CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi'nde alınan kararlara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP'nin toprakları bütün olan, barış içinde yaşayan, bağımsız, egemen bir Filistin devletinin kurulmasından yana olduğunu belirtti.
işgal devleti israil ve Filistin olmak üzere iki devletli çözüme başından beri destek verdiklerini ifade eden Yılmaz, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'e ilişkin aldığı kararı "talihsiz" ve "provokatif" olarak nitelendirdi.
"Trump'la görüşülecekse bu zirvelerin bir anlamı yok"
Yılmaz, Kudüs'ü işgal devleti israil'in başkenti olarak gören kararın, bölgeyi istikrarsızlaştırdığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Trump'ın Kudüs kararında yalnızlaştırılması gerekiyor. Bunun için İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine düşen en önemli görev Trump ile görüşmemek. ABD iç siyasetinde zaten sıkışmış olan Trump'a en büyük cevap, siyaseten yalnızlaştırma ve itibarsızlaştırma olmalıdır. Ben, 'İsrail terör devleti derim ama Trump'la da görüşürüm.' dediğiniz anda o zaman samimi olmazsınız. ABD'de bir çıkış yolu, destek arayan Trump, böyle talihsiz bir adım attı. Bu adımından dolayı Trump, siyaseten cezalandırılmalı. Trump'la görüşülecekse bu zirvelerin bir anlamı yok."
Yılmaz, İİT üyesi 57 ülkenin Trump'ı kabul etmemesi durumunda Trump'ın dış politikada yalnızlaşacağını ve hakkında tartışmaların başlayacağını bildirdi.
"Keşke zirveden çıksaydı"
Başta Suudi Arabistan olmak üzere, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin, İran tehdidine karşı İsrail'le yakınlaşarak, Kudüs konusunda farklı bir tutum izlemelerinin talihsiz bir gelişme olduğuna işaret eden Yılmaz, bunun Araplar arasındaki birliği ortadan kaldırdığına dikkati çekti.
İİT'nin toplantıda aldığı "Filistin'in başkenti Kudüs'tür" kararının zaten geçmişten beri bulunduğuna değinen Yılmaz, "İİT'nin olağanüstü zirvesi, dünyada siyasi bir duyarlılık yarattı. Bu çok önemli ve desteklediğimiz bir konu." dedi.
"Keşke zirveden Trump'ı yalnızlaştıracak bir karar çıksaydı." diyen Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"O zaman çok ciddi şeyler olurdu. Yarın Trump bu ülkelere gitmek istediğinde, 'Hayır kardeşim, sen yanlış karar aldın, seninle görüşmüyoruz, sana da gelmiyoruz.' dendiği zaman, bu bir anlam ifade edebilir."