buradan şu sonucu çıkarıyoruz; bu tepkiler bazen uluslararası siyasette alınan kararları da etkiliyor. Haksız, hukuksuz kararların belki de geri alınması noktasında bir baskı unsuru oluşturuyor. Bu noktada bu tepkilerin devam etmesi gerektiği sonucunu çıkarıyoruz. Yani başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Türkiye tarafından ortaya konulan tepki ve buna paralel diğer İslam devletlerinden İslam İşbirliği Teşkilatı`nda (İİT) bizce yetersiz de olsa alınan karar ve halkımızın gösterdiği tepkiler de belirleyici olmuştur. Amerika bunları görünce deyim yerindeyse kudurmuşa dönmüştür. Siyasetinin bir çıkmaza girdiğini kendisi de görmüştür. Uluslararası tepkilerin de daha organizeli ve sonuç getirici etkili bir tarzda sürdürülmeye devam edilmesi gerekiyor. “